YETERLİ Parti Genel Lideri Meral Akşener, Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Lideri Ali Babacan ile görüştü. Akşener, AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş’un “Düşük profilli cumhurbaşkanı adayı” kelamları için “Psikolojik olarak Cumhur İttifakı cumhurbaşkanlığı seçimini kaybettiğini biliyor. ötürüsıyla kendilerine tavsiyem, çabucak bir seçim sonucu ilan etsinler, 13. Cumhurbaşkanı olarak seçilecek kişinin kim olduğunu öğrenirler. Kendilerine bu fikir jimnastiğinde muvaffakiyetler diliyorum” diye konuştu. Akşener, Cumhurbaşkanlığına değil Başbakanlığa aday olduğu açıklaması için “Ben durduğum yerde duruyorum. Lakin Sayın Kılıçdaroğlu’nun değerlendirmesine de kendisine teşekkür ediyorum. Kendimi ilgilendiren bir karar” dedi. Babacan ise AKP’li Kurtulmuş için, “Siyasette deneyimi olan insanların rastgele bir mevzuda peşin kararla kimi kanaatler söz etmesi artık kamuoyunun takdiridir” yorumunu yaptı.
Akşener, DEVA Partisi Genel Merkezinde Babacan ile bir ortaya geldi. Gündemde güçlendirilmiş parlamenter sistem çalışmaları vardı. Görüşmenin akabinde iki genel lider basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
BABACAN: PEŞİN KARARLA KANAATLER SÖZÜ ETMESİ ARTIK KAMUOYUNUN TAKDİRİ
AK Parti Genel Başkanvekili Kurtulmuş’un, “Düşük profilli bir Cumhurbaşkanı adayı bulmak zorunda kalacaklar” açıklaması sorulan Babacan, şunları söylemiş oldu:
“Sayın Kurtulmuş’un tabirleri kendi şahsî değerlendirmeleri olabilir kuşkusuz. Fakat çabucak hemen seçim tarihi belirlenmiş değil çabucak hemen adaylar belirlenmiş değil. ötürüsıyla bu biçimde siyasette deneyimi olan insanların rastgele bir bahiste peşin kararla kimi kanaatler söz etmesi artık kamuoyunun takdiridir.”
AKŞENER: TAVSİYEM, ÇABUCAK SEÇİM KARARI İLAN ETSİNLER, 13. CUMHURBAŞKANI SEÇİLECEK KİŞİNİN KİM OLDUĞUNU ÖĞRENİRLER
Birebir soruya Akşener şu cevabı verdi:
“Cumhur İttifakı’nın bileşenlerinin 24 saat merak ettiği bahis Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı. Bizim konuşmadığımız bizim söylemediğimiz her bir mevzuyu bu arkadaşlarımız bize dikte ettirmeye çalışıyor. Yani Türkiye’de iktisat baş aşağı. Hukuk, hukukun üstünlüğü gitti, gukuk oldu. Adalet ortadan kalktı. İktisat işte biliyorsunuz. bu biçimde bir ortamda buralara baş yormak varken 24 saat Cumhur İttifakı’nın bileşenleri şayet Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayını merak edip çeşitli sıfatlar ekliyorsa bu işte bir durum var demektir. Bunun manası şu, ruhsal olarak Cumhur İttifakı cumhurbaşkanlığı seçimini kaybettiğini biliyor. ötürüsıyla kendilerine tavsiyem, çabucak bir seçim sonucu ilan etsinler, 13. Cumhurbaşkanı olarak seçilecek kişinin kim olduğunu öğrenirler. Kendilerine bu fikir jimnastiğinde muvaffakiyetler diliyorum.”
