Saadet Partisi önderi Temel Karamollaoğlu, gerçekleştirdiği haftalık faiz toplantısında, kıymetlendirdi. Karamollaoğlu, dövize endeksli mevduat sistemini ‘örtülü faiz’ olarak tanımladı. Karamollaoğlu, “Şimdi yüksek kuru ismini faiz koymayıp takviye dediler. Faizin ismini değiştirmekle bunun kararı değişmez” sözlerini kullandı.
Karamollaoğlu’nun konuşmalarından öne çıkanlar şu biçimde:
İşsizlik konusunda hangi kararlar alınacak kimse bilmiyor? Fakat hatırlayalım en yakın tarihte bu biçimde bir durumla 2001 yılında karşılaştık. 20 yıl öncenin dönüp dolaşıp tekerrür ettiğine şahit oluyoruz. İktidarın aldığı her karar herkesi birbirine şaşkın bir biçimde bakmaya bırakıyor. İktidarın akşamdan sabaha ani politik değişiklikler insanlara büyük maliyetler yüklemektedir. Bir kaç saat daha sonra ne olacağını ve iktidarın tutumunu bilemez olduk. Bir ülke için sorunların ağır olan ülkelerde tahlil aranır, en epey yatırımlara muhtaçlık duyulur ancak yatırım istikrar ortamında olur. İstikrarsız ülkede kimse yatırım yapamaz. İktidar bu konuna daima sınıfta kaldı. Bizde ne kadar sorun ve eksiklik var ise ya muhalefetin ya da düş güçlerin hatası. Sayın cumhurbaşkanın şu kelamlarını hatırlatmak isterim,’ Rezervler ben başbakandım. Benim dönemimde bu başarıyı yakaladık. Erirken ben yoktum’ dedi. Cumhurbaşkanı da olsanız Başbakanda olsanız tüm mesuliyet sizde. Herkes yanılgı yapar lakin yanlışların düzeltilmesinin birinci müzik kusurun varlığını bilmekten geçer.
“TAKDİRİ SİZE BIRAKIYORUM”
1 yıl evvelden dolar 7,65 euro 9,35 idi. Oradan buraya büyük bir muvaffakiyet olduğunu gizleyemeyiz. Lakin Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı devirlerine bakınca, kendisinin sınırsız cumhurbaşkanı seçildiği devirlerde ise dolar 4,60 kuruştu. 2014 öncesi mi başarılı? 2020 mi? Ya da üç dört gün öncesi mi? Bunu takdiri sizlere bırakıyorum.
Ne yazık ki iktidar hala başarısızlıkları diğerine yüklemekle, muvaffakiyete da kendi aldıkları kararlarda görmektedirler. Lakin faturayı bu millet ödüyor. Ziyanı ve faturayı millet ödüyor. Kardan menfaatleri var ise onları telaşa sevk edebiliyor. Dövizdeki durum olağan bir gidişat değil. 24 saatte yüzde 60’lık bir dalgalanmayı hiçbir iktisat kaldıramaz. Daha düne faiz düşürülecek denildi, Nass var denildi, artık yüksek kurun ismini faiz koymayıp takviye dediler. Lakin paradan para kazanmayı insanlara vermek neyle izah edilebilir. Hani Nas vardı? Faizin ismini değiştirmekle bunun kararı değişmez.
“TÜRK LİRASI ADETA DOLARA ENDEKSLENDİ”
Birileri hem dolar yükselirken de düşerken de kar ettiler. Kimileri da tam aksisi. Ortada şu günlerde bir grup kanaatlerde pekişti. Açık bir biçimde görülüyor ki bu kararları alanlar ve bu kararların alınacağından haberdar olanlar yalnızca kar ediyor. Bir avuç insan. Vatandaşın bu kaidelerde kar etmesi hayal. Bu hamur daha fazlaca su kaldırır.
Bu devlet takviyeli ikili karar ne?. ‘Türk Lirası ülkemizin itibarıdır’ diyenler, bütün faizin dolara endekslenmesinde hüzün duyuyorlar mı? Dolar ülkemizde adeta temel para haline geldi. Türk parası adeta dolara endekslendi. Yoksuldan alıp zengine verirseniz, o ülkede fakirlik artar. Bu kısa vadeli bir iş. Geleceğe yönelik bir planda yok. Ülke, çöküşe gidiyor. Sanki seçime mi gidiyoruz kanaati var. Madem ki bu biçimde kararlar alacaktınız, bunu niye erken tatbikata koymadınız. şüphesiz bu gelişmeler hepimizi üzüyor.
“BUNLARIN HESABINI KİM VERECEK?”
