Saadet Partisi Genel Lideri Temel Karamollaoğlu, Mardin’de partisinin 4. olağan Kızıltepe ilçe kongresinde konuştu.
Karamollaoğlu, muhalefetin seçmenlere kelamlarını yerine getirebilmesi için vatandaşların yetki vermesi gerektiğini söylemiş oldu.
Saadet Partisi Genel Lideri, “Bazıları bunu sürçü lisan üzere gördü, aslında ben de söylemek istemezdim lakin kimse kusura bakmasın… Bu millet nasılsa o denli yönetilir. Neyi tercih ediyorsa, kimi tercih ediyorsa o iş başına gelir. İş başına gelenden, oyu verip onu iş başına getirenler sorumludur. Hem iş başına getireceksin, tıpkı vakitte şikayet edeceksin” diye konuştu.
Saadet Partisi Genel Lideri Temel Karamollaoğlu, muhalefetin tesirli çalışması için yetkiyi alması gerektiğini belirterek, “Eğer bu millet, yeri geldiğinde seçimlerde muhalefete yetki vermezse, daha doğrusu bugün muhalefette bulunan partilerden rastgele birisine yetki vermezse, onlardan icraat beklemeleri yalnızca hayal olur. İcraat için kesinlikle ve kesinlikle yetkiye gereksinim var” dedi.
‘İCRAAT İÇİN YETKİYE MUHTAÇLIK VAR’
“İktidara gelmeden kelamını yaparız, nasıl çözeceğimiz konusundaki fikirlerimizi sizlerle paylaşırız fakat icraat, fakat iktidar tarafınca yapılır” sözlerini kullanan Karamollaoğlu, “kimi vakit muhalefeti tenkit ediyorlar, bizleri de; ‘Doğru dürüst bir şeyler yapın…’ Yapalım da nasıl yapacağız? Şayet bu millet, yeri geldiğinde seçimlerde muhalefete yetki vermezse, daha doğrusu bugün muhalefette bulunan partilerden rastgele birisine yetki vermezse, onlardan icraat beklemeleri yalnızca hayal olur. İcraat için kesinlikle ve kesinlikle yetkiye muhtaçlık var” açıklamasında bulundu.
‘İKTİDAR, YOLSUZLUKLA BİRİLERİNİN KASASINI DOLDURUYOR’
Hükümetin iktisat siyasetlerini eleştiren Karamollaoğlu, “Şimdi eza çekiyoruz, yetmiyor bütçe. Bir de siz elinizdeki kaynakları israf etmenin yanında; yolsuzlukla, birilerinin kendi kasasına aktarmaya kalkarsanız bu biçimde karşılaştığınız görüntüyü müspet istikamete çeviremezsiniz. Biz, aklımızı güzel kullanmakla mükellefiz. Ancak kimi vakit bunu yanlış anlayanlar oluyor… Beni kimi vakit zorluyorlar, ‘Yahu nasıl düzelteceksiniz?’… Nasıl düzelteceğimizi biz söylüyoruz. Milletimizden, bu projeleri uygulamak için takviye istiyoruz. Onlardan takviye gelirse çözeceğiz. ‘Gelmezse ne yapacaksınız?’… Gelmezse ne yapacağız, hiç bir şey yapamayız” biçiminde konuştu.
‘HEM İŞ BAŞINA GETİRECEKSİN, birebir vakitte ŞİKAYET EDECEKSİN, OLMAZ O DENLİ ŞEY’
Karamollaoğlu, kelamlarını şöyleki sürdürdü:
“Bazıları bunu sürçü lisan üzere gördü, aslında ben de söylemek istemezdim lakin kimse kusura bakmasın… Bu millet nasılsa o denli yönetilir. Neyi tercih ediyorsa, kimi tercih ediyorsa o iş başına gelir. İş başına gelenden, oyu verip onu iş başına getirenler sorumludur. Hem iş başına getireceksin, birebir vakitte şikayet edeceksin… Olmaz o denli şey ya. Nerede görülmüş bir şey? Daha güzeline layıksak, daha uygununu seçmek mecburiyetindeyiz.
İltifat olsun diye kimi vakit bana, ‘Efendim sizin özgür yükünüz fazla…’Ben ne yapayım özgür tartısı ya… Sen, yükümüzü artırabilmek için ver dayanağı, özgül tartımız değil, yükümüz fazla olsun. ‘Yok ben onu yapamam…’ bu biçimde kusura bakma, sen de bugünkü kurallara razı olacaksın.”
