Saadet Partisi Genel Lideri Temel Karamollaoğlu, haftalık basın toplantısında gündeme ait değerlendirmelerde bulundu. Karamollaoğlu, konuşmasında iktisattan dış siyasete kadar biroldukca hususta açıklama yaptı.
“Dış siyaset, iç siyasete benzemez; dış siyaset, iç siyasete alet edilmez; bunu tekraren tabir ettik” diyen Karamollaoğlu, iktidara dış siyaset üzerinden sert sözlerle yüklendi.
İktidarın dış siyasetteki tavrın Türkiye’ye ağır bedeller ödettiğini söyleyen Karamollaoğlu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kelamlarını anımsatarak “‘Bush, Obama ve Trump’la yeterliydik, Biden’le uygun değiliz’ diyor Sayın Cumhurbaşkanı.. Yeterli olan neydi Allah aşkına, bu devri size yeterli gösteren gelişmeler nelerdir?” dedi.
Karamollaoğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Merkez Bankası Lideri, vatandaştan enflasyonu aşağı çekmek için takviye istiyor. Dünyada bu biçimde bir garabete rastlayamazsınız! Sen orada niye duruyorsun bu biçimde!
‘KÖTÜ EKONOMİK TABLONUN SEBEBİ SİZİN YANLIŞ TEDBİRLERİNİZ’
Tarım Bakanı, fiyatları aşağı çekmek için çiftçiden ve vatandaşlardan takviye istiyor. Bu makûs ekonomik tablonun niçini vatandaş değil ki; sizin aldığınız yanlış önlemlerdir.
İktisatta düzelme istiyorsanız; bir numaralı sorun yolsuzluğa son vermektir. İkincisi israfı önlemektir. Bu mantıkla siz, ülkenin sıkıntılarını çözemezsiniz.
‘DIŞ SİYASET İÇ SİYASETE BENZEMEZ’
Tabi teknoloji ve endüstride dışa bağımlılıktan kurtulmanın birinci adımı siyasi iradenin bu husustaki kararlılığıdır. Dış siyasetteki duruşumuz bu manada hayli kıymetlidir. S-400’ler ve F-35’lerde yaşadığımız krizler hepimizin malumudur.
Irak’ta, Suriye’de, Afganistan’da; Amerika ve Rusya başta olmak üzere, öbür ülkelerle ve bilhassa bölge ülkeleri ile yaşadığımız sorunlar bilinmektedir.
Dış siyaset, iç siyasete benzemez; dış siyaset, iç siyasete alet edilmez; bunu tekraren tabir ettik.
‘ŞAHSİ BAĞLARLA DİPLOMATİK İLGİLERİ BİRBİRİNE KARIŞTIRIRSANIZ…’
İçerde kurduğunuz ittifakların mantığı ile dış siyasette ülkeler ortası bağları sürdürmeye çalışırsanız, yanlış yaparsınız, şahsî bağlarla diplomatik ilgileri birbirine karıştırırsanız; yol alamazsınız.
Dün Amerika’da “dostum” söylemiş olduğinize, yarın İstanbul’a gelince “küstüm” demekle bu işler yürümez!
‘DIŞ SİYASETTEKİ SAVRULMUŞLUK ÜLKEMİZE ZİYAN VERİYOR’
Putin’le aranız açılınca ABD’ye el uzatarak, ABD ile aranız biraz biraz düzelince bir arada Suriye idaresine cephe alarak dış siyasette başarılı olamazsınız.
Dış siyasetteki bu “savrulmuşluk, kararsızlık ve yönsüzlük hali” ülkemize büyük ziyanlar veriyor.
‘İYİ OLAN NEYDİ?’
İktidarın dış siyasette takındığı bu haller ülkemize ağır bedeller ödetmektedir.
“Bush, Obama ve Trump’la güzeldik, Biden’le yeterli değiliz” diyor Sn. Cumhurbaşkanı.. Uygun olan neydi Allah aşkına, bu devri size yeterli gösteren gelişmeler nelerdir?
Irak’ın, Suriye’nin, Libya’nın, Afganistan’ın geldiği durum mu âlâ? Şam’ın, Bağdat’ın, Trablusgarp’ın tarumar edilmiş hali mi yeterli olan?
‘HAYATINI KAYBEDEN MİLYONLARCA MÜSLÜMAN VARKEN SİZİ DURUMUN GÜZEL OLDUĞUNA KİM İKNA ETTİ?’
hayatını kaybeden milyonlarca Müslüman varken, milyonlarca insan mülteci durumuna düşmüşken ve ülkemiz bunların ağır faturalarını öderken; öbür hangi gelişme sizi durumun güzel olduğuna ikna etti?
