Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kayseri Milletvekili Çetin Arık, Vilayet Lideri Ümit Özer ve İlçe Lideri Ertan Demirezen, Tomarza’da esnaf ve vatandaşlarla buluştu. GÜZEL Parti Tomarza İlçe Lideri Ümit Koçoğlu’nun da katıldığı ziyarette, Arık’ı karşısında goren bir çiftçi ve vatandaşlar şikayetlerini şu sözlerle lisana getirdiler:
Vatandaş : Tohum alamıyoruz, hayvanlarımıza takviye alamıyoruz. hiç bir şey alamıyoruz. Biz bittik ağabey, yemin yanına varılmıyor. Allah için gelin Allah için yapın.
Arık: Değiştireceğiz inşallah, milletin parasını millete harcayacağız. Bu hükümet diğerlerine harcıyor. Kolay gelsin.
Vatandaş: İnşallah, sağ ol.
Vatandaş : İnşallah düzelecek, düzelecek.
Arık: Çiftçinin yemi arttı, gübresi arttı, ilaç fiyatı arttı, hayvan fiyatı düştü, et fiyatı düştü, bu biçimde bir şey olur mu? Nasıl oluyor, akıl sır ermiyor.
Vatandaş: Oluyor. sıradan sıradan oluyor. Bu adam çiftçi, ben veterinerim. Bu adam bana kan ağlıyor, ben bu adama kan ağlıyorum.
Arık: Nasıl olacak bu iş, diye.
Vatandaş: Hani Avrupa kıskanıyordu bizi? Kıskanır.
Özer: İşler nasıl?
Arık: Var mı kasvet?
Vatandaş: İşler gördüğünüz üzere, kimse yok.
Arık: Millette para olmayınca alım gücü yok. Geçen yıla bakılırsa fiyatlarda sizin alımınız nasıl?
Vatandaş: Fiyatlar iki katından fazlası.
Arık: İki katından fazla arttı, değil mi?
Özer: her neyse sistem değişecek. Desteklerinizle bu tertip değişecek. Değiştireceğiz.
Arık: Allah gücünüzü artırsın.
Arık: Esnafı gezdik. Kimisi haline şükürler ediyor fakat ‘Sıkıntıdayız’ diyor.
Vatandaş: İnanç olarak şükretmek zorundayız ancak gerçekte o denli değil.
Vatandaş: Görünen köy kılavuz istemiyor.
Arık: Şu üç harfli marketlerden şikayetçiler.
Vatandaş: Şikayetçiyiz efendim onlardan da yapacak bir şey yok.
Arık: Pandemi devrinde kapandık, ‘yeterince takviye alamadık’ diyorlar. ‘Geçen hafta aldığım eseri bu hafta alamıyorum, artırım geliyor’ diyor. ‘Sattığım fiyattan alıyorum’ diyor. ‘Ne olacak bizim halimiz, bizi kurtarın başkanım’ diyorlar.
Vatandaş: Esnafı suçluyorlar, efendim. Bunu denetlemek esnafın nazaranvi değil ki. Devlet bunu denetleyecek. Hali mi denetleyecek, komisyoncuyu mu denetleyecek, toptancıyı mı denetleyecek? Bu hakikat söylüyor. Artık en bol olması gereken domates hâlâ 5 lira. Karpuz o denli. Tarlalardan çıktı, beşerler karpuzu çöpe döküyor ancak fiyatlar ne hikmetse düşmüyor.
Arık: Markete gelene kadar üç-dört kat artıyor. Çiftçiler bir daha dertleniyor. ‘Ben üretiyorum ancak markete gelene kadar sekiz kat oluyor’ diyor. Yani bir plansızlık, düzensizlik, bu milletin parasını heba ediyorlar. Milletin parasını millete harcamıyorlar. Bir avuç beşere harcıyorlar. Geçmediğimiz köprüden, geçiş garantili köprüden, hasta garantili hastaneler vesaire ancak az kaldı sabredin. Bu çıkmazdan çıkacağız.
Vatandaş: Marketler yasası, Meclis açıldığı vakit çıkacak mı?
Arık: Marketler yasasını, umarım sıkıntınıza deva olacak biçimde…
Vatandaş: Deva olmaz efendim, yedi tane market oldu. Herkes açacağını açtı, her yere artık. Bunu biliyorlardı aslına bakarsan. Bunların, marketlerin sahibi de mecliste oturuyor aslına bakarsan. Hepsinin bir biçimde paydaşlığı var. Çıksa ne olacak bize yararı yok, bu etaptan daha sonra. İnşallah düzgün şeyler olacak diye bekliyoruz.
