İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Belediye Lideri , Tele 1’de gazeteci Uğur Dündar’ın Demokrasi Arenası programının konuğu oldu. Gündeme dair açıklamalarda bulunan İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisini sevdiğini belirterek “Ben de onu epeyce seviyorum” dedi. İmamoğlu, “Ben seçildiğimde sevinmiştim. Süratlice İstanbul’un meselelerini çözeriz dedim. Üzülüyorum. Memleketimizim cumhurbaşkanından bunları duymak istemem. İstanbul’da televizyonlarda beni anlattılar, kapalı toplantılarda beni anlattılar. Trabzon’da beni anlattılar. Yetmedi, Ukrayna’dan dönüşte beni anlattılar.” halinde konuştu.
İmamoğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şu biçimde;
“Kaç projenin merkezi yönetim tarafınca engellendiğini anlatmaya kalksam sayfa sayfa sürer. El konulan alanlarımız oldu. Kimi heyetlerde 2 yıldır bekleyen projelerimiz var. 2020 sonbaharında bir karar alınıyor. 300 yeni otobüs alalım diyoruz. 1,5 seneyi aşmış müddette hala onay alamadık. Onay alsaydık oldukçatan finansmanını sağlamıştık. Eksik bir şey kabul edilsin demiyoruz. Geçmişteki uygulamaların birebirini talep ediyoruz. Geçmişte de avam projelere onay verilmişti. Sayın bakana “Sefaköy, İncirli’ye de dahil eder miyiz?” diye yazı yazdık 1 seneyi geçti yanıt vermedi. Ne vakit kamuoyuna duyurduk Twitter’dan evrak eksiği var diye yayınladı. Biz incelenmekten telaş etmiyoruz. Kaygı ettiğimiz, bunların bu ülkede yaşanması ve bu türlü insanlarımızın yaşama sevincini bu biçimde yoruyor olmaları, üzüyor olmaları.
Biz bunları aşacağız. Aşmak için buradayız.”
“YATIYORLAR İSTANBUL, KALKIYORLAR İSTANBUL, AKŞAM İMAMOĞLU, SABAH İSTANBUL”
“İstanbul’un bir gün bile kaybedecek vakti yok. Bizim bu türlü maksat olmamızı ben farklı yorumluyorum. Problem bizi engellemeleri değil. Emel ne biliyor musunuz? Bizi engelleyememeleri.
Onlardan işlerini kaliteli yapmaları dışına bir şey istemiyoruz. Tıkır tıkır işimizi yapıyoruz. bu türlü süreci yürüttüğümüz için çıldırıyorlar. Yatıyorlar İstanbul, kalkıyorlar İstanbul. Akşam İmamoğlu, sabah İstanbul. Bakalım bugün hangi bakan İmamoğlu hakkında konuşacak? Bunların halk nezdinde prestiji yok. Halk gülüyor bu yaptıklarına.
Ben seçildiğimde sevinmiştim. Cumhurbaşkanı İstanbul’a sevdam diyor. Süratlice İstanbul’un problemlerini çözeriz dedim. Üzülüyorum. Memleketimizim cumhurbaşkanından bunları duymak istemem. İstanbul’da televizyonlarda beni anlattılar, kapalı toplantılarda beni anlattılar. Trabzon’da beni anlattılar. Yetmedi, Ukrayna’dan dönüşte beni anlattılar.
Beni epey seviyor, biliyorum. Ben de onu epeyce seviyorum. Bak seçimdilk evvel ne hoş konuştuk, anlaştık. Yirmi dakika yerine bir saat yirmi dakika sohbet ettik. Niçin konuşmuyoruz? İstanbul neymiş? Bir çıldırmışlık var. Bir akıl tutulmuşluğu var. İstanbullu sorumluluğunu yerine getirmeyenlerden hesap sorar. Takviye siyaseti değil köstek siyaseti yürütüyorlar.”
“BEN ONUN ÇOK DAHA ÜSTÜNDE OY ALACAĞIMIZI GÖRÜYORUM”
“Bugün seçim olsa tıpkı farkla kazanmak beni üzer. Beni test etmek isteyen AKP’li siyasetçiler var ise gersinler. aslına bakarsanız İstanbul’da sadece benimle bir arada gezerler. Yalnız gezemezler. İstanbul’da engellemeler üzerine değil kaliteli iş üretme üzerine konuşalım, bunu yarıştıralım. Ben onun epeyce daha üstünde oy alacağımızı görüyorum. Bugün İstanbul’da genç nüfusun bize nasıl sarıldığını ben yaşıyorum.
IŞİD Türkiye sorumlusu Kasım Güler 8 ay evvel yakalanmıştı. Güler, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ile size yönelik suikast düzenlendiğini söylemiş oldu. Size bu hususta bilgi verildi mi? Muhafaza tedbirleriniz artırıldı mı?
Bu epeyce önemli bir bahis. Bu çeşit bahislerin ne yazık ki üstünden teğet geçiliyor. Tıpkı MOBESE problemi üzere. Bu mevzuyu en âlâ tahlil edecek insanların başında geliyorsunuz. Bu işe önemli bakmak lazım. Güler sözünde biroldukca ayrıntı veriyor. ‘Bu ortada suikast konusu medyaya fikir aksiyonu gerçekleştirmedik’ diyor.
Bu mevzuyu ben medyadan öğrendim. Aralık 2020’de bu bahisle ilgili gazetelerde haber çıktı. Sayın İçişleri Bakanı açıklama yaptı. ‘İmamoğlu’na karşı suikast teşebbüsü kelam konusu değildir. Bunların medyayla paylaşılmasını tercih etmiyoruz’ diyor. İçişleri Bakanı daima yanılırsa her insanın oturup düşünmesi lazım.
Seçim iptal oldu. 700 şahıstan bahsedildi terör ihtisaklı. Bir kişi sorgulanmaz mı? Bir savcı iddianame yazmaz mı? Ne kadar kolay unutuyoruz bunları. Meclis’te 557 terörist diye saydı. 86 bin çalışanım var benim. Sen benim 86 benim çalışanımı nasıl zan altında bırakırsın. Bu nasıl bakan ya. Olmaz o denli bir şey.”
“MOBESE İŞİ UNUTULMAYACAK”
“Kar, karla gayret buradaki manipülatif tarifler, iki bakanın İstanbul’a gelişi. Karla uğraş alanlarının sorumluluk alanlarımızın haricinde olması… Hepsi unutuldu fakat bu MOBESE işi unutulmayacak. Bu özel yaşama tecavüzdür. Biz kabahat duyurusunda bulunduk. Beni devletin hiç bir nazaranvlisi arayıp bilgi vermedi.
İçişleri Bakan Yardımcısı bugün karşılık verdi. Bu işin başında anlaşılıyor ki Bakanlık var. İçişleri Bakanı ismine konuşan bana hakaret eden o kişiselyetin karşılığından anladım ki bu işin başında olan bakan ve bakanlık.”
AK PARTİ PERİYODU VERİLEN BURSLAR
“İBB’nin kamu olarak teftiş edilmesi, denetlenmesi gerekiyor. bakılırsave geldiğimizde gördük ki İBB tahminen de en çok ihmal edilen kurumların başında gelmiş. Bilhassa denetleme ve teftişte.
Biz bakılırsave geldiğimizde biroldukca evrakla ilgili kabahat duyurusunda bulunduk. Bu mevzuyla ilgili İBB’de değil beraberinde iştiraklerde de bu teftişleri yaptık. Onlarca belge İçişleri Bakanlığı tarafınca el konuldu. Bursla ilgili yanlış uygulamalar, berbat uygulamