İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Lideri Ekrem İmamoğlu hakkında, kazandığı 31 Mart 2019 tarihinde yapılan seçimin iptal edilerek mazbatasının elinden alınması üzerine yaptığı basın açıklamasında, Yüksek Seçim Heyeti (YSK) Lider ve üyelerine hakaret ettiği sebebi öne sürülerek 4 yıl 1 aya kadar mahpus cezası istemiyle dava açılmıştı. İmamoğlu, İstanbul Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yapılan orta celseye avukatı ile katıldı.
‘MUHATABI İÇİŞLERİ BAKANI’DIR’
İmamoğlu savunmasında, evvela davaya bahis olan açıklamanın bir soru üzerine yapıldığını hatırlatarak, şunları söylemiş oldu:
“Sorunun temelinde İçişleri Bakanı’nın şahsıma yönelik açıklamalarında ‘ahmak’ sözünü kullanımıdır. Kelam konusu yanıtım bu soru üzerine olmuştur, ötürüsıyla bana kullanılan bu ‘ahmak’ sözüne karşılık olarak kullanılmış ‘ahmak’ sözüdür ve muhatabı da sayın İçişleri Bakanı’dır. İçişleri Bakanı bu biçim sözleri biroldukca sefer şahsıma yönelik kullanmıştır ve kullanmaya da devam etmektedir. Bu üslup cümleleri hem seçim ortamında tıpkı vakitte seçimin iptal edilmesindilk evvelki beyanlarında da görmek mümkündür.
Siyasi gücü elinde bulunan kimlikler olarak baskıcı tutumlarına TV programlarında tekraren lisana getirmiş, seçim nazaranvlilerine ve sandık bakılırsavlilerine de terörist ibaresi kullanarak 700-800 üzere sayılar da vermek suretiyle seçimin iptalini de talep etmiştir ve baskıcı lisan kullanmıştır, bütün bunları bilmemden dolayı ve Avrupa Kurulu’nda yaptığım konuşmaya yönelik telaffuzlarda bulunması ve sonuna da ahmak sözünü kullanımı kararı bu biçimde bir yanıtım olmuştur.”
‘YSK’YI MUHATAP ALMADIM’
“Kullanmış olduğum sözün muhatabı şahsen İçişleri Bakanı’nın kendisidir, o periyotta ‘seçimi iptal edenler’ ibaresini kullanmamın sebebi ise siyasi iradenin seçimler üstündeki baskısını ve baskıcı halini tabir etmesi formunda kullandım. ötürüsıyla asla YSK idaresi yahut üyelerinden rastgele birisini muhatap alarak bu biçimde bir beyanda bulunmadım.”
İmamoğlu, beraatını talep etti.
‘MUHATABI İÇİŞLERİ BAKANI’DIR’
İmamoğlu savunmasında, evvela davaya bahis olan açıklamanın bir soru üzerine yapıldığını hatırlatarak, şunları söylemiş oldu:
“Sorunun temelinde İçişleri Bakanı’nın şahsıma yönelik açıklamalarında ‘ahmak’ sözünü kullanımıdır. Kelam konusu yanıtım bu soru üzerine olmuştur, ötürüsıyla bana kullanılan bu ‘ahmak’ sözüne karşılık olarak kullanılmış ‘ahmak’ sözüdür ve muhatabı da sayın İçişleri Bakanı’dır. İçişleri Bakanı bu biçim sözleri biroldukca sefer şahsıma yönelik kullanmıştır ve kullanmaya da devam etmektedir. Bu üslup cümleleri hem seçim ortamında tıpkı vakitte seçimin iptal edilmesindilk evvelki beyanlarında da görmek mümkündür.
Siyasi gücü elinde bulunan kimlikler olarak baskıcı tutumlarına TV programlarında tekraren lisana getirmiş, seçim nazaranvlilerine ve sandık bakılırsavlilerine de terörist ibaresi kullanarak 700-800 üzere sayılar da vermek suretiyle seçimin iptalini de talep etmiştir ve baskıcı lisan kullanmıştır, bütün bunları bilmemden dolayı ve Avrupa Kurulu’nda yaptığım konuşmaya yönelik telaffuzlarda bulunması ve sonuna da ahmak sözünü kullanımı kararı bu biçimde bir yanıtım olmuştur.”
‘YSK’YI MUHATAP ALMADIM’
“Kullanmış olduğum sözün muhatabı şahsen İçişleri Bakanı’nın kendisidir, o periyotta ‘seçimi iptal edenler’ ibaresini kullanmamın sebebi ise siyasi iradenin seçimler üstündeki baskısını ve baskıcı halini tabir etmesi formunda kullandım. ötürüsıyla asla YSK idaresi yahut üyelerinden rastgele birisini muhatap alarak bu biçimde bir beyanda bulunmadım.”
İmamoğlu, beraatını talep etti.