Arık: Sıkıntılı olmayan var mı?
Vatandaş: Sıkıntılı olmayan var mı? Cebimizdeki parayla aldığımız gereç bir.
Vatandaş: Fiyatlar ikiye mi katladı, üçe mi katladı?
Vatandaş: Fiyatlar ne ikisi, üçe, katlandı.
Arık: Köprüyü yapanlar kaygılı değil. Onlar dolar üstünden alıyor paralarını.
Vatandaş: Davayı devam ettiriyorsun değil mi liderim?
Arık: Ediyor, ediyor. Onun ardındayız.
Vatandaş: Gerisinde duruyorsan güzel. aslına bakarsanız ben seni takip ediyorum. Dava nasıl gidiyor, nasıl yapıyor, helal olsun tebrik ederim seni.
Arık: Bu esnafın hali ne olacak?
Vatandaş: Esnafın hali, yaptığı cezayı kendi eliyle kendi eli ile çekecek.
Arık: Yaptığı ceza derken?
Vatandaş: Efendim, beş yılda bir kelam hakkı veriyor. Kelam hakkını uygun değerlendir, düzgüne git. Berbata gerek yok. Şikayet değil fakat halimizi görüyorsun. 41 yıldan beri burada ben esnafım yani. 41 yıl. 41 yılın cezasını bu sene çektik. Senetlerimizi ödeyemiyoruz. Ne tabir milletvekilim? Allah işlerini güçlerini rast getirsin. Çay ikram içelim.
Arık: Çayımızı da içeriz, yemeğimizi de yeriz, öteki vakit olur inşallah.
Vatandaş: Bin lira ayda, bizi kurtarmıyor ki. Beni 17-20 gün ya da bir ay kapatıyorsun. B enim sigortam aslına bakarsan, Bağ-Kurum bin 300 lira. Aydan aya ben bin 300 lira yatırıyordum. Senin verdiğin bin lira ile ben nasıl çıkayım?
Arık: Avrupa Birliği ülkelerinde de kapattılar. Arkadaş senin ne kadar gelirin var? Şu kadar. Al sana bu parayı, senin kiranı, stopajını, ertelediler hakikaten takviye oldular. Yani paylaştılar.
Vatandaş: Onlar bizi nasıl kıskanıyor, ben anlayamadım.
Vatandaş : Tohum alamıyoruz, hayvanlarımıza takviye alamıyoruz. hiç bir şey alamıyoruz. Biz bittik ağabey, yemin yanına varılmıyor. Allah için gelin Allah için yapın.
Arık: Değiştireceğiz inşallah, milletin parasını millete harcayacağız. Bu hükümet diğerlerine harcıyor. Kolay gelsin.
Vatandaş: İnşallah, sağ ol.
Vatandaş : İnşallah düzelecek, düzelecek.
Arık: Çiftçinin yemi arttı, gübresi arttı, ilaç fiyatı arttı, hayvan fiyatı düştü, et fiyatı düştü, bu biçimde bir şey olur mu? Nasıl oluyor, akıl sır ermiyor.
Vatandaş: Oluyor. sıradan sıradan oluyor. Bu adam çiftçi, ben veterinerim. Bu adam bana kan ağlıyor, ben bu adama kan ağlıyorum.
Arık: Nasıl olacak bu iş, diye.
Vatandaş: Hani Avrupa kıskanıyordu bizi? Kıskanır.
Özer: İşler nasıl?
Arık: Var mı kasvet?
Vatandaş: İşler gördüğünüz üzere, kimse yok.
Arık: Millette para olmayınca alım gücü yok. Geçen yıla bakılırsa fiyatlarda sizin alımınız nasıl?
Vatandaş: Fiyatlar iki katından fazlası.
Arık: İki katından fazla arttı, değil mi?
Özer: her neyse sistem değişecek. Desteklerinizle bu tertip değişecek. Değiştireceğiz.
Arık: Allah gücünüzü artırsın.
Arık: Esnafı gezdik. Kimisi haline şükürler ediyor fakat ‘Sıkıntıdayız’ diyor.
Vatandaş: İnanç olarak şükretmek zorundayız ancak gerçekte o denli değil.
Vatandaş: Görünen köy kılavuz istemiyor.
Arık: Şu üç harfli marketlerden şikayetçiler.