Karamollaoğlu, muhalefetin seçmenlere kelamlarını yerine getirebilmesi için vatandaşların yetki vermesi gerektiğini söylemiş oldu.
Saadet Partisi Genel Lideri, “Bazıları bunu sürçü lisan üzere gördü, aslında ben de söylemek istemezdim lakin kimse kusura bakmasın… Bu millet nasılsa o denli yönetilir. Neyi tercih ediyorsa, kimi tercih ediyorsa o iş başına gelir. İş başına gelenden, oyu verip onu iş başına getirenler sorumludur. Hem iş başına getireceksin, tıpkı vakitte şikayet edeceksin” diye konuştu.
Saadet Partisi Genel Lideri Temel Karamollaoğlu, muhalefetin tesirli çalışması için yetkiyi alması gerektiğini belirterek, “Eğer bu millet, yeri geldiğinde seçimlerde muhalefete yetki vermezse, daha doğrusu bugün muhalefette bulunan partilerden rastgele birisine yetki vermezse, onlardan icraat beklemeleri yalnızca hayal olur. İcraat için kesinlikle ve kesinlikle yetkiye gereksinim var” dedi.
‘İCRAAT İÇİN YETKİYE MUHTAÇLIK VAR’
“İktidara gelmeden kelamını yaparız, nasıl çözeceğimiz konusundaki fikirlerimizi sizlerle paylaşırız fakat icraat, fakat iktidar tarafınca yapılır” sözlerini kullanan Karamollaoğlu, “kimi vakit muhalefeti tenkit ediyorlar, bizleri de; ‘Doğru dürüst bir şeyler yapın…’ Yapalım da nasıl yapacağız? Şayet bu millet, yeri geldiğinde seçimlerde muhalefete yetki vermezse, daha doğrusu bugün muhalefette bulunan partilerden rastgele birisine yetki vermezse, onlardan icraat beklemeleri yalnızca hayal olur. İcraat için kesinlikle ve kesinlikle yetkiye muhtaçlık var” açıklamasında bulundu.
‘İKTİDAR, YOLSUZLUKLA BİRİLERİNİN KASASINI DOLDURUYOR’
Hükümetin iktisat siyasetlerini eleştiren Karamollaoğlu, “Şimdi eza çekiyoruz, yetmiyor bütçe. Bir de siz elinizdeki kaynakları israf etmenin yanında; yolsuzlukla, birilerinin kendi kasasına aktarmaya kalkarsanız bu biçimde karşılaştığınız görüntüyü müspet istikamete çeviremezsiniz. Biz, aklımızı güzel kullanmakla mükellefiz. Ancak kimi vakit bunu yanlış anlayanlar oluyor… Beni kimi vakit zorluyorlar, ‘Yahu nasıl düzelteceksiniz?’… Nasıl düzelteceğimizi biz söylüyoruz. Milletimizden, bu projeleri uygulamak için takviye istiyoruz. Onlardan takviye gelirse çözeceğiz. ‘Gelmezse ne yapacaksınız?’… Gelmezse ne yapacağız, hiç bir şey yapamayız” biçiminde konuştu.
‘HEM İŞ BAŞINA GETİRECEKSİN, birebir vakitte ŞİKAYET EDECEKSİN, OLMAZ O DENLİ ŞEY’
Karamollaoğlu, kelamlarını şöyleki sürdürdü:
“Bazıları bunu sürçü lisan üzere gördü, aslında ben de söylemek istemezdim lakin kimse kusura bakmasın… Bu millet nasılsa o denli yönetilir. Neyi tercih ediyorsa, kimi tercih ediyorsa o iş başına gelir. İş başına gelenden, oyu verip onu iş başına getirenler sorumludur. Hem iş başına getireceksin, birebir vakitte şikayet edeceksin… Olmaz o denli şey ya. Nerede görülmüş bir şey? Daha güzeline layıksak, daha uygununu seçmek mecburiyetindeyiz.
İltifat olsun diye kimi vakit bana, ‘Efendim sizin özgür yükünüz fazla…’Ben ne yapayım özgür tartısı ya… Sen, yükümüzü artırabilmek için ver dayanağı, özgül tartımız değil, yükümüz fazla olsun. ‘Yok ben onu yapamam…’ bu biçimde kusura bakma, sen de bugünkü kurallara razı olacaksın.”