Size bir kaç hadiseden bahsedeceğim diyen Karamollaoğlu, ekonomik niçinlere hayatını kaybeden birkaç vatandaşın yaşadıklarını ve niçinlerini anlattı. Karamollaoğlu şunları kaydetti:
Diyarbakır Silvan’da oksijenle hayatta kalmaya çalışan 2 yaşındaki Yunus Emre, elektriklerinin kesilmesi niçiniyle hayatını kaybetti bunun hesabını kim verecek? Konutlarda epey kolay elektriği kesmek, o yıkımı kim telafi edecek? Öteki hadise Kocaeli’de. 6 yıl evvel yolda bulduğu parayı belediye liderine veren insan. Celal Serçe, yoksulluktan dolayı intihar etti. Bunun vebalini kim verecek? Gereksiniminin bulunmasına karşın yolda bulduğu parayı belediyeye veren insan. Bir hanım efendi de kendini doğalgaz borusuna asarak intihar etti. Bir kızımız babasının isminde daima su içiyorum diyerek açlığını bastıranlar içinde Bunlar iktidar için zuldur. 20 küsur uçak saraylarda oturmak, büyük saraylar inşa etmek, ihtişamların gözükmek ülkenin çözüldüğü manasına gelmez.
“ÜRETİME KATKISI OLMAYAN YATIRIMLAR DURDURULMALI”
Bugünkü ortamda Türkiye’de yatırım olmaz. İşsizlik azalmaz. İktisattaki bu azalmayla daha epeyce personel çıkarmalara yol açar. Bütün imkanlarımızı yatırıma tahsis etmek zorundayız. Üretime katkı sağlamayan bütün yatırımlar durdurulmalı.
Şu an Türkiye’de 2,5 milyon aile toplumsal yardımla geçiniyor. Bu beşerler çalışamıyor demektir. Bu aslında işsizliğin örtülmesinin yoludur. Alınan fiyatla bir ailenin geçinemediğini goremeyeceksiniz lakin siz ülkeyi gelişmiş göstermek için çeşitli yollara deneyeceksiniz
NAS ÇİĞNENDİ Mİ?
Saadet başkanı Karamollaoğlu, basın açıklamasının akabinde gazetecilerin sorularını yanıtladı. Karamollaoğlu gazetecilerin dövize endeksli mevduat sistemi hakkındaki soruyu şu biçimde cevapladı:
“Faiz paradan para kazanmaktır. Bu Nass değişmez. Şu an faizler 2 misli arttı. Faiz yüzde 45’e çıktı. Bundan istifade edecek insanların sayısı azaldı. Daha büyük para sahipleri bundan yaralanacak. Bununa ismi örtülü faizdir. Vergiler daha da yükselecek. Yoksulluk hududu 14 bine çıktı.”
Karamollaoğlu’nun konuşmalarından öne çıkanlar şu biçimde:
İşsizlik konusunda hangi kararlar alınacak kimse bilmiyor? Fakat hatırlayalım en yakın tarihte bu biçimde bir durumla 2001 yılında karşılaştık. 20 yıl öncenin dönüp dolaşıp tekerrür ettiğine şahit oluyoruz. İktidarın aldığı her karar herkesi birbirine şaşkın bir biçimde bakmaya bırakıyor. İktidarın akşamdan sabaha ani politik değişiklikler insanlara büyük maliyetler yüklemektedir. Bir kaç saat daha sonra ne olacağını ve iktidarın tutumunu bilemez olduk. Bir ülke için sorunların ağır olan ülkelerde tahlil aranır, en epey yatırımlara muhtaçlık duyulur ancak yatırım istikrar ortamında olur. İstikrarsız ülkede kimse yatırım yapamaz. İktidar bu konuna daima sınıfta kaldı. Bizde ne kadar sorun ve eksiklik var ise ya muhalefetin ya da düş güçlerin hatası. Sayın cumhurbaşkanın şu kelamlarını hatırlatmak isterim,’ Rezervler ben başbakandım. Benim dönemimde bu başarıyı yakaladık. Erirken ben yoktum’ dedi. Cumhurbaşkanı da olsanız Başbakanda olsanız tüm mesuliyet sizde. Herkes yanılgı yapar lakin yanlışların düzeltilmesinin birinci müzik kusurun varlığını bilmekten geçer.
“TAKDİRİ SİZE BIRAKIYORUM”
1 yıl evvelden dolar 7,65 euro 9,35 idi. Oradan buraya büyük bir muvaffakiyet olduğunu gizleyemeyiz. Lakin Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı devirlerine bakınca, kendisinin sınırsız cumhurbaşkanı seçildiği devirlerde ise dolar 4,60 kuruştu. 2014 öncesi mi başarılı? 2020 mi? Ya da üç dört gün öncesi mi? Bunu takdiri sizlere bırakıyorum.