BABACAN: TAHLİLİ YANLIŞ YERDE ARIYOR
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Tarım Kredi Kooperatifi’nin satış mağazasından alışveriş yaparak yaklaşık 1.002 lira ödemesine ait Babacan şunları söylemiş oldu:
“Bir ülkenin cumhurbaşkanı artık market işletmeciliğine soyunduysa yani devleti market işletmeciliğine sokarak fiyatları denetim edebileceğine inanıyorsa bu beyhude bir gayrettir. 84 milyonluk bir ülkede 500 tane 1000 tane şubesi olan marketlerle fiyat denetim edilemez. Türkiye’de enflasyonu düşürmenin yolu, fiyatları düşürmenin yolu maliyetleri düşürmekten geçer. Maliyetlerinde kökünde kaynağında döviz kuru vardır. Sayın cumhurbaşkanına tavsiyemiz, ülkedeki döviz kuruyla ilgili istikrarsızlığı bir an evvel önlemesi ve ülkede 2018 haziran seçimlerinde yemin ettiği üzere hem enflasyonu hem faizi düşürmesi. Beklentimiz odur. Zira bu kendi seçim taahhüdüdür. Seçileli üç sene üç ay oldu. Bu sene içerisinde hem kur yükseldi hem enflasyon yükseldi birebir vakitte faizler yükseldi. Şu anda Türkiye Avrupa’nın en yüksek faizinin uygulandığı ülke. Ve vatandaşlarımızın satın alma gücü düşmüş durumda. Yoksulluk arttı. Gelir dağılımı uçurumu müthiş bir düzeyde. Mutlak yoksulluk Türkiye yeniden hortladı. Bunların yolu devletin kolları sıvayıp ‘bari olmuyor ben alayım satayım marketçilik pazarcılık yapayım’ demesi değil. Devletin rolü makro ekonomik istikrarları sağlam tutmak ve ülkede enflasyonu düşürmek ve vatandaşlarımızın satın alma gücünü artıracak iktisat siyasetleri uygulamak. Tahlili yanlış yerlerde arıyor. Öncelikle hukuk ve adalet lazım memlekette. Hukuk ve adalet olmadan, itimat olmadan ekonomiyi asla düzeltemezler asla enflasyonu düşüremezler asla istikrarı sağlayamazlar. Faizlerin düşmesi hayal olur.”
AKŞENER: HERKESİ CİDDİYETE DAVET EDİYORUM
Birebir soruya Akşener’in verdiği karşılık da şu biçimde oldu:
“Valla biz bir buçuk yıla yaklaşan bir müddetdir Sakarya milletvekilimiz Sayın Ümit Dikbayır ve eşiyle Sakarya’da tıpkı marketten birebir tüketim hususlarını satın alıyoruz. Ve oradan halkın enflasyonunu hesaplıyoruz. Artık sayın Erdoğan bizim bu yaptığımız ölçüm hareketini taklit etmiş hoş bir şey. Ancak Türkiye’de Sayın Erdoğan’ın tavrı ile herkes ve her kurum bir gün terörist olacaktır. Ekonomiyi düzeltemedikçe yani o inancı sağlayamadıkça, adaleti tesis etmedikçe, demokrasi olmadıkça ve kendisini Nobel’e aday gösterilmesi gereken şu meşhur ‘Faiz sebep enflasyon sonuç teorisini’ ispatlayabilmek için herkesi her kurumu her alanı terörist ilan etti. 2018’de terörist ilan edildi bir küme. 31 Mart seçimlerinde tarım üreticileri ve manav yahut zerzevat meyve satan seyyar satıcılar terörist olmuştu. bu biçimde da tanzim satış mağazaları olmuştu. Ortadan vakit geçti 5 büyük zincir marketin teröristleşmeye gerçek gittiğini gördük. Ve bu hafta yaptığı çalışmayla da tanzim satış mağazalarını 1000 mağaza ile Türkiye’ye işte her şeyi en ucuza yedirecek Türkiye en ucuz haliyle sunacak diye bir kanaat. Yalnızca şu cümleyi goren, duyan rastgele bir yatırımcı ister Türk vatandaşı ister yabancı bir şahıs yahut bir kurum bu ülkeye Cumhurbaşkanının tanımı ile bu biçimde bir ekonomik modelin işlediği bu ülkeye bir liralık bir dolarlık yatırım yapmaz. Ben herkesi ciddiyete davet ediyorum.”
