Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Saadet Partisi Genel Lideri Temel Karamollaoğlu ile Beştepe’de yaptığı görüşme gündem olmaya devam ediyor. Karamollaoğlu’nun Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki doruğa ait açıklamalarına Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın verdiği yanıt kimi basın-yayın organlarına yansımıştı. Erdoğan, “Temel Bey’in yaptığı açıklamalar maalesef gerçeği yansıtmıyor. Burada tek yanlışsız olan 50+1 açıklaması. Bunun haricindeki açıklamalarından dolayı maalesef epey üzgünüm. Biz bu toplantıda iki bireydik. Yalnızca Temel Beyefendi ve ben vardık. İade-i ziyaret düşünüyordum, fakat bu sakıt oldu” demişti. Erdoğan’ın bu kelamlarına Saadet Partisi başkanı Karamollaoğlu Sputnik Türkiye Radyosu’nda yaptığı konuşmada cevap verdi. Karamollaoğlu, “Son derece şaşırdım ve üzüldüm. Ne söylemişim de yanlışsız değil” diyerek yansısını gösterdi.
Karamollaoğlu’nun açıklamalarında öne çıkanlar şöyleki:
Hem şaşırdım hem üzüldüm. Dostça bir görüşme oldu. Her noktada anlaşmama üzerine anlaştık. Kimi noktalarda anlaştığımız da oldu tahminen. Lakin Cumhurbaşkanının ’50+1 hariç hiç birisi hakikat değil’ demes… Ne söylemişim de yanlışsız değil? Gerçekten hayli hüzün verici bir durum.
esasen ben konuşmada bir iki husus haricinde misalin haricinde bir hususa girmedim. örneğin fındık fiyatları, biz dünyada fındığın yüzde 70’ini karşılıyoruz. İhraç meblağlarını bizim belirlememiz icap eder. Öteki yandan üretici de döviz bazında geçen yılın fiyatının altında satmamalıdır bu kadar. Toplu kontratlar için de şunu söylemiş oldum. Çalışana artırım yapıyoruz demek, enflasyonun üzerinde bir artırım yaparsanız bu artırım olur, o denli yapmazsanız bu artırım olmaz. En az yüzde 40 vereceksiniz ki, geçen sene verdiğinizin aynını vermiş olun.
Onun haricinde ben ne dedim de gerçekleri yansıtmadı, şaşırdım. Gerçekten epey üzüldüm. ’50+1′ konusunda dedim ki, seçimlerde bu kadar kesin limitlerin konulması gerçek değildir. Lakin bugün için değerli olan Türkiye’de bu sistemin değişmesidir. Değişmedikçe, mevcut Cumhurbaşkanı yahut öteki biri meclis tarafınca denetlenmedikçe sistem sürdürülemez. Denetleme, yöneten için de emniyetlidir. Kusur yapmasını önler. Fakat artık ne karar alırsa alsın, karşısında kendisini uyaracak bir makam yok. ’50+1′ i kabul etsek bile sistem sürdürülebilir olmaz.
Karamollaoğlu’nun açıklamalarında öne çıkanlar şöyleki:
Hem şaşırdım hem üzüldüm. Dostça bir görüşme oldu. Her noktada anlaşmama üzerine anlaştık. Kimi noktalarda anlaştığımız da oldu tahminen. Lakin Cumhurbaşkanının ’50+1 hariç hiç birisi hakikat değil’ demes… Ne söylemişim de yanlışsız değil? Gerçekten hayli hüzün verici bir durum.
esasen ben konuşmada bir iki husus haricinde misalin haricinde bir hususa girmedim. örneğin fındık fiyatları, biz dünyada fındığın yüzde 70’ini karşılıyoruz. İhraç meblağlarını bizim belirlememiz icap eder. Öteki yandan üretici de döviz bazında geçen yılın fiyatının altında satmamalıdır bu kadar. Toplu kontratlar için de şunu söylemiş oldum. Çalışana artırım yapıyoruz demek, enflasyonun üzerinde bir artırım yaparsanız bu artırım olur, o denli yapmazsanız bu artırım olmaz. En az yüzde 40 vereceksiniz ki, geçen sene verdiğinizin aynını vermiş olun.
Onun haricinde ben ne dedim de gerçekleri yansıtmadı, şaşırdım. Gerçekten epey üzüldüm. ’50+1′ konusunda dedim ki, seçimlerde bu kadar kesin limitlerin konulması gerçek değildir. Lakin bugün için değerli olan Türkiye’de bu sistemin değişmesidir. Değişmedikçe, mevcut Cumhurbaşkanı yahut öteki biri meclis tarafınca denetlenmedikçe sistem sürdürülemez. Denetleme, yöneten için de emniyetlidir. Kusur yapmasını önler. Fakat artık ne karar alırsa alsın, karşısında kendisini uyaracak bir makam yok. ’50+1′ i kabul etsek bile sistem sürdürülebilir olmaz.