Gelecek Partisi Genel Lideri Ahmet Davutoğlu, MHP Genel Lideri Devlet Bahçeli’nin, ”Kılıçdaroğlu, cuma günü televizyonda iktidarı eleştireyim derken kazara ‘Serok Ahmet’e vurmuştur. Demiştir ki ‘Kendi topraklarından Süleyman Şah Türbesi’ni kaçırdılar.’ Kılıçdaroğlu, bunu . Bu acziyeti onun yüzüne haykırmalısın.” kelamlarına toplumsal medyadan karşılık vermişti. Davutoğlu, Bahçeli’ye ”Sayın Bahçeli, bir daha çatık kaş, asık hız, kem kelamla bizi maksat almışsınız. elbette bir karşılığım olacak. Siz saat ayarlamayı düzgün bilirsiniz, artık saatinizi 18.00’e kurun ve bekleyin. Bugün saat 18.00’de yanıtımı uygun dinleyin.” demişti.
DAVUTOĞLU’NDAN BAHÇELİ’YE KARŞILIK
Davutoğlu, “Sayın Bahçeli bu sabah sizi dinledim. Asık hızla çatık kaşlarla herkese yüklendiniz durdunuz” diyerek Bahçeli’ye şu biçimde yanıt verdi:
“Dün Cumhurbaşkanı Erdoğan koronavirüse yakalandığını duyurdu. Toplumda bir anda insani refleks oluştu. Bütün siyasi başkanlar ‘geçmiş olsun’ iletisi yayınladı. Erdoğan da ‘teşekkür’ bildirisi yayınladı. Bir anda toplumda yumuşama atmosferi oldu. Daha 24 saat geçmedi anlaşılan bu yumuşama sizi rahatsız etti, tansiyon siyasetini masaya yansıttınız. Hakikat yapmıyorsunuz. Bırakın toplum biraz sakinleşsin, bırakın her şeyi konuşur hale gelelim. Yaşınız gereğince olgunlaştı. Siyasi deneyiminiz var. Bırakın halk sizi siyasi deneyiminizle tanısın, öfkenizle asık suratınızla değil.”
“SİZİ RAHATSIZ ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ”
“Muhalefet partisindeki yakın temaslar sizi epeyce rahatsız etmiş. Tansiyon siyasetinden medet umanlar bu temaslardan rahatsız olur. Demokratik ülkelerde demokratik şuuru olanlar içinde temas ne kadar artarsa topluma rahatlık gelir, huzur gelir. Sayın Bahçeli rahatsız olmuş olabilirsiniz. Lakin size makus bir haber vereyim, sizi rahatsız etmeye devam edeceğiz. Biz farklılıklarını konuşturabilen bir siyasi iklim oluşturacağız. Uğraşmayın bunu bozamayacaksınız. Gün gelecek sizinle de görüşeceğiz. Biz kimseyi dışlamıyoruz. Bu ülkenin bütün vatandaşlarını ,siyasi başkanlarını eşit görüyoruz. İkinci kutlamada size seslenmiş ‘Parmak sallamayın’ demiştim. Sizin de, Erdoğan’ın da bizim de bu ülkedeki hakkı 84 milyonda 1’dir. Ne eksik ne fazla.”
KURNAZ SİYASET
“Bu konuşmanızda cumhur ittifakının fazlaca berrak, muhalefetin ise epeyce bulanık olduğunu söylüyorsunuz. 9 Kasım 2021’de motamot şöyleki demiştiniz: “Biz muhalefetiniz, demokratik muhalefet fonksiyonu görüyoruz.” demiştiniz. Atasözleri ile yanıt vereyim, buna ‘deve kuşu misali’ derler. Deve kuşuna ‘koş’ demişler, ‘ben kuşum koşamam’ demiş. ‘Uç’ demişler, ‘ben deveyim uçamam’ demiş. Siz de iktidar nimetlerinden istifade etmek istediğinizde hükümet ortağısınız, tenkide geldiğinizde muhalefetsiniz. Buna akıllı siyaset denmez, kurnaz siyaset denir ve bu millet kurnaz siyasetçilerden hiç hoşlanmaz.”