Şahsi ikili ilgilerle dış siyaset yürütülmez; öncelik ülkemizin ve bölgemizin huzuru olmalıdır.
‘KİŞİSEL REKLAMI aslına bakarsan İÇERİDE GEREĞİNDen çok YAPIYORSUNUZ’
Kelamın tam burasında şunu da tabir etmek isterim; şayet Sayın Erdoğan ve danışmanları kitabın tanıtımına gösterdikleri ilgiyi, ayırdıkları vakti ve kaynakları Türkiye’nin dış siyasetine sarf etmiş olsalar; inanın Türkiye bu noktada olmazdı.
şahsi PR’ı içerde aslına bakarsan gereğinden çok yapıyorsunuz, en azından dış siyasette önceliğiniz bu olmamalı…
‘ŞAHSİYETLİ DIŞ POLİTİKA’
Saadet Partisi’nin bu husustaki hali nettir; o da kişiselyetli bir dış siyasettir. Ve evvelarimiz de ülkemizin, insanımızın yararı ve başta bölgemiz olmak üzere bütün insanlığın huzur ve selametidir.
ERDOĞAN’IN KELAMLARINI HATIRLATTI
Sopayla, tehditle, gözaltına almakla, kurumları kapatmakla bu işler çözülmez; iktidarın artık bu tavır ve davranışlarından vazgeçmesi gerekiyor.
2010 yılında “Sokak ortalarında bakkal olayı bitmiştir” diyerek küçük esnafa mahalleyi dar eden Sayın Erdoğan artık de “Beş zincir market piyasayı alt üst ediyor” kelamlarıyla enflasyonun sorumluluğunu üzerinden atmak istiyor.
‘FATURALAR İÇİNDE SAYAŞ OKUYANLARI MI CEZALANDIRACAKSINIZ?’
Artan fiyatlar için marketleri sorumlu tutup, cezalar keserek bu işler düzelecekse; her gün yeni bir artırımla kabaran elektrik, su ve doğalgaz faturaları için de sayaç okuma çalışanlarını mi cezalandıracaksınız?
Akaryakıt fiyatlarındaki artışı engellemek için istasyon çalışanlarına ve sahiplerine mi ceza keseceksiniz?
bu biçimde bir mantıksızlık olmaz, bu başla sorunlarımız çözülmez; bilakis her geçen gün daha da derinleşir.
“Faiz lobisi”, “soğan lobisi”, “patates lobisi” derken sıra geldi “market lobisi” ile çaba etmeye!”
“Dış siyaset, iç siyasete benzemez; dış siyaset, iç siyasete alet edilmez; bunu tekraren tabir ettik” diyen Karamollaoğlu, iktidara dış siyaset üzerinden sert sözlerle yüklendi.
İktidarın dış siyasetteki tavrın Türkiye’ye ağır bedeller ödettiğini söyleyen Karamollaoğlu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kelamlarını anımsatarak “‘Bush, Obama ve Trump’la yeterliydik, Biden’le uygun değiliz’ diyor Sayın Cumhurbaşkanı.. Yeterli olan neydi Allah aşkına, bu devri size yeterli gösteren gelişmeler nelerdir?” dedi.
Karamollaoğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Merkez Bankası Lideri, vatandaştan enflasyonu aşağı çekmek için takviye istiyor. Dünyada bu biçimde bir garabete rastlayamazsınız! Sen orada niye duruyorsun bu biçimde!
‘KÖTÜ EKONOMİK TABLONUN SEBEBİ SİZİN YANLIŞ TEDBİRLERİNİZ’
Tarım Bakanı, fiyatları aşağı çekmek için çiftçiden ve vatandaşlardan takviye istiyor. Bu makûs ekonomik tablonun niçini vatandaş değil ki; sizin aldığınız yanlış önlemlerdir.
İktisatta düzelme istiyorsanız; bir numaralı sorun yolsuzluğa son vermektir. İkincisi israfı önlemektir. Bu mantıkla siz, ülkenin sıkıntılarını çözemezsiniz.
‘DIŞ SİYASET İÇ SİYASETE BENZEMEZ’
Tabi teknoloji ve endüstride dışa bağımlılıktan kurtulmanın birinci adımı siyasi iradenin bu husustaki kararlılığıdır. Dış siyasetteki duruşumuz bu manada hayli kıymetlidir. S-400’ler ve F-35’lerde yaşadığımız krizler hepimizin malumudur.
Irak’ta, Suriye’de, Afganistan’da; Amerika ve Rusya başta olmak üzere, öbür ülkelerle ve bilhassa bölge ülkeleri ile yaşadığımız sorunlar bilinmektedir.
