Saadet Partisi Genel Lideri Temel Karamollaoğlu,partisinin Bingöl Vilayet Kongresi’ne katıldı. Burada partililere seslenen Karamollaoğlu, seçim için tarih vererek, “Benim kanaatim 1 sene daha sonra yani önümüzdeki yılın sonunda yahut 2023’ün yılbaşından daha sonra seçim yapılabilir. Ben olağan vakitte yapılacağı kanaatinde değilim” dedi.
“Belirli bir zümre var onların keyfi yerinde” diyen Karamollaoğlu, işsizliğin yanında çalışanların da geçinemediğini belirtti.
Karamollaoğlu, seçimin sandıkta kazanıldığını belirterek, partililere sandıkları muhafaza daveti yaptı. Karamollaoğlu hususa dair, “Sandıklara sahip çıkmadan bu seçimlerde başarılı olmak mümkün değil” diye konuştu.
‘BELİRLİ BİR ZÜMRENİN KEYFİ YERİNDE’
Karamollaoğlu’nun açıklamalarından satır başları şöyle:
Şu anda üzerinde durmamız gereken iktisattır. İşsiz insan kalmamalı bu memlekette. Çalışıp da geçinemeyen insan da kalmamalı. Biz malesef işsizlikte de tepeye çıktık. Çalıştığı biçimde geçinemeyen insanların adedinde de doruğa çıktık. Makul bir zümre var onların keyfi yerinde. Ne kazandıklarını, ne kadar kazandıklarını, nasıl kazandıklarını onlar dahi bilmiyor. Bu memlekette 84 milyon insan var.
Biz, Karlıova’da dağdaki çobanın bile halini düşünmek mecburiyetindeyiz. Biz bunu düşünmezsek bu memlekette huzur olmaz. Bundan ötürüdır ki biz ‘ahlaki manevi kıymetlerin ihyası’ dediğimiz vakit birtakım prensipleri önde tutarız. Bir defa insanlık aleminin barışı ve huzurunu evvel memleketimizde sağlamak isteriz. Bunun sağlanması inanç, fikir hürriyetinin teminat altına alınması ile mümkündür. Bizim üzere düşünmeyen beşerler da bizim sahip olduğumuz haklara eksiksiz sahip olmalıdır.
‘MÜNAFIK KAFİRDEN DAHA KÖTÜDÜR’
Avrupa’sı, Amerika’sı… İslamafobi diye duymuşsunuzdur: Bir niyetin gerisinde İslam’a saldırıyor. Ne diyor, ‘Bu Müslümanlar zalimdir. Kendisi üzere olmayanları katleder.’ Şayet o denli olmuş olsaydı Asya’da, Avrupa’nın büyük kısmında Müslümanlardan öbür kimse kalmazdı. Müslümanlar geldiler buralarda hakim oldular ancak kendileri üzere inanmayan insanlara yaşama hakkını verdiler. daha sonra Müslümanlar zayıflayınca öbür taraf bir tane bile Müslümanın hayatta kalmasına müsaade vermedi. niye? Biz dinimizi bile malesef tam olarak bilmiyoruz. Yalnızca bizim inancımızda, bizim kitabımızda şahsen Cenab-ı Hak tarafınca emredilen bir konu: Dinde zorlama yok. Kimseyi bizim üzere inandıramayız. Zorlarsak ne olur münafık doğar. Adam sıkıştı, ‘Peki’ der. İtiraz ettiğinde düşünceye girecek. Kabul etti, bu biçimde münafık doğar kafirden daha berbattır.
Onun için fikir ve niyet hürriyeti birçoğunun ve malesef bizim içimizdeki kardeşlerimizin de kimilerinin yanlış anlamasından dolayı güya bizde eksik üzere algılanır. Tam zıddı bu ne ile teminat altına alınır: Adaletle. Bir memlekette adalet yoksa hiç bir şey yok demektir. Adalet mülkün temelidir. Bunlar bizim şayet olmazsa olmaz prensiplerimiz.
‘Efendim adalet var.’ Pekala nasıl var? Senin üzere düşünmeyen, inanmayan, yeri geldiğinde çıkıp seni tenkit eden insanın adalet düzeneklerine gittiği vakit haklarını savunma imkanı var mı? Bir hakim farklı bir karar verdiği vakit ne oluyor? Hakim cezalandırılıyor. ‘Anayasa Mahkemesi işe yaramıyor, kaldırılsın’ diyenler var. Adeta Türkiye’de hukukun teminatı Anayasa Mahkemesi şu anda.
‘Benim istediğim üzere bir adalet var’ demek gerçek bir yaklaşım değil. Biz bunları sağladıktan daha sonra aslında bu memleketi yönetenlerin hoş bir ahlaka sahip olmaları ile teminat altına alınır.
Bundan daha sonra idarede 3 prensibimiz var bizim. Sorunları çözmek istiyorsan işi ehline vereceksin. Kendi yandaşına değil.
İkinci konu devleti yönetenler şeffaf olacak. Herkes tarafınca sorguya çekilebilecek. Birisi cumhurbaşkanından, bakandan, validen hesap sormaya kalktığı anda ‘Sen kimsin’ denilmeyecek.
‘SANDIKLARA SAHİP ÇIKMADAN BAŞARILI OLMAK MÜMKÜN DEĞİL’
Seçimler sandıklarda kazanılıyor. kimi vakit o denli oluyor ki malesef kazandığımız seçimi sandıkta kaybediyoruz. Sandıklara sahip çıkmadan bu seçimlerde başarılı olmak mümkün değil.
