Weber'e göre davranış türleri nelerdir ?

ItalioBrot

Global Mod
Global Mod
“Davranış Dedektifliği 101: Weber’e Göre Kim, Neden Böyle Davranıyor?”

Bir forumda düşünün; başlık şu: “İnsanlar neden böyle davranıyor ya?” Altında yüzlerce yorum: “Erkekler Mars’tan, kadınlar Venüs’ten” klişesini hatırlatan tartışmalar, “benim eski patron da tam bu tipti!” diyenler, “Weber olsa bu duruma ağlardı” diyen felsefe severler... İşte tam orada, Alman sosyolog Max Weber, çayını eline alıp şöyle derdi: “Arkadaşlar, davranış dediğin şey rastgele değildir, anlamı vardır.”

Weber’e göre, her davranışın arkasında bir “anlam” vardır ve bu anlam, insanların dünyayı nasıl algıladığına göre şekillenir. Hadi gelin bu anlamları çözümleyelim; çünkü itiraf edelim, bazen “neden böyle yaptım ben ya?” dediğimizde bile Weber’in sınıflandırması bizi kurtarabilir.

---

1. Amaçsal-Rasyonel Davranış: Plan Yapanların Kulübü

Weber’in deyimiyle “amaçsal-rasyonel davranış”, yani mantıkla planlanmış hareketler, adeta “hayat bir satranç tahtasıdır” diyenlerin dünyası. Bu davranış türü, sonucu önceden hesaplayan, strateji kuran, fayda-maliyet analizi yapan bireylerin eseridir.

Örneğin, Zeynep sabah kahvesini filtre yerine French press’le yapar çünkü “filtre kağıdı çevreye zararlı.” Bu sadece bir kahve tercihi değildir; düşünülmüş, planlanmış bir harekettir. Aynı şekilde Ali, işe giderken üç farklı rotayı test edip en az trafik olanı bulur. O da Weber’in hedef odaklı kahramanıdır.

Amaçsal-rasyonel davranış genellikle “çözüm odaklı” insanlarda görülür. Ve evet, genellikle erkeklerin “stratejik davranış” olarak kodladığı bu durum burada devreye girer. Ancak bu, kadınların rasyonel olamayacağı anlamına gelmez. Sadece kadınlar çoğu zaman aynı rasyonelliği “ilişki içindeki sonuçlar” üzerinden kurar. Zeynep’in kahvesi, çevreyi koruma isteğiyle toplumsal bir fayda taşırken, Ali’nin rotası bireysel bir verimlilik örneğidir. İkisi de mantıklı, sadece yönleri farklı.

---

2. Değer-Rasyonel Davranış: “İçim El Vermedi” Diyenlerin Bahçesi

Bu davranış türü, sonucun değil, değerin önemli olduğu durumları kapsar. Yani “sonuç kötü olsa da doğru olanı yaptım” diyenlerin dünyasıdır. Weber, bu tür davranışların “etik bir bağlılık” taşıdığını söyler.

Mesela bir şirket yöneticisi, kısa vadede zarara uğrasa bile adil ücret politikası uygular çünkü adalet onun için değerdir. Ya da biri, sevdiği insanı daha fazla üzmemek için geri adım atar, çünkü “sevgi” onun davranışının merkezindedir.

Bu tür davranışlar çoğu zaman empatiyle karışır; o yüzden toplumda “duygusal” etiketini alır. Kadınların bu alanda daha çok temsil edilmesi tesadüf değil. Ancak Weber’e göre burada cinsiyet değil, “değer yönelimi” esastır. Yani ister kadın, ister erkek, ister kedi sever ister oyun bağımlısı olsun; önemli olan, kişinin davranışını yönlendiren ilke.

Peki sizce günümüzde değer-rasyonel davranışlar azalıyor mu? “İlkelere sadık kalmak” hala geçerli bir sosyal para birimi mi?