Dış siyaset, iç siyasete benzemez; dış siyaset, iç siyasete alet edilmez; bunu tekraren tabir ettik.
‘ŞAHSİ BAĞLARLA DİPLOMATİK İLGİLERİ BİRBİRİNE KARIŞTIRIRSANIZ…’
İçerde kurduğunuz ittifakların mantığı ile dış siyasette ülkeler ortası bağları sürdürmeye çalışırsanız, yanlış yaparsınız, şahsî bağlarla diplomatik ilgileri birbirine karıştırırsanız; yol alamazsınız.
Dün Amerika’da “dostum” söylemiş olduğinize, yarın İstanbul’a gelince “küstüm” demekle bu işler yürümez!
‘DIŞ SİYASETTEKİ SAVRULMUŞLUK ÜLKEMİZE ZİYAN VERİYOR’
Putin’le aranız açılınca ABD’ye el uzatarak, ABD ile aranız biraz biraz düzelince bir arada Suriye idaresine cephe alarak dış siyasette başarılı olamazsınız.
Dış siyasetteki bu “savrulmuşluk, kararsızlık ve yönsüzlük hali” ülkemize büyük ziyanlar veriyor.
‘İYİ OLAN NEYDİ?’
İktidarın dış siyasette takındığı bu haller ülkemize ağır bedeller ödetmektedir.
“Bush, Obama ve Trump’la güzeldik, Biden’le yeterli değiliz” diyor Sn. Cumhurbaşkanı.. Uygun olan neydi Allah aşkına, bu devri size yeterli gösteren gelişmeler nelerdir?
Irak’ın, Suriye’nin, Libya’nın, Afganistan’ın geldiği durum mu âlâ? Şam’ın, Bağdat’ın, Trablusgarp’ın tarumar edilmiş hali mi yeterli olan?
‘HAYATINI KAYBEDEN MİLYONLARCA MÜSLÜMAN VARKEN SİZİ DURUMUN GÜZEL OLDUĞUNA KİM İKNA ETTİ?’
hayatını kaybeden milyonlarca Müslüman varken, milyonlarca insan mülteci durumuna düşmüşken ve ülkemiz bunların ağır faturalarını öderken; öbür hangi gelişme sizi durumun güzel olduğuna ikna etti?
Şahsi ikili ilgilerle dış siyaset yürütülmez; öncelik ülkemizin ve bölgemizin huzuru olmalıdır.
‘KİŞİSEL REKLAMI aslına bakarsan İÇERİDE GEREĞİNDen çok YAPIYORSUNUZ’
Kelamın tam burasında şunu da tabir etmek isterim; şayet Sayın Erdoğan ve danışmanları kitabın tanıtımına gösterdikleri ilgiyi, ayırdıkları vakti ve kaynakları Türkiye’nin dış siyasetine sarf etmiş olsalar; inanın Türkiye bu noktada olmazdı.
şahsi PR’ı içerde aslına bakarsan gereğinden çok yapıyorsunuz, en azından dış siyasette önceliğiniz bu olmamalı…
‘ŞAHSİYETLİ DIŞ POLİTİKA’
Saadet Partisi’nin bu husustaki hali nettir; o da kişiselyetli bir dış siyasettir. Ve evvelarimiz de ülkemizin, insanımızın yararı ve başta bölgemiz olmak üzere bütün insanlığın huzur ve selametidir.
ERDOĞAN’IN KELAMLARINI HATIRLATTI
Sopayla, tehditle, gözaltına almakla, kurumları kapatmakla bu işler çözülmez; iktidarın artık bu tavır ve davranışlarından vazgeçmesi gerekiyor.
2010 yılında “Sokak ortalarında bakkal olayı bitmiştir” diyerek küçük esnafa mahalleyi dar eden Sayın Erdoğan artık de “Beş zincir market piyasayı alt üst ediyor” kelamlarıyla enflasyonun sorumluluğunu üzerinden atmak istiyor.
‘FATURALAR İÇİNDE SAYAŞ OKUYANLARI MI CEZALANDIRACAKSINIZ?’
Artan fiyatlar için marketleri sorumlu tutup, cezalar keserek bu işler düzelecekse; her gün yeni bir artırımla kabaran elektrik, su ve doğalgaz faturaları için de sayaç okuma çalışanlarını mi cezalandıracaksınız?
Akaryakıt fiyatlarındaki artışı engellemek için istasyon çalışanlarına ve sahiplerine mi ceza keseceksiniz?
bu biçimde bir mantıksızlık olmaz, bu başla sorunlarımız çözülmez; bilakis her geçen gün daha da derinleşir.
“Faiz lobisi”, “soğan lobisi”, “patates lobisi” derken sıra geldi “market lobisi” ile çaba etmeye!”