Ne yazık ki iktidar hala başarısızlıkları diğerine yüklemekle, muvaffakiyete da kendi aldıkları kararlarda görmektedirler. Lakin faturayı bu millet ödüyor. Ziyanı ve faturayı millet ödüyor. Kardan menfaatleri var ise onları telaşa sevk edebiliyor. Dövizdeki durum olağan bir gidişat değil. 24 saatte yüzde 60’lık bir dalgalanmayı hiçbir iktisat kaldıramaz. Daha düne faiz düşürülecek denildi, Nass var denildi, artık yüksek kurun ismini faiz koymayıp takviye dediler. Lakin paradan para kazanmayı insanlara vermek neyle izah edilebilir. Hani Nas vardı? Faizin ismini değiştirmekle bunun kararı değişmez.
“TÜRK LİRASI ADETA DOLARA ENDEKSLENDİ”
Birileri hem dolar yükselirken de düşerken de kar ettiler. Kimileri da tam aksisi. Ortada şu günlerde bir grup kanaatlerde pekişti. Açık bir biçimde görülüyor ki bu kararları alanlar ve bu kararların alınacağından haberdar olanlar yalnızca kar ediyor. Bir avuç insan. Vatandaşın bu kaidelerde kar etmesi hayal. Bu hamur daha fazlaca su kaldırır.
Bu devlet takviyeli ikili karar ne?. ‘Türk Lirası ülkemizin itibarıdır’ diyenler, bütün faizin dolara endekslenmesinde hüzün duyuyorlar mı? Dolar ülkemizde adeta temel para haline geldi. Türk parası adeta dolara endekslendi. Yoksuldan alıp zengine verirseniz, o ülkede fakirlik artar. Bu kısa vadeli bir iş. Geleceğe yönelik bir planda yok. Ülke, çöküşe gidiyor. Sanki seçime mi gidiyoruz kanaati var. Madem ki bu biçimde kararlar alacaktınız, bunu niye erken tatbikata koymadınız. şüphesiz bu gelişmeler hepimizi üzüyor.
“BUNLARIN HESABINI KİM VERECEK?”
Size bir kaç hadiseden bahsedeceğim diyen Karamollaoğlu, ekonomik niçinlere hayatını kaybeden birkaç vatandaşın yaşadıklarını ve niçinlerini anlattı. Karamollaoğlu şunları kaydetti:
Diyarbakır Silvan’da oksijenle hayatta kalmaya çalışan 2 yaşındaki Yunus Emre, elektriklerinin kesilmesi niçiniyle hayatını kaybetti bunun hesabını kim verecek? Konutlarda epey kolay elektriği kesmek, o yıkımı kim telafi edecek? Öteki hadise Kocaeli’de. 6 yıl evvel yolda bulduğu parayı belediye liderine veren insan. Celal Serçe, yoksulluktan dolayı intihar etti. Bunun vebalini kim verecek? Gereksiniminin bulunmasına karşın yolda bulduğu parayı belediyeye veren insan. Bir hanım efendi de kendini doğalgaz borusuna asarak intihar etti. Bir kızımız babasının isminde daima su içiyorum diyerek açlığını bastıranlar içinde Bunlar iktidar için zuldur. 20 küsur uçak saraylarda oturmak, büyük saraylar inşa etmek, ihtişamların gözükmek ülkenin çözüldüğü manasına gelmez.
“ÜRETİME KATKISI OLMAYAN YATIRIMLAR DURDURULMALI”
Bugünkü ortamda Türkiye’de yatırım olmaz. İşsizlik azalmaz. İktisattaki bu azalmayla daha epeyce personel çıkarmalara yol açar. Bütün imkanlarımızı yatırıma tahsis etmek zorundayız. Üretime katkı sağlamayan bütün yatırımlar durdurulmalı.
Şu an Türkiye’de 2,5 milyon aile toplumsal yardımla geçiniyor. Bu beşerler çalışamıyor demektir. Bu aslında işsizliğin örtülmesinin yoludur. Alınan fiyatla bir ailenin geçinemediğini goremeyeceksiniz lakin siz ülkeyi gelişmiş göstermek için çeşitli yollara deneyeceksiniz
NAS ÇİĞNENDİ Mİ?
Saadet başkanı Karamollaoğlu, basın açıklamasının akabinde gazetecilerin sorularını yanıtladı. Karamollaoğlu gazetecilerin dövize endeksli mevduat sistemi hakkındaki soruyu şu biçimde cevapladı:
“Faiz paradan para kazanmaktır. Bu Nass değişmez. Şu an faizler 2 misli arttı. Faiz yüzde 45’e çıktı. Bundan istifade edecek insanların sayısı azaldı. Daha büyük para sahipleri bundan yaralanacak. Bununa ismi örtülü faizdir. Vergiler daha da yükselecek. Yoksulluk hududu 14 bine çıktı.”