CHP Küme Başkanvekili Özgür Özel, yarın hakim karşısına çıkacak olan iş insanı Osman Kavala’yı Silivri Cezaevi’nde ziyaret etti.
Sözcü’den Başak Kaya’nın haberine bakılırsa, 4 yıldır Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan Osman Kavala sürece ait, ”Avrupa Kurulu, yaptırım uygularsa bu Türkiye açısından epeyce vahim olacak. Türkiye’nin kurucusu olduğu bir kurul tarafınca cezalandırılmasından ben utanırım. Amerika’ya, Rusya’ya, Almanya’ya, Fransa’ya bir şey söyleyemiyor. Elde kala kala dış güç olarak bir ben kaldım, bir de Soros kaldı. Benimle de Soros’la da ortaları fazlaca düzgündü.” değerlendirmesinde bulundu.
Kavala- Özel ile görüşmesinden öne çıkanlar şu biçimde:
‘AVRUPA KURULU’NUN YAPTIRIMINDAN BEN UTANIRIM’
”Beni mahkeme beraat ettirdi lakin onun başında beraat etmediğim için bana tıpkı kanıtlarla yeni bir dava açıldı. İddianamede, ‘Henri Barkey ile ağır irtibatı var, bu da casus olduğunun kanıtıdır’ deniyor. Lakin ‘Barkey üst seviye ve yetenekli bir casus olduğu için bu irtibatı somutlaştıramadık’ deniyor. İki yerde somutlaştırılmış.
Biri, benim ofisimin çatısında bir baz istasyonu var, Barkey de birebir gün tıpkı saat aralığında birebir baz istasyonundan yararlanmış. Ben ofisimdeyim, o da muhtemelen İstiklal Caddesi’nde yürüyor. İstiklal caddesinden geçenler benim ofisimin çatısındaki baz istasyonundan yararlanır. Buna ağır irtibat deniyor. Bir başkası de darbe daha sonrası Türkiye’yi kimlerin yöneteceğini belirlemek için yurtharicinde toplantı yaptılar deniyor. Birebir iddianamede onun Almanya’da, benim Fransa’da farklı ülkelerde olduğumuz da yazıyor lakin buna da irtibat demişler.’
‘BU DURUMA GETİRMEMELERİ LAZIM’
Avrupa Kurulu, yaptırım uygularsa bu Türkiye açısından fazlaca vahim olacak. Türkiye’nin kurucusu olduğu bir kurul tarafınca cezalandırılmasından ben utanırım. Yaptırım sonucundan mutlu olmam. Bu duruma getirmemeleri lazım. Bu bahisle ilgili Erdoğan ile Çavuşoğlu’nun basına yansıyan yaklaşımları içinde fark var. Avrupa Kurulu’nun yaptırımları dış müdahale olarak yorumlanamaz. Türkiye’nin kurucusu olduğu bir kurulun müdahalesi olarak bakmak lazım.
Amerika’ya, Rusya’ya, Almanya’ya, Fransa’ya bir şey söyleyemiyor. Elde kala kala dış güç olarak bir ben kaldım, bir de Soros kaldı. Benimle de Soros’la da ortaları epey uygundu. Bir hukuk devletinde bir davanın sanığı hakkında ülkeyi yönetenler en az 10 defa olumsuz beyanda bulunamaz. Bu süreçten, mahkemenin etkilenmeyeceği nasıl beklenebilir.”
CHP Küme Lider Vekili Özgür Özel ise şu değerlendirmelerde bulundu:
”Osman Kavala hakkında düzenlenen iddianame, FETÖ’cülerin ortaya koyduğu savlara dayanmaktadır ve bu savlar teker teker çökmüştür, Osman Kavala özgür bırakılmıştır. Lakin kendisini olmayan bir heyetin lideri yerine koyan Tayyip Erdoğan’ın ‘sonucu tanımıyorum’ kelamları üzerine Kavala, yeniden hukuksuz bir biçimde tutuklanmıştır.
Tayyip Erdoğan’ın hukuk tanımazlığının hukuksuz sonuçlarını Osman Kavala çekmemelidir, Türkiye’nin hiç bir yurttaşı çekmemelidir. Bu uzun süren haksız ve hukuksuz tutuklamanın bir an evvel sonlandırılması gerekmektedir. Türkiye, yürütme erkinin ve başındaki kişinin mahkemelere, hukuka müdahale etmediği bir ülke olmak zorundadır. Cumhuriyet Halk Partisi, yargıçların, siyasi demeçlerle yönlendirilmediği, kanıtlarla ve vicdanlarıyla karar verdiği bir ülkeyi hedeflemektedir.”