“BEN DURDUĞUM YERDE DURUYORUM. SAYIN KILIÇDAROĞLU’NUN KENDİSİNE TEŞEKKÜR EDİYORUM”
Kendisinin başbakan adaylığı açıklaması daha sonrası CHP Önderi Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaptığı “Başbakanlık bakılırsavini üstlenmesi son derece kıymetli olur” değerlendirmesi sorulan Akşener, şu yorumu yaptı:
“Kendisine teşekkür ediyorum. ‘Ben Cumhurbaşkanı adayı değilim’ dedim, net bir biçimde. Artık cumhurbaşkanı adayı değilsiniz gazeteci olarak siz bana ‘Peki nereye yürüyorsunuz, neye adaysınız’ dersiniz. Gerçekten o soruldu. ötürüsıyla ‘Ben de başbakanlığa adayım’ dedim. Bunun manası nedir? Partinizi seçimde birinci parti haline her birlikte partili arkadaşlarınızla birlikte bu biçimde bir sonuç alırsınız bu biçimde da başbakanlık bakılırsavi sizin olur. Yani cumhurbaşkanı adaylığı şahsî bir karar bu. Yani sizin kendinizle ilgili verdiğiniz bir karar. Benim GÜZEL Parti’de yönetici arkadaşlarım bu hissimi, bu sonucumı biliyorlardı lakin ben Sayın Kılıçdaroğlu yahut bir öteki önderle bu bahiste oturup bunu konuşmadım. Ancak şu biliniyordu, daha evvelden üç televizyon programında ‘bu ülkenin önünü tıkayacak bir tavrım olmayacak. Cumhurbaşkanlığı için ona yönelik alt yapı oluşturmak için de çalışmayacağım çalışmıyorum’ demiştim. ötürüsıyla ben durduğum yerde duruyorum. Fakat Sayın Kılıçdaroğlu’nun değerlendirmesine de kendisine teşekkür ediyorum, aracılığınızla. Dediğim üzere beni ilgilendiren kendimi ilgilendiren bir karar. Bu elbette şahsi bir karar o şahsi sonucumızı da milletimize duyurdum.”
“BU YAŞLI ARKADAŞIN KONUTUNDA OTURUP TORUNLARIYLA İLGİLENMESİ KAÇAK GÖÇEK ÇOLUK ÇOCUĞUYLA, ONLARA MORAL VERMESİNDE BÜYÜK YARAR VAR.”
Eski TBMM Lideri İsmail Kahraman’ın anayasa açıklaması hakkındaki bir soruya Akşener, şu karşılığı verdi:
“Sayın Kahraman’ın açıklamaları yeni midir eski midir onu ben bilmiyorum. Sayın Kahraman’ın daima bu biçimde epeyce eksantrik çıkışları olmuştur. Başından itibaren yaşına bağlamıştım. Kendisinin tıpkı vakitte bir iftar sofrasında birebir vakitte merhum ağabeyimin arkadaşlarının yüzüne Millet İttifakı ortasında yer almamız sebebiyle şahsıma ‘Meral Kılıçdaroğlu’ söylemiş olduğini biliyoruz. ötürüsıyla İsmail Kahraman beyefendinin kendimi savunmak için bunun üzerine ona bu kelamını protesto eden açık bir mektup yazdığımda kendini savunmak için de bana bir ‘FETÖ’cü’ demişti. Daima bu biçimde oluyor. Sonuç itibariyle gördük ki ailesinin yarısı kaçak birebir vakitte FETÖ’den kaçak. Onun için bu yaşlı arkadaşın meskeninde oturup işine gücüne bakması, torunlarıyla ilgilenmesi kaçak göçek çoluk çocuğuyla onlara moral vermesinde büyük yarar var. Ve kendini hatırlatmak için bu tıp eksantrik çıkışlardan uzak durmasında büyük yarar var.”
Akşener, DEVA Partisi Genel Merkezinde Babacan ile bir ortaya geldi. Gündemde güçlendirilmiş parlamenter sistem çalışmaları vardı. Görüşmenin akabinde iki genel lider basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
BABACAN: PEŞİN KARARLA KANAATLER SÖZÜ ETMESİ ARTIK KAMUOYUNUN TAKDİRİ
AK Parti Genel Başkanvekili Kurtulmuş’un, “Düşük profilli bir Cumhurbaşkanı adayı bulmak zorunda kalacaklar” açıklaması sorulan Babacan, şunları söylemiş oldu:
“Sayın Kurtulmuş’un tabirleri kendi şahsî değerlendirmeleri olabilir kuşkusuz. Fakat çabucak hemen seçim tarihi belirlenmiş değil çabucak hemen adaylar belirlenmiş değil. ötürüsıyla bu biçimde siyasette deneyimi olan insanların rastgele bir bahiste peşin kararla kimi kanaatler söz etmesi artık kamuoyunun takdiridir.”
