Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, eşi Selvi Kılıçdaroğlu ile birlikte Kadıköy Belediyesi’nin Toplu Açılış Merasimi’ne katıldı. Kılıçdaroğlu, konuşmasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi Lideri Ekrem İmamoğlu’nun çalışmalarından övgüyle bahsederek “İsteriz ki İstanbul’un 39 ilçesi de Kadıköy, Beşiktaş, Sarıyer, Beylikdüzü üzere olabilsin. Beylikdüzü’nde Ekrem Liderimiz orada hizmet verirken tabiatın nasıl değiştiğini, vatandaş ile tabiatın nasıl kucaklaştığını, yeşilin, parkların ne kadar pahalı olduğunu aslında bir beton ormanı değil, beton ile yeşilin bir ortada olduğunu lakin barışık olduğunu bize gösterdi. Daha büyük sorumluluk aldı. İstanbul’un devasa problemlerini çözecek. Buna inanıyorum” sözlerini kullandı.
Kılıçdaroğlu’nun toplu açılış törenindeki konuşmasından öne çıkanlar şu biçimde:
“Kadıköy Belediye Liderimizi dinledik, yaptıklarını anlattı. Lakin beni asıl keyifli eden, daha önde Kadıköy Belediye Başkanlığı yapan yol arkadaşlarına da atıf yapması. Hizmetin sürekliliği için bu son derece kıymetli.
‘EKREM LİDERİMİZ İSTANBUL’UN SIKINTILARINI ÇÖZECEK’
Kadıköy Belediye Liderimiz, o kadar hoş şeyler anlattı ki sanki gelip Kadıköy’e mi yerleşsek diye. Kadıköy’de 12 yıl kaldım. İsteriz ki İstanbul’un 39 ilçesi de Kadıköy, Beşiktaş, Sarıyer, Beylikdüzü üzere olabilsin. Beylikdüzü’nde Ekrem Liderimiz orada hizmet verirken tabiatın nasıl değiştiğini, vatandaş ile tabiatın nasıl kucaklaştığını, yeşilin, parkların ne kadar pahalı olduğunu aslında bir beton ormanı değil, beton ile yeşilin bir ortada olduğunu ancak barışık olduğunu bize gösterdi. Daha büyük sorumluluk aldı. İstanbul’un devasa meselelerini çözecek. Buna inanıyorum.
‘KIRSALLA KENTİ BARIŞTIRMAK BELEDİYE LİDERLERİMİZİN GÖREVİ’
Merhum Çetin Altan der ki ‘Kentli olmak için bir kişinin üç neslin kentte yaşaması lazım.’ Kırsaldan kente gelirsiniz, kente yerleşirsiniz lakin kırsalla münasebetleriniz devam eder. İkinci jenerasyon bir daha devam ettirir lakin üçüncü jenerasyon kırsaldan büsbütün kopar. Kentli olur. Yalnızca İstanbul değil, büyük metropoller, kırsaldan büyük ölçüde göç aldılar. Kırsal kültürle, kent kültürü içinde barışık bir devir yaratmamız lazım. O kültürü alıp, kent kültürü ile harmanlamak ve kentli külçeşidini, kırsal kültürü ile hengame etmeden barıştırmak belediye liderlerimizin bakılırsavi. Bunu yapacaklar.
‘İKTİDAR YUMUŞAK GÜCÜN NE OLDUĞUNU BİLMİYOR’
Kentli olmak tıpkı vakit yumuşak gücün ne olduğunun da farkında olmaktır. Artık dünya yumuşak güçle yani sanatla, kültürle dünyaya hâkim olmak istiyor. Kendi sanatını, külçeşidini dünyanın her tarafına taşımak istiyor. Düşünün, epey değerli bir ressamınızın resmi dünyanın her tarafınca konuşuluyorsa konuşulan artık bir Türk ressamının yaptığı fotoğraftır. Şayet onun bir romanı yayınlanıyor yahut bir sineması dünyanın rastgele bir yerinde yayınlanıyor ve gösteriyorlar yahut binlerce kişi gidip onu izleyebiliyorsa aslında o Türkiye’nin gücünü gösterir. Siyasal iktidar bunun ne kadar farkında, emin ol hiç farkında bile değil. Yumuşak gücün, sinemanın, tiyatronun, hikayenin, karikatürün ne olduğunu bile aslında yeteri kadar kavramış değil. Lakin bunları daima birlikte aşacağız. Asla umutsuz olmadım, olmayacağım. Sunucu arkadaşım dedi ki ‘450 kilometre hak, hukuk, adalet için yürüdü.’ Daha o bitmedi, onu sürdüreceğiz. Hakkı, hukuku, adaleti hakikaten de 7’den 70’e içimize sindirdiğimiz vakit, bu biçimde kendi ortasında barışık olan bir Türkiye’yi ayağa kaldıracağız.”