Sözcü’den Başak Kaya’nın haberine bakılırsa, 4 yıldır Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan Osman Kavala sürece ait, ”Avrupa Kurulu, yaptırım uygularsa bu Türkiye açısından epeyce vahim olacak. Türkiye’nin kurucusu olduğu bir kurul tarafınca cezalandırılmasından ben utanırım. Amerika’ya, Rusya’ya, Almanya’ya, Fransa’ya bir şey söyleyemiyor. Elde kala kala dış güç olarak bir ben kaldım, bir de Soros kaldı. Benimle de Soros’la da ortaları fazlaca düzgündü.” değerlendirmesinde bulundu.
Kavala- Özel ile görüşmesinden öne çıkanlar şu biçimde:
‘AVRUPA KURULU’NUN YAPTIRIMINDAN BEN UTANIRIM’
”Beni mahkeme beraat ettirdi lakin onun başında beraat etmediğim için bana tıpkı kanıtlarla yeni bir dava açıldı. İddianamede, ‘Henri Barkey ile ağır irtibatı var, bu da casus olduğunun kanıtıdır’ deniyor. Lakin ‘Barkey üst seviye ve yetenekli bir casus olduğu için bu irtibatı somutlaştıramadık’ deniyor. İki yerde somutlaştırılmış.
Biri, benim ofisimin çatısında bir baz istasyonu var, Barkey de birebir gün tıpkı saat aralığında birebir baz istasyonundan yararlanmış. Ben ofisimdeyim, o da muhtemelen İstiklal Caddesi’nde yürüyor. İstiklal caddesinden geçenler benim ofisimin çatısındaki baz istasyonundan yararlanır. Buna ağır irtibat deniyor. Bir başkası de darbe daha sonrası Türkiye’yi kimlerin yöneteceğini belirlemek için yurtharicinde toplantı yaptılar deniyor. Birebir iddianamede onun Almanya’da, benim Fransa’da farklı ülkelerde olduğumuz da yazıyor lakin buna da irtibat demişler.’
‘BU DURUMA GETİRMEMELERİ LAZIM’
Avrupa Kurulu, yaptırım uygularsa bu Türkiye açısından fazlaca vahim olacak. Türkiye’nin kurucusu olduğu bir kurul tarafınca cezalandırılmasından ben utanırım. Yaptırım sonucundan mutlu olmam. Bu duruma getirmemeleri lazım. Bu bahisle ilgili Erdoğan ile Çavuşoğlu’nun basına yansıyan yaklaşımları içinde fark var. Avrupa Kurulu’nun yaptırımları dış müdahale olarak yorumlanamaz. Türkiye’nin kurucusu olduğu bir kurulun müdahalesi olarak bakmak lazım.
Amerika’ya, Rusya’ya, Almanya’ya, Fransa’ya bir şey söyleyemiyor. Elde kala kala dış güç olarak bir ben kaldım, bir de Soros kaldı. Benimle de Soros’la da ortaları epey uygundu. Bir hukuk devletinde bir davanın sanığı hakkında ülkeyi yönetenler en az 10 defa olumsuz beyanda bulunamaz. Bu süreçten, mahkemenin etkilenmeyeceği nasıl beklenebilir.”
CHP Küme Lider Vekili Özgür Özel ise şu değerlendirmelerde bulundu:
”Osman Kavala hakkında düzenlenen iddianame, FETÖ’cülerin ortaya koyduğu savlara dayanmaktadır ve bu savlar teker teker çökmüştür, Osman Kavala özgür bırakılmıştır. Lakin kendisini olmayan bir heyetin lideri yerine koyan Tayyip Erdoğan’ın ‘sonucu tanımıyorum’ kelamları üzerine Kavala, yeniden hukuksuz bir biçimde tutuklanmıştır.
Tayyip Erdoğan’ın hukuk tanımazlığının hukuksuz sonuçlarını Osman Kavala çekmemelidir, Türkiye’nin hiç bir yurttaşı çekmemelidir. Bu uzun süren haksız ve hukuksuz tutuklamanın bir an evvel sonlandırılması gerekmektedir. Türkiye, yürütme erkinin ve başındaki kişinin mahkemelere, hukuka müdahale etmediği bir ülke olmak zorundadır. Cumhuriyet Halk Partisi, yargıçların, siyasi demeçlerle yönlendirilmediği, kanıtlarla ve vicdanlarıyla karar verdiği bir ülkeyi hedeflemektedir.”