“EKONOMİK BUHRANIN SORUMLUSU SİZSİNİZ”
“Isparta’da donarak ölen vatandaşın, toprağına gübre atanamayan çiftçinin, kredisini ödeyemediği için intihar eden esnafın, aylık maaşını 1 haftada tüketen emeklinin, aldığı artırımları ocak enflasyonuyla kaybeden personelin, çocukların, gençlerin hepsinin vebali sizin de omuzlarınızda. Bundan kaçamayacaksınız. İktidar ortağısınız, bugün Türkiye’nin ekonomik buhranının ikinci sorumlusu hatta eş lideri olarak cumhur ittifakının sorumlusu sizsiniz. Biz görüş beyan edebilir, bizi eleştirebilirsiniz. Biz farklılıklarımızla görüşmeyi başarabildik. Siz bu farklılıkları yok ederek bir ittifak oluşturma gayreti ortasındasınız.”
SÜLEYMAN ŞAH TÜRBESİ’NİN TAŞINMASI
“Sayın Bahçeli, Süleyman Şah Türbesi’nin taşınmasını dilinize dolaşmışsınız. Evet bu biçimde ben başbakandım. Siz başbakan yardımcılığı yaptınız. Bu kararların nasıl alındığını biliyor olmanız lazım. Bu kararlar Ulusal Güvenlik Şurası’nda değerlendirildikten başta Genel Kurmay Başkanlığı’nın kıymetlendirilmesi alındıktan daha sonra uygulamaya konur. Sayın Cumhurbaşkanına sorun, bu sonucun nasıl alındığını. FETÖ denilen ismi, alçak örgütün benim tavrım üzerine Dışişleri Bakanı iken odamı nasıl dinlediğini de tetkik edin. Bütün devlet arşivleri orada açın bakın bu kararlar nasıl alınmış. 1921’deki Cabir Kalesi’ndeki yerden Süleyman Şah Türbesi birinci vakit içinderda 1973 yılında Kara Kozak köyüne taşınmıştı. daha sonrada güvenlik riski ve güvenlik değerlendirmesi yapan genel kurmayın da görüşleri alınarak yeni yerine taşındı. Sayın cumhurbaşkanının da katıldığı toplantılarda daima birlikte omuz omuza demiştik ki ‘Bu güvenlik riski ortadan kalktığında Süleyman Şah yine eski yerine taşınabilir.’ Bunları sayın cumhurbaşkanına sorun. Sayın Kılıçdaroğlu bana sorabilir, ben kendisine uygar bir biçimde anlatırım. Siz de sayın cumhurbaşkanına sorun bakalım o ne anlatacak?”
“GERİLİM SİYASETİNE SON VERECEĞİZ”
” İsminiz Devlet lakin devletin en temel işleyiş sistemlerinden habersizsiniz. Başbakan yardımcılığında ya MGK’lara katılmadınız ya da o konseylerde ne yaptınız bilemiyorum. Biz muhalefet önderleriyle her şeyi rahatlıkla konuşuruz. Siz de bir gün Erdoğan’la birbirinize urgan atmak üzere en ağır hakaretlerden bugünlere nasıl gelindiği, Osman Öcalan’ın TRT’ye nasıl çıkarıldığını, seçim kazanmak için İmralı’dan niçin mektup getirildiğini bir konuşun. Hesap sordunuz mu? Biz muhalefet partileriyle biroldukça bahiste farklı düşünüyoruz bu farklılıkları açıkça lisana getiriyoruz. Nezaketle konuşuyoruz. Türkiye’nin geleceğini sizin üzere tansiyon siyaseti güdenlerin değil, ortak baht şuuruyla inşa edenlerin günü geliyor. Görüşmelerimizden epeyce telaşlandınız anlaşılan. Telaşlanın. Zira tansiyon siyasetine son vereceğiz.”
“GELECEK’TEN UMUTLU OLUN”
“Bütün kıymetli ülkeler Pekin Olimpiyatını boykot ederken Ankara’da sesiniz çıkmadı. Bir yiğit delikanlımız Fatih, Uygur sembolüyle kayak yarışına katıldı. İşte milletimiz budur. İktidar sussa vicdanı konuşur. Konuşmanızda tek bir hakikat sözünüz var. ‘Biz gelecekten umutluyuz’ diyorsunuz. Evet, Gelecek’ten umutlu olun. Aslında bu bir itiraf. Teşkilatlarımdan bunu yaymasını rica ediyorum. Umarım Erdoğan’ın, Akşener’in Kovid’le uğraş ettiği günlerde tansiyon siyasetine son verirsiniz. Parti olarak Cumhurbaşkanı ve eşinin rahatsızlığı ötürüsıyla bir hafta ortasında tenkitlerimizi daha dikkatli bir lisanla yapma sonucu almıştık. Siz bu sonucu 24 saat geçmeden bozmamıza niye oldunuz. Artık milleti germeyin.”