---

3. Geleneksel Davranış: “Biz Hep Böyle Yaparız” Okulu

Weber’in üçüncü davranış türü, neredeyse her ailenin pazar sabahı ritüelinde bulunur. “Kahvaltıda çay içilir, kahve olmaz” diyen anne, tam bir geleneksel davranış ustasıdır. Çünkü o davranış, alışkanlıkla şekillenmiştir; geçmişin mirasıdır.

Bu davranış biçimi çoğu zaman “düşünmeden yapılan” eylemler olarak görülür. Ama aslında toplumsal yapının sürekliliğini sağlar. Düğünlerde takı takmak, bayramda el öpmek, sabah işe giderken “günaydın” demek… Hepsi Weber’in gözünde anlam yüklü geleneksel davranışlardır.

İşin komik tarafı, teknoloji çağında bile bu davranışlar bitmiyor. Örneğin, “Zoom toplantısında kamerayı kapatmak ayıptır” diyen yeni nesil iş kültürü de modern bir geleneksel davranış biçimi olarak yorumlanabilir.

---

4. Duygusal (Afektif) Davranış: “Bir Anlık Sinirle…” Sendromu

Ah, insanlık! Weber bu kategoriyle adeta “hormonların sosyolojisini” yazmış gibidir. Duygusal davranış, tamamen anlık hislerle şekillenir. Akıl o sırada kahve molasındadır.

Örneğin, trafikte sinirlenip kornaya basan biri, duygusal davranış sergiler. Ya da sevgilisine doğum gününde 43 tane balon alıp “beni seviyor musun hâlâ?” diye soran kişi de bu kategoriye girer.

Bu davranış türü cinsiyet üstüdür ama ilginçtir; toplum genellikle erkeklerin öfkesini, kadınların ise üzüntüsünü “doğal” bulur. Oysa Weber der ki: “Duygu, insanın sosyolojik refleksidir.” Yani ağlamak, bağırmak, kahkaha atmak — hepsi sosyal birer mesajdır.

Belki de “duygusal davranış” dediğimiz şey, toplumun içgüdüsel iletişim dilidir. Bu yüzden duygular bastırıldığında değil, anlaşıldığında toplumsal barış mümkün olur.

---

5. Günümüz Yorumu: Weber TikTok’ta Olsaydı?

Düşünün: Weber TikTok’ta, “Davranış Türleriyle Sevgili Tipleri” serisi yapıyor.

- Amaçsal-rasyonel sevgili: “Sevgililer Günü hediyesini 6 ay önceden planlamış.”

- Değer-rasyonel sevgili: “Senin mutluluğun benim için en büyük ödül.”

- Geleneksel sevgili: “Her 14 Şubat’ta aynı restorana gideriz.”

- Duygusal sevgili: “Yine trip attım ama niye attığımı unuttum.”

Mizah bir yana, Weber’in sınıflandırması bugün bile geçerli. Çünkü sosyal medyada, iş yerinde, ilişkilerde — her yerde bu davranış tipleri iç içe. İnsan değişiyor ama anlam arayışı bitmiyor.

---

Son Söz: “Davranışın Anlamı Senin Aynandır”

Weber’in temel tezi şudur: İnsan davranışı, sadece yapılan şey değildir; o davranışın “ne anlama geldiği”dir. Biz anlamları paylaşarak toplum oluruz.

Birisi iş yerinde sessiz kalıyorsa belki korktuğu için değil, stratejik düşündüğü içindir. Bir diğeri yardım ediyorsa karşılık beklediği için değil, değerlerine sadık kaldığı içindir.

Weber’in teorisi, bizi insan yapan şeyin “davranışın anlamı” olduğunu hatırlatır. Belki de en güzel soru şudur:

“Benim davranışlarımın anlamını kim yazıyor — ben mi, toplum mu?”

Ve işte o an, forum sessizleşir, herkes bir an durur. Çünkü bazen bir davranışı çözümlemek, tüm hayatı yeniden okumak gibidir.