DEVA Partisi Genel Lideri Ali Babacan ve partinin Bayan Siyasetleri Lideri Elif Esen, ‘Kadın İçin Adalet’ raporlarını açıklıyor.
Babacan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şu biçimde:
“Kadına yönelik şiddete karşı biroldukça düzenleme var. Vaktinde yapılmış, kısmen yanlışsız olduğunu düşündüğümüz… Lakin bunların geliştirilmesi gerekiyor ve her şeydilk evvel uygulanması gerekiyor. Cezanın asıl gayesi caydırıcılıktır, bunu da söyleyelim. Bu hususta çalışmalar yürüten Bayan Siyasetleri Başkanı’mız sayın Elif Esen’e teşekkür ediyoruz.”
Elif Esen’in açıklamalarından öne çıkanlar şu biçimde:
“Bugün yasalar hanımı koruyamıyor. Pekala biz parti olarak bayana şiddetle nasıl uğraş edeceğiz?
Şiddet yalnızca fizikî değildir. Ama şiddet, birinin ruhsal yahut ekonomik olarak ziyan görmesine niye olan bir aksiyondur. Bugün her üç bayandan birinin kendisini meskeninde, iş yerinde yahut dışarıda kendisini inançta hissetmediği verilerce kanıtlanmıştır. Şiddeti önlemek konusunda bakış açımız şu biçimde, evvela şiddetin ortaya çıkmasını engellemek bizim önceliğimiz. Bunun için mağdurların adalete ulaşması ve caydırıcı yaptırımlarla potansiyel katilleri durdurmamız gerekiyor.
Başak Cengiz cinayetini gördük. Savunmasız olarak gördüğü bir kıza saldırmıştı o katil. Ailesi bize şöyleki demişti, “Lütfen bu işin peşinde olun,
Bayana yönelik her türlü ayrımcılıkla çaba edeceğiz. Öncelikle esirgeyici, önleyici önlemler almalıyız. Bayan muhakkak bir yaşa gelmeden, çocuk yaşta kız ve erkek çocuklarını eğiteceğiz. Temel olarak insan haklarından ve ihlali durumunda nereye başvuracaklarından haberdar olmalılar. Kız ve erkek çocuklarının eşit olduğunu bilerek, bir erkek çocuğunun kimseye şiddet uygulamaya hakkının olmadığını bilmesinin önünü açacağız.
Medyada ve hayat alanlarında da bir fazlaca şiddet imajı paylaşıyoruz. Bunlar hakkında da düzenleme yaparak, şiddeti önleyecek görseller kullanılmasını sağlayacağız.
Bayanların şiddete karşı başvurabilecekleri üniteleri ilgili kurumlarla hareket ederek oluşturacağız.
İçişleri, Adalet ve Sıhhat Bakanlıklarındaki tüm işçinin bayan konusunda bilinçlenip, hassasiyet geliştirmeleri için çalışacağız.
bu türlü şiddetle çaba etmeyi öngörüyoruz.
İstanbul Kontratı, Türkiye’de şiddete uğrayan bir hanımın senelerca maddelerden karşılık alamamasıyla imzalanmış bir mukaveledir. Artık bu kontrattan çıkıldı ve bayan sahipsiz. Biz diyoruz ki, İstanbul Mukavelesi’nin bir daha tarafı olacağız.
Polis ve bekçilere farkındalık eğitimi vereceğiz. Bayanlara sığınma meskeni ve muhafaza merkezlerine ulaşımı kolaylaştıracağız. 155 acil dayanak çizgisini KADES çizgisiyle ilişkilendirerek bayana dayanak olacağız. Çok lisanlı davet sistemiyle bu çizgileri güçlendireceğiz.
Bayan şiddet gördükten daha sonra şayet konutunda durması hayati risk içeriyorsa devlet muhafazasıyla sığınma konutuna geçiyor. Bunlara baktığımızda sayı eksikliği ve öteki aksaklıklar görüyoruz. İstanbul Sözleşmesi’yle vadedilen sayının fazlaca gerisinde.
Silah ruhsatları da kıymetli bir problem. Şiddet sebebiyle ceza alan faillerin silahların ruhsatının iptaline kadar gideceğiz.
bir daha önemsediğimiz bir nokta, yalnızca bayan açısından bakmamak, hatası işleyen erkeğin de öfke denetim terapileriyle ömrünü şiddetsiz devam ettirmesini sağlayacağız.
Ceza sisteminde değişiklikler yaparak, potansiyel katillerin önüne geçeceğiz. Bayanlara çıkarılan muhafaza kararlarını teminata alacağız. Israrlı takibi de ceza kapsamına alacağız.
hanımın savcılıkta farklı muhataplara devamlı yaşadığı şiddeti anlatmasının önüne geçeceğiz. Erkeğin hareketini yasallaştırmaya çalışan haksız telaffuzlarının dikkate alınmasının önüne geçeceğiz.
Cezaevindeki bayanların hayat şartlarını güzelleştireceğiz. hanımın en temel gereksinimi olan hijyen muhtaçlığına fiyatsız ulaşmasını sağlayacağız. İnançlı sıhhat taramaları yaptıracağız. Bu süreç şeffaf olacak.”