DAVUTOĞLU’NDAN BAHÇELİ’YE KARŞILIK
Davutoğlu, “Sayın Bahçeli bu sabah sizi dinledim. Asık hızla çatık kaşlarla herkese yüklendiniz durdunuz” diyerek Bahçeli’ye şu biçimde yanıt verdi:
“Dün Cumhurbaşkanı Erdoğan koronavirüse yakalandığını duyurdu. Toplumda bir anda insani refleks oluştu. Bütün siyasi başkanlar ‘geçmiş olsun’ iletisi yayınladı. Erdoğan da ‘teşekkür’ bildirisi yayınladı. Bir anda toplumda yumuşama atmosferi oldu. Daha 24 saat geçmedi anlaşılan bu yumuşama sizi rahatsız etti, tansiyon siyasetini masaya yansıttınız. Hakikat yapmıyorsunuz. Bırakın toplum biraz sakinleşsin, bırakın her şeyi konuşur hale gelelim. Yaşınız gereğince olgunlaştı. Siyasi deneyiminiz var. Bırakın halk sizi siyasi deneyiminizle tanısın, öfkenizle asık suratınızla değil.”
“SİZİ RAHATSIZ ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ”
“Muhalefet partisindeki yakın temaslar sizi epeyce rahatsız etmiş. Tansiyon siyasetinden medet umanlar bu temaslardan rahatsız olur. Demokratik ülkelerde demokratik şuuru olanlar içinde temas ne kadar artarsa topluma rahatlık gelir, huzur gelir. Sayın Bahçeli rahatsız olmuş olabilirsiniz. Lakin size makus bir haber vereyim, sizi rahatsız etmeye devam edeceğiz. Biz farklılıklarını konuşturabilen bir siyasi iklim oluşturacağız. Uğraşmayın bunu bozamayacaksınız. Gün gelecek sizinle de görüşeceğiz. Biz kimseyi dışlamıyoruz. Bu ülkenin bütün vatandaşlarını ,siyasi başkanlarını eşit görüyoruz. İkinci kutlamada size seslenmiş ‘Parmak sallamayın’ demiştim. Sizin de, Erdoğan’ın da bizim de bu ülkedeki hakkı 84 milyonda 1’dir. Ne eksik ne fazla.”
KURNAZ SİYASET
“Bu konuşmanızda cumhur ittifakının fazlaca berrak, muhalefetin ise epeyce bulanık olduğunu söylüyorsunuz. 9 Kasım 2021’de motamot şöyleki demiştiniz: “Biz muhalefetiniz, demokratik muhalefet fonksiyonu görüyoruz.” demiştiniz. Atasözleri ile yanıt vereyim, buna ‘deve kuşu misali’ derler. Deve kuşuna ‘koş’ demişler, ‘ben kuşum koşamam’ demiş. ‘Uç’ demişler, ‘ben deveyim uçamam’ demiş. Siz de iktidar nimetlerinden istifade etmek istediğinizde hükümet ortağısınız, tenkide geldiğinizde muhalefetsiniz. Buna akıllı siyaset denmez, kurnaz siyaset denir ve bu millet kurnaz siyasetçilerden hiç hoşlanmaz.”
“EKONOMİK BUHRANIN SORUMLUSU SİZSİNİZ”
“Isparta’da donarak ölen vatandaşın, toprağına gübre atanamayan çiftçinin, kredisini ödeyemediği için intihar eden esnafın, aylık maaşını 1 haftada tüketen emeklinin, aldığı artırımları ocak enflasyonuyla kaybeden personelin, çocukların, gençlerin hepsinin vebali sizin de omuzlarınızda. Bundan kaçamayacaksınız. İktidar ortağısınız, bugün Türkiye’nin ekonomik buhranının ikinci sorumlusu hatta eş lideri olarak cumhur ittifakının sorumlusu sizsiniz. Biz görüş beyan edebilir, bizi eleştirebilirsiniz. Biz farklılıklarımızla görüşmeyi başarabildik. Siz bu farklılıkları yok ederek bir ittifak oluşturma gayreti ortasındasınız.”