AKŞENER: TAVSİYEM, ÇABUCAK SEÇİM KARARI İLAN ETSİNLER, 13. CUMHURBAŞKANI SEÇİLECEK KİŞİNİN KİM OLDUĞUNU ÖĞRENİRLER
Birebir soruya Akşener şu cevabı verdi:
“Cumhur İttifakı’nın bileşenlerinin 24 saat merak ettiği bahis Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı. Bizim konuşmadığımız bizim söylemediğimiz her bir mevzuyu bu arkadaşlarımız bize dikte ettirmeye çalışıyor. Yani Türkiye’de iktisat baş aşağı. Hukuk, hukukun üstünlüğü gitti, gukuk oldu. Adalet ortadan kalktı. İktisat işte biliyorsunuz. bu biçimde bir ortamda buralara baş yormak varken 24 saat Cumhur İttifakı’nın bileşenleri şayet Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayını merak edip çeşitli sıfatlar ekliyorsa bu işte bir durum var demektir. Bunun manası şu, ruhsal olarak Cumhur İttifakı cumhurbaşkanlığı seçimini kaybettiğini biliyor. ötürüsıyla kendilerine tavsiyem, çabucak bir seçim sonucu ilan etsinler, 13. Cumhurbaşkanı olarak seçilecek kişinin kim olduğunu öğrenirler. Kendilerine bu fikir jimnastiğinde muvaffakiyetler diliyorum.”
BABACAN: TAHLİLİ YANLIŞ YERDE ARIYOR
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Tarım Kredi Kooperatifi’nin satış mağazasından alışveriş yaparak yaklaşık 1.002 lira ödemesine ait Babacan şunları söylemiş oldu:
“Bir ülkenin cumhurbaşkanı artık market işletmeciliğine soyunduysa yani devleti market işletmeciliğine sokarak fiyatları denetim edebileceğine inanıyorsa bu beyhude bir gayrettir. 84 milyonluk bir ülkede 500 tane 1000 tane şubesi olan marketlerle fiyat denetim edilemez. Türkiye’de enflasyonu düşürmenin yolu, fiyatları düşürmenin yolu maliyetleri düşürmekten geçer. Maliyetlerinde kökünde kaynağında döviz kuru vardır. Sayın cumhurbaşkanına tavsiyemiz, ülkedeki döviz kuruyla ilgili istikrarsızlığı bir an evvel önlemesi ve ülkede 2018 haziran seçimlerinde yemin ettiği üzere hem enflasyonu hem faizi düşürmesi. Beklentimiz odur. Zira bu kendi seçim taahhüdüdür. Seçileli üç sene üç ay oldu. Bu sene içerisinde hem kur yükseldi hem enflasyon yükseldi birebir vakitte faizler yükseldi. Şu anda Türkiye Avrupa’nın en yüksek faizinin uygulandığı ülke. Ve vatandaşlarımızın satın alma gücü düşmüş durumda. Yoksulluk arttı. Gelir dağılımı uçurumu müthiş bir düzeyde. Mutlak yoksulluk Türkiye yeniden hortladı. Bunların yolu devletin kolları sıvayıp ‘bari olmuyor ben alayım satayım marketçilik pazarcılık yapayım’ demesi değil. Devletin rolü makro ekonomik istikrarları sağlam tutmak ve ülkede enflasyonu düşürmek ve vatandaşlarımızın satın alma gücünü artıracak iktisat siyasetleri uygulamak. Tahlili yanlış yerlerde arıyor. Öncelikle hukuk ve adalet lazım memlekette. Hukuk ve adalet olmadan, itimat olmadan ekonomiyi asla düzeltemezler asla enflasyonu düşüremezler asla istikrarı sağlayamazlar. Faizlerin düşmesi hayal olur.”
AKŞENER: HERKESİ CİDDİYETE DAVET EDİYORUM
Birebir soruya Akşener’in verdiği karşılık da şu biçimde oldu:
“Valla biz bir buçuk yıla yaklaşan bir müddetdir Sakarya milletvekilimiz Sayın Ümit Dikbayır ve eşiyle Sakarya’da tıpkı marketten birebir tüketim hususlarını satın alıyoruz. Ve oradan halkın enflasyonunu hesaplıyoruz. Artık sayın Erdoğan bizim bu yaptığımız ölçüm hareketini taklit etmiş hoş bir şey. Ancak Türkiye’de Sayın Erdoğan’ın tavrı ile herkes ve her kurum bir gün terörist olacaktır. Ekonomiyi düzeltemedikçe yani o inancı sağlayamadıkça, adaleti tesis etmedikçe, demokrasi olmadıkça ve kendisini Nobel’e aday gösterilmesi gereken şu meşhur ‘Faiz sebep enflasyon sonuç teorisini’ ispatlayabilmek için herkesi her kurumu her alanı terörist ilan etti. 2018’de terörist ilan edildi bir küme. 31 Mart seçimlerinde tarım üreticileri ve manav yahut zerzevat meyve satan seyyar satıcılar terörist olmuştu. bu biçimde da tanzim satış mağazaları olmuştu. Ortadan vakit geçti 5 büyük zincir marketin teröristleşmeye gerçek gittiğini gördük. Ve bu hafta yaptığı çalışmayla da tanzim satış mağazalarını 1000 mağaza ile Türkiye’ye işte her şeyi en ucuza yedirecek Türkiye en ucuz haliyle sunacak diye bir kanaat. Yalnızca şu cümleyi goren, duyan rastgele bir yatırımcı ister Türk vatandaşı ister yabancı bir şahıs yahut bir kurum bu ülkeye Cumhurbaşkanının tanımı ile bu biçimde bir ekonomik modelin işlediği bu ülkeye bir liralık bir dolarlık yatırım yapmaz. Ben herkesi ciddiyete davet ediyorum.”