Benim kanaatim 1 sene daha sonra yani önümüzdeki yılın sonunda yahut 2023’ün yılbaşından daha sonra seçim yapılabilir. Ben olağan vakitte yapılacağı kanaatinde değilim. Şayet Sayın Cumhurbaşkanı yeniden aday olmayı düşünüyorsa seçim sonucunı Meclis’in alması lazım. bu biçimdeda seçim erkene alınacak manasına gelir.
“Belirli bir zümre var onların keyfi yerinde” diyen Karamollaoğlu, işsizliğin yanında çalışanların da geçinemediğini belirtti.
Karamollaoğlu, seçimin sandıkta kazanıldığını belirterek, partililere sandıkları muhafaza daveti yaptı. Karamollaoğlu hususa dair, “Sandıklara sahip çıkmadan bu seçimlerde başarılı olmak mümkün değil” diye konuştu.
‘BELİRLİ BİR ZÜMRENİN KEYFİ YERİNDE’
Karamollaoğlu’nun açıklamalarından satır başları şöyle:
Şu anda üzerinde durmamız gereken iktisattır. İşsiz insan kalmamalı bu memlekette. Çalışıp da geçinemeyen insan da kalmamalı. Biz malesef işsizlikte de tepeye çıktık. Çalıştığı biçimde geçinemeyen insanların adedinde de doruğa çıktık. Makul bir zümre var onların keyfi yerinde. Ne kazandıklarını, ne kadar kazandıklarını, nasıl kazandıklarını onlar dahi bilmiyor. Bu memlekette 84 milyon insan var.
Biz, Karlıova’da dağdaki çobanın bile halini düşünmek mecburiyetindeyiz. Biz bunu düşünmezsek bu memlekette huzur olmaz. Bundan ötürüdır ki biz ‘ahlaki manevi kıymetlerin ihyası’ dediğimiz vakit birtakım prensipleri önde tutarız. Bir defa insanlık aleminin barışı ve huzurunu evvel memleketimizde sağlamak isteriz. Bunun sağlanması inanç, fikir hürriyetinin teminat altına alınması ile mümkündür. Bizim üzere düşünmeyen beşerler da bizim sahip olduğumuz haklara eksiksiz sahip olmalıdır.
‘MÜNAFIK KAFİRDEN DAHA KÖTÜDÜR’
Avrupa’sı, Amerika’sı… İslamafobi diye duymuşsunuzdur: Bir niyetin gerisinde İslam’a saldırıyor. Ne diyor, ‘Bu Müslümanlar zalimdir. Kendisi üzere olmayanları katleder.’ Şayet o denli olmuş olsaydı Asya’da, Avrupa’nın büyük kısmında Müslümanlardan öbür kimse kalmazdı. Müslümanlar geldiler buralarda hakim oldular ancak kendileri üzere inanmayan insanlara yaşama hakkını verdiler. daha sonra Müslümanlar zayıflayınca öbür taraf bir tane bile Müslümanın hayatta kalmasına müsaade vermedi. niye? Biz dinimizi bile malesef tam olarak bilmiyoruz. Yalnızca bizim inancımızda, bizim kitabımızda şahsen Cenab-ı Hak tarafınca emredilen bir konu: Dinde zorlama yok. Kimseyi bizim üzere inandıramayız. Zorlarsak ne olur münafık doğar. Adam sıkıştı, ‘Peki’ der. İtiraz ettiğinde düşünceye girecek. Kabul etti, bu biçimde münafık doğar kafirden daha berbattır.
Onun için fikir ve niyet hürriyeti birçoğunun ve malesef bizim içimizdeki kardeşlerimizin de kimilerinin yanlış anlamasından dolayı güya bizde eksik üzere algılanır. Tam zıddı bu ne ile teminat altına alınır: Adaletle. Bir memlekette adalet yoksa hiç bir şey yok demektir. Adalet mülkün temelidir. Bunlar bizim şayet olmazsa olmaz prensiplerimiz.
‘Efendim adalet var.’ Pekala nasıl var? Senin üzere düşünmeyen, inanmayan, yeri geldiğinde çıkıp seni tenkit eden insanın adalet düzeneklerine gittiği vakit haklarını savunma imkanı var mı? Bir hakim farklı bir karar verdiği vakit ne oluyor? Hakim cezalandırılıyor. ‘Anayasa Mahkemesi işe yaramıyor, kaldırılsın’ diyenler var. Adeta Türkiye’de hukukun teminatı Anayasa Mahkemesi şu anda.
‘Benim istediğim üzere bir adalet var’ demek gerçek bir yaklaşım değil. Biz bunları sağladıktan daha sonra aslında bu memleketi yönetenlerin hoş bir ahlaka sahip olmaları ile teminat altına alınır.
Bundan daha sonra idarede 3 prensibimiz var bizim. Sorunları çözmek istiyorsan işi ehline vereceksin. Kendi yandaşına değil.
İkinci konu devleti yönetenler şeffaf olacak. Herkes tarafınca sorguya çekilebilecek. Birisi cumhurbaşkanından, bakandan, validen hesap sormaya kalktığı anda ‘Sen kimsin’ denilmeyecek.
‘SANDIKLARA SAHİP ÇIKMADAN BAŞARILI OLMAK MÜMKÜN DEĞİL’
Seçimler sandıklarda kazanılıyor. kimi vakit o denli oluyor ki malesef kazandığımız seçimi sandıkta kaybediyoruz. Sandıklara sahip çıkmadan bu seçimlerde başarılı olmak mümkün değil.
Benim kanaatim 1 sene daha sonra yani önümüzdeki yılın sonunda yahut 2023’ün yılbaşından daha sonra seçim yapılabilir. Ben olağan vakitte yapılacağı kanaatinde değilim. Şayet Sayın Cumhurbaşkanı yeniden aday olmayı düşünüyorsa seçim sonucunı Meclis’in alması lazım. bu biçimdeda seçim erkene alınacak manasına gelir.