SÜLEYMAN ŞAH TÜRBESİ’NİN TAŞINMASI
“Sayın Bahçeli, Süleyman Şah Türbesi’nin taşınmasını dilinize dolaşmışsınız. Evet bu biçimde ben başbakandım. Siz başbakan yardımcılığı yaptınız. Bu kararların nasıl alındığını biliyor olmanız lazım. Bu kararlar Ulusal Güvenlik Şurası’nda değerlendirildikten başta Genel Kurmay Başkanlığı’nın kıymetlendirilmesi alındıktan daha sonra uygulamaya konur. Sayın Cumhurbaşkanına sorun, bu sonucun nasıl alındığını. FETÖ denilen ismi, alçak örgütün benim tavrım üzerine Dışişleri Bakanı iken odamı nasıl dinlediğini de tetkik edin. Bütün devlet arşivleri orada açın bakın bu kararlar nasıl alınmış. 1921’deki Cabir Kalesi’ndeki yerden Süleyman Şah Türbesi birinci vakit içinderda 1973 yılında Kara Kozak köyüne taşınmıştı. daha sonrada güvenlik riski ve güvenlik değerlendirmesi yapan genel kurmayın da görüşleri alınarak yeni yerine taşındı. Sayın cumhurbaşkanının da katıldığı toplantılarda daima birlikte omuz omuza demiştik ki ‘Bu güvenlik riski ortadan kalktığında Süleyman Şah yine eski yerine taşınabilir.’ Bunları sayın cumhurbaşkanına sorun. Sayın Kılıçdaroğlu bana sorabilir, ben kendisine uygar bir biçimde anlatırım. Siz de sayın cumhurbaşkanına sorun bakalım o ne anlatacak?”
“GERİLİM SİYASETİNE SON VERECEĞİZ”
” İsminiz Devlet lakin devletin en temel işleyiş sistemlerinden habersizsiniz. Başbakan yardımcılığında ya MGK’lara katılmadınız ya da o konseylerde ne yaptınız bilemiyorum. Biz muhalefet önderleriyle her şeyi rahatlıkla konuşuruz. Siz de bir gün Erdoğan’la birbirinize urgan atmak üzere en ağır hakaretlerden bugünlere nasıl gelindiği, Osman Öcalan’ın TRT’ye nasıl çıkarıldığını, seçim kazanmak için İmralı’dan niçin mektup getirildiğini bir konuşun. Hesap sordunuz mu? Biz muhalefet partileriyle biroldukça bahiste farklı düşünüyoruz bu farklılıkları açıkça lisana getiriyoruz. Nezaketle konuşuyoruz. Türkiye’nin geleceğini sizin üzere tansiyon siyaseti güdenlerin değil, ortak baht şuuruyla inşa edenlerin günü geliyor. Görüşmelerimizden epeyce telaşlandınız anlaşılan. Telaşlanın. Zira tansiyon siyasetine son vereceğiz.”
“GELECEK’TEN UMUTLU OLUN”
“Bütün kıymetli ülkeler Pekin Olimpiyatını boykot ederken Ankara’da sesiniz çıkmadı. Bir yiğit delikanlımız Fatih, Uygur sembolüyle kayak yarışına katıldı. İşte milletimiz budur. İktidar sussa vicdanı konuşur. Konuşmanızda tek bir hakikat sözünüz var. ‘Biz gelecekten umutluyuz’ diyorsunuz. Evet, Gelecek’ten umutlu olun. Aslında bu bir itiraf. Teşkilatlarımdan bunu yaymasını rica ediyorum. Umarım Erdoğan’ın, Akşener’in Kovid’le uğraş ettiği günlerde tansiyon siyasetine son verirsiniz. Parti olarak Cumhurbaşkanı ve eşinin rahatsızlığı ötürüsıyla bir hafta ortasında tenkitlerimizi daha dikkatli bir lisanla yapma sonucu almıştık. Siz bu sonucu 24 saat geçmeden bozmamıza niye oldunuz. Artık milleti germeyin.”