Kılıçdaroğlu’nun toplu açılış törenindeki konuşmasından öne çıkanlar şu biçimde:
“Kadıköy Belediye Liderimizi dinledik, yaptıklarını anlattı. Lakin beni asıl keyifli eden, daha önde Kadıköy Belediye Başkanlığı yapan yol arkadaşlarına da atıf yapması. Hizmetin sürekliliği için bu son derece kıymetli.
‘EKREM LİDERİMİZ İSTANBUL’UN SIKINTILARINI ÇÖZECEK’
Kadıköy Belediye Liderimiz, o kadar hoş şeyler anlattı ki sanki gelip Kadıköy’e mi yerleşsek diye. Kadıköy’de 12 yıl kaldım. İsteriz ki İstanbul’un 39 ilçesi de Kadıköy, Beşiktaş, Sarıyer, Beylikdüzü üzere olabilsin. Beylikdüzü’nde Ekrem Liderimiz orada hizmet verirken tabiatın nasıl değiştiğini, vatandaş ile tabiatın nasıl kucaklaştığını, yeşilin, parkların ne kadar pahalı olduğunu aslında bir beton ormanı değil, beton ile yeşilin bir ortada olduğunu ancak barışık olduğunu bize gösterdi. Daha büyük sorumluluk aldı. İstanbul’un devasa meselelerini çözecek. Buna inanıyorum.
‘KIRSALLA KENTİ BARIŞTIRMAK BELEDİYE LİDERLERİMİZİN GÖREVİ’
Merhum Çetin Altan der ki ‘Kentli olmak için bir kişinin üç neslin kentte yaşaması lazım.’ Kırsaldan kente gelirsiniz, kente yerleşirsiniz lakin kırsalla münasebetleriniz devam eder. İkinci jenerasyon bir daha devam ettirir lakin üçüncü jenerasyon kırsaldan büsbütün kopar. Kentli olur. Yalnızca İstanbul değil, büyük metropoller, kırsaldan büyük ölçüde göç aldılar. Kırsal kültürle, kent kültürü içinde barışık bir devir yaratmamız lazım. O kültürü alıp, kent kültürü ile harmanlamak ve kentli külçeşidini, kırsal kültürü ile hengame etmeden barıştırmak belediye liderlerimizin bakılırsavi. Bunu yapacaklar.
‘İKTİDAR YUMUŞAK GÜCÜN NE OLDUĞUNU BİLMİYOR’
Kentli olmak tıpkı vakit yumuşak gücün ne olduğunun da farkında olmaktır. Artık dünya yumuşak güçle yani sanatla, kültürle dünyaya hâkim olmak istiyor. Kendi sanatını, külçeşidini dünyanın her tarafına taşımak istiyor. Düşünün, epey değerli bir ressamınızın resmi dünyanın her tarafınca konuşuluyorsa konuşulan artık bir Türk ressamının yaptığı fotoğraftır. Şayet onun bir romanı yayınlanıyor yahut bir sineması dünyanın rastgele bir yerinde yayınlanıyor ve gösteriyorlar yahut binlerce kişi gidip onu izleyebiliyorsa aslında o Türkiye’nin gücünü gösterir. Siyasal iktidar bunun ne kadar farkında, emin ol hiç farkında bile değil. Yumuşak gücün, sinemanın, tiyatronun, hikayenin, karikatürün ne olduğunu bile aslında yeteri kadar kavramış değil. Lakin bunları daima birlikte aşacağız. Asla umutsuz olmadım, olmayacağım. Sunucu arkadaşım dedi ki ‘450 kilometre hak, hukuk, adalet için yürüdü.’ Daha o bitmedi, onu sürdüreceğiz. Hakkı, hukuku, adaleti hakikaten de 7’den 70’e içimize sindirdiğimiz vakit, bu biçimde kendi ortasında barışık olan bir Türkiye’yi ayağa kaldıracağız.”