Mehmet Barlas, “muhalefetin meşruiyet sorunu olduğunu” öne sürdüğü yazısında, “Acaba Türk siyasetinde yasal olmayan ögeler, yasal olarak yer bulabilirler mi? örneğin PKK’nın HDP ile beraberliğine değiniliyor ve bu husus adeta sakız haline getiriliyor. Ve biliyoruz ki HDP hakkında bir de kapatma davası var. Yani bir parti, meşruiyetini kaybederse seçime katılabilir mi?” diye sordu.
“Aynı durum Cumhuriyet Halk Partisi ve Kemal Kılıçdaroğlu için de kelam konusu değil mi?” tabirlerini kullanan Barlas, “Sürekli palavra söyleyen, kendi ülkesini yabancı ülkelere jurnalleyen, ülkenin geleceği hakkında olumlu hiç bir görüşü olmayan bir siyasetçi ne kadar meşruiyet taşır? Yani bir bakarsınız, Kemal Kılıçdaroğlu’nun yönettiği Cumhuriyet Halk Partisi kapatılmış ve seçime girmesi yasaklanmış olabilir” dedi.
Barlas, parti kapatmanın Türkiye’de ne birinci, ne de son olduğunu belirttiği kısmı “Son anayasa değişikliğine kadar Anayasa Mahkemesi musluk kapatır üzere partileri kapatmıyor muydu?” sorusuyla bitirdi.
BAHÇELİ DE GAYE ALMIŞTI
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Lideri Devlet Bahçeli de bugün yaptığı küme toplantısı konuşmasında muhalefeti gaye alarak şunları söylemişti:
İsmine Millet İttifakı denen hastalıklı siyasi bünyenin ana ve orta ortakları Türkiye’nin önünü kesmek için güya yarış halindedir. CHP idaresi terörle gayrete hayır diyerek tarihin en büyük kırılmalarından birini hayatıştır. HDP’nin kafesine giren CHP resmen patlamış, etrafı pis kokular sarmıştır.
“İşgal de bir, boykot da bir” yaklaşımı, toplumsal huzurumuzun tıkacı olmuştur. Nerede bir anarşist olay görülmüşse orada CHP çıkmıştır. Bu partinin kalemşörlüğünü yapan zihniyetler, ulusal dokuda tabansız kuyular açmak için çırpınmışlar, vazifeleri bitince de soluğu yabancı ülkelerde aldıkları ortaya çıkmıştır. Kılıçdaroğlu bir sonuçtur, sebepler ise CHP’nin son 50 yıllık tarihinde yatmaktadır.
O denli bir kademeye gelinmiştir ki Kılıçdaroğlu’nun istikameti büsbütün şaşmış, bütün yolları Kandil’e açılmıştır. HDP’nin kuklasına dönen, PKK’nın eline avucuna düşen CHP’nin hali utanç vesikasıdır. Türkiye’nin haklı çabasına sırt çeviren iş birlikçilik markaları, CHP ile, yanında bulunan öteki operasyon partilerinden oburu değildir. Mehmetlerimize kurşun sıkan, polislerimize pusu kıran, teröristlerle gayrete karşı çıkan, ‘hayır’ diyen CHP’dir, bu güvenlik sorunu parti, tercihini şeytandan yana kullanmıştır.
“Aynı durum Cumhuriyet Halk Partisi ve Kemal Kılıçdaroğlu için de kelam konusu değil mi?” tabirlerini kullanan Barlas, “Sürekli palavra söyleyen, kendi ülkesini yabancı ülkelere jurnalleyen, ülkenin geleceği hakkında olumlu hiç bir görüşü olmayan bir siyasetçi ne kadar meşruiyet taşır? Yani bir bakarsınız, Kemal Kılıçdaroğlu’nun yönettiği Cumhuriyet Halk Partisi kapatılmış ve seçime girmesi yasaklanmış olabilir” dedi.
Barlas, parti kapatmanın Türkiye’de ne birinci, ne de son olduğunu belirttiği kısmı “Son anayasa değişikliğine kadar Anayasa Mahkemesi musluk kapatır üzere partileri kapatmıyor muydu?” sorusuyla bitirdi.
BAHÇELİ DE GAYE ALMIŞTI
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Lideri Devlet Bahçeli de bugün yaptığı küme toplantısı konuşmasında muhalefeti gaye alarak şunları söylemişti:
İsmine Millet İttifakı denen hastalıklı siyasi bünyenin ana ve orta ortakları Türkiye’nin önünü kesmek için güya yarış halindedir. CHP idaresi terörle gayrete hayır diyerek tarihin en büyük kırılmalarından birini hayatıştır. HDP’nin kafesine giren CHP resmen patlamış, etrafı pis kokular sarmıştır.
“İşgal de bir, boykot da bir” yaklaşımı, toplumsal huzurumuzun tıkacı olmuştur. Nerede bir anarşist olay görülmüşse orada CHP çıkmıştır. Bu partinin kalemşörlüğünü yapan zihniyetler, ulusal dokuda tabansız kuyular açmak için çırpınmışlar, vazifeleri bitince de soluğu yabancı ülkelerde aldıkları ortaya çıkmıştır. Kılıçdaroğlu bir sonuçtur, sebepler ise CHP’nin son 50 yıllık tarihinde yatmaktadır.
O denli bir kademeye gelinmiştir ki Kılıçdaroğlu’nun istikameti büsbütün şaşmış, bütün yolları Kandil’e açılmıştır. HDP’nin kuklasına dönen, PKK’nın eline avucuna düşen CHP’nin hali utanç vesikasıdır. Türkiye’nin haklı çabasına sırt çeviren iş birlikçilik markaları, CHP ile, yanında bulunan öteki operasyon partilerinden oburu değildir. Mehmetlerimize kurşun sıkan, polislerimize pusu kıran, teröristlerle gayrete karşı çıkan, ‘hayır’ diyen CHP’dir, bu güvenlik sorunu parti, tercihini şeytandan yana kullanmıştır.