Vatandaş: Şikayetçiyiz efendim onlardan da yapacak bir şey yok.
Arık: Pandemi devrinde kapandık, ‘yeterince takviye alamadık’ diyorlar. ‘Geçen hafta aldığım eseri bu hafta alamıyorum, artırım geliyor’ diyor. ‘Sattığım fiyattan alıyorum’ diyor. ‘Ne olacak bizim halimiz, bizi kurtarın başkanım’ diyorlar.
Vatandaş: Esnafı suçluyorlar, efendim. Bunu denetlemek esnafın nazaranvi değil ki. Devlet bunu denetleyecek. Hali mi denetleyecek, komisyoncuyu mu denetleyecek, toptancıyı mı denetleyecek? Bu hakikat söylüyor. Artık en bol olması gereken domates hâlâ 5 lira. Karpuz o denli. Tarlalardan çıktı, beşerler karpuzu çöpe döküyor ancak fiyatlar ne hikmetse düşmüyor.
Arık: Markete gelene kadar üç-dört kat artıyor. Çiftçiler bir daha dertleniyor. ‘Ben üretiyorum ancak markete gelene kadar sekiz kat oluyor’ diyor. Yani bir plansızlık, düzensizlik, bu milletin parasını heba ediyorlar. Milletin parasını millete harcamıyorlar. Bir avuç beşere harcıyorlar. Geçmediğimiz köprüden, geçiş garantili köprüden, hasta garantili hastaneler vesaire ancak az kaldı sabredin. Bu çıkmazdan çıkacağız.
Vatandaş: Marketler yasası, Meclis açıldığı vakit çıkacak mı?
Arık: Marketler yasasını, umarım sıkıntınıza deva olacak biçimde…
Vatandaş: Deva olmaz efendim, yedi tane market oldu. Herkes açacağını açtı, her yere artık. Bunu biliyorlardı aslına bakarsan. Bunların, marketlerin sahibi de mecliste oturuyor aslına bakarsan. Hepsinin bir biçimde paydaşlığı var. Çıksa ne olacak bize yararı yok, bu etaptan daha sonra. İnşallah düzgün şeyler olacak diye bekliyoruz.
Arık: Sıkıntılı olmayan var mı?
Vatandaş: Sıkıntılı olmayan var mı? Cebimizdeki parayla aldığımız gereç bir.
Vatandaş: Fiyatlar ikiye mi katladı, üçe mi katladı?
Vatandaş: Fiyatlar ne ikisi, üçe, katlandı.
Arık: Köprüyü yapanlar kaygılı değil. Onlar dolar üstünden alıyor paralarını.
Vatandaş: Davayı devam ettiriyorsun değil mi liderim?
Arık: Ediyor, ediyor. Onun ardındayız.
Vatandaş: Gerisinde duruyorsan güzel. aslına bakarsanız ben seni takip ediyorum. Dava nasıl gidiyor, nasıl yapıyor, helal olsun tebrik ederim seni.
Arık: Bu esnafın hali ne olacak?
Vatandaş: Esnafın hali, yaptığı cezayı kendi eliyle kendi eli ile çekecek.
Arık: Yaptığı ceza derken?
Vatandaş: Efendim, beş yılda bir kelam hakkı veriyor. Kelam hakkını uygun değerlendir, düzgüne git. Berbata gerek yok. Şikayet değil fakat halimizi görüyorsun. 41 yıldan beri burada ben esnafım yani. 41 yıl. 41 yılın cezasını bu sene çektik. Senetlerimizi ödeyemiyoruz. Ne tabir milletvekilim? Allah işlerini güçlerini rast getirsin. Çay ikram içelim.
Arık: Çayımızı da içeriz, yemeğimizi de yeriz, öteki vakit olur inşallah.
Vatandaş: Bin lira ayda, bizi kurtarmıyor ki. Beni 17-20 gün ya da bir ay kapatıyorsun. B enim sigortam aslına bakarsan, Bağ-Kurum bin 300 lira. Aydan aya ben bin 300 lira yatırıyordum. Senin verdiğin bin lira ile ben nasıl çıkayım?
Arık: Avrupa Birliği ülkelerinde de kapattılar. Arkadaş senin ne kadar gelirin var? Şu kadar. Al sana bu parayı, senin kiranı, stopajını, ertelediler hakikaten takviye oldular. Yani paylaştılar.
Vatandaş: Onlar bizi nasıl kıskanıyor, ben anlayamadım.