Babacan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şu biçimde:
“Kadına yönelik şiddete karşı biroldukça düzenleme var. Vaktinde yapılmış, kısmen yanlışsız olduğunu düşündüğümüz… Lakin bunların geliştirilmesi gerekiyor ve her şeydilk evvel uygulanması gerekiyor. Cezanın asıl gayesi caydırıcılıktır, bunu da söyleyelim. Bu hususta çalışmalar yürüten Bayan Siyasetleri Başkanı’mız sayın Elif Esen’e teşekkür ediyoruz.”
Elif Esen’in açıklamalarından öne çıkanlar şu biçimde:
“Bugün yasalar hanımı koruyamıyor. Pekala biz parti olarak bayana şiddetle nasıl uğraş edeceğiz?
Şiddet yalnızca fizikî değildir. Ama şiddet, birinin ruhsal yahut ekonomik olarak ziyan görmesine niye olan bir aksiyondur. Bugün her üç bayandan birinin kendisini meskeninde, iş yerinde yahut dışarıda kendisini inançta hissetmediği verilerce kanıtlanmıştır. Şiddeti önlemek konusunda bakış açımız şu biçimde, evvela şiddetin ortaya çıkmasını engellemek bizim önceliğimiz. Bunun için mağdurların adalete ulaşması ve caydırıcı yaptırımlarla potansiyel katilleri durdurmamız gerekiyor.
Başak Cengiz cinayetini gördük. Savunmasız olarak gördüğü bir kıza saldırmıştı o katil. Ailesi bize şöyleki demişti, “Lütfen bu işin peşinde olun,
Bayana yönelik her türlü ayrımcılıkla çaba edeceğiz. Öncelikle esirgeyici, önleyici önlemler almalıyız. Bayan muhakkak bir yaşa gelmeden, çocuk yaşta kız ve erkek çocuklarını eğiteceğiz. Temel olarak insan haklarından ve ihlali durumunda nereye başvuracaklarından haberdar olmalılar. Kız ve erkek çocuklarının eşit olduğunu bilerek, bir erkek çocuğunun kimseye şiddet uygulamaya hakkının olmadığını bilmesinin önünü açacağız.
Medyada ve hayat alanlarında da bir fazlaca şiddet imajı paylaşıyoruz. Bunlar hakkında da düzenleme yaparak, şiddeti önleyecek görseller kullanılmasını sağlayacağız.
Bayanların şiddete karşı başvurabilecekleri üniteleri ilgili kurumlarla hareket ederek oluşturacağız.
İçişleri, Adalet ve Sıhhat Bakanlıklarındaki tüm işçinin bayan konusunda bilinçlenip, hassasiyet geliştirmeleri için çalışacağız.
bu türlü şiddetle çaba etmeyi öngörüyoruz.
İstanbul Kontratı, Türkiye’de şiddete uğrayan bir hanımın senelerca maddelerden karşılık alamamasıyla imzalanmış bir mukaveledir. Artık bu kontrattan çıkıldı ve bayan sahipsiz. Biz diyoruz ki, İstanbul Mukavelesi’nin bir daha tarafı olacağız.
Polis ve bekçilere farkındalık eğitimi vereceğiz. Bayanlara sığınma meskeni ve muhafaza merkezlerine ulaşımı kolaylaştıracağız. 155 acil dayanak çizgisini KADES çizgisiyle ilişkilendirerek bayana dayanak olacağız. Çok lisanlı davet sistemiyle bu çizgileri güçlendireceğiz.
Bayan şiddet gördükten daha sonra şayet konutunda durması hayati risk içeriyorsa devlet muhafazasıyla sığınma konutuna geçiyor. Bunlara baktığımızda sayı eksikliği ve öteki aksaklıklar görüyoruz. İstanbul Sözleşmesi’yle vadedilen sayının fazlaca gerisinde.
Silah ruhsatları da kıymetli bir problem. Şiddet sebebiyle ceza alan faillerin silahların ruhsatının iptaline kadar gideceğiz.
bir daha önemsediğimiz bir nokta, yalnızca bayan açısından bakmamak, hatası işleyen erkeğin de öfke denetim terapileriyle ömrünü şiddetsiz devam ettirmesini sağlayacağız.
Ceza sisteminde değişiklikler yaparak, potansiyel katillerin önüne geçeceğiz. Bayanlara çıkarılan muhafaza kararlarını teminata alacağız. Israrlı takibi de ceza kapsamına alacağız.
hanımın savcılıkta farklı muhataplara devamlı yaşadığı şiddeti anlatmasının önüne geçeceğiz. Erkeğin hareketini yasallaştırmaya çalışan haksız telaffuzlarının dikkate alınmasının önüne geçeceğiz.
Cezaevindeki bayanların hayat şartlarını güzelleştireceğiz. hanımın en temel gereksinimi olan hijyen muhtaçlığına fiyatsız ulaşmasını sağlayacağız. İnançlı sıhhat taramaları yaptıracağız. Bu süreç şeffaf olacak.”