“BEN DURDUĞUM YERDE DURUYORUM. SAYIN KILIÇDAROĞLU’NUN KENDİSİNE TEŞEKKÜR EDİYORUM”
Kendisinin başbakan adaylığı açıklaması daha sonrası CHP Önderi Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaptığı “Başbakanlık bakılırsavini üstlenmesi son derece kıymetli olur” değerlendirmesi sorulan Akşener, şu yorumu yaptı:
“Kendisine teşekkür ediyorum. ‘Ben Cumhurbaşkanı adayı değilim’ dedim, net bir biçimde. Artık cumhurbaşkanı adayı değilsiniz gazeteci olarak siz bana ‘Peki nereye yürüyorsunuz, neye adaysınız’ dersiniz. Gerçekten o soruldu. ötürüsıyla ‘Ben de başbakanlığa adayım’ dedim. Bunun manası nedir? Partinizi seçimde birinci parti haline her birlikte partili arkadaşlarınızla birlikte bu biçimde bir sonuç alırsınız bu biçimde da başbakanlık bakılırsavi sizin olur. Yani cumhurbaşkanı adaylığı şahsî bir karar bu. Yani sizin kendinizle ilgili verdiğiniz bir karar. Benim GÜZEL Parti’de yönetici arkadaşlarım bu hissimi, bu sonucumı biliyorlardı lakin ben Sayın Kılıçdaroğlu yahut bir öteki önderle bu bahiste oturup bunu konuşmadım. Ancak şu biliniyordu, daha evvelden üç televizyon programında ‘bu ülkenin önünü tıkayacak bir tavrım olmayacak. Cumhurbaşkanlığı için ona yönelik alt yapı oluşturmak için de çalışmayacağım çalışmıyorum’ demiştim. ötürüsıyla ben durduğum yerde duruyorum. Fakat Sayın Kılıçdaroğlu’nun değerlendirmesine de kendisine teşekkür ediyorum, aracılığınızla. Dediğim üzere beni ilgilendiren kendimi ilgilendiren bir karar. Bu elbette şahsi bir karar o şahsi sonucumızı da milletimize duyurdum.”
“BU YAŞLI ARKADAŞIN KONUTUNDA OTURUP TORUNLARIYLA İLGİLENMESİ KAÇAK GÖÇEK ÇOLUK ÇOCUĞUYLA, ONLARA MORAL VERMESİNDE BÜYÜK YARAR VAR.”
Eski TBMM Lideri İsmail Kahraman’ın anayasa açıklaması hakkındaki bir soruya Akşener, şu karşılığı verdi:
“Sayın Kahraman’ın açıklamaları yeni midir eski midir onu ben bilmiyorum. Sayın Kahraman’ın daima bu biçimde epeyce eksantrik çıkışları olmuştur. Başından itibaren yaşına bağlamıştım. Kendisinin tıpkı vakitte bir iftar sofrasında birebir vakitte merhum ağabeyimin arkadaşlarının yüzüne Millet İttifakı ortasında yer almamız sebebiyle şahsıma ‘Meral Kılıçdaroğlu’ söylemiş olduğini biliyoruz. ötürüsıyla İsmail Kahraman beyefendinin kendimi savunmak için bunun üzerine ona bu kelamını protesto eden açık bir mektup yazdığımda kendini savunmak için de bana bir ‘FETÖ’cü’ demişti. Daima bu biçimde oluyor. Sonuç itibariyle gördük ki ailesinin yarısı kaçak birebir vakitte FETÖ’den kaçak. Onun için bu yaşlı arkadaşın meskeninde oturup işine gücüne bakması, torunlarıyla ilgilenmesi kaçak göçek çoluk çocuğuyla onlara moral vermesinde büyük yarar var. Ve kendini hatırlatmak için bu tıp eksantrik çıkışlardan uzak durmasında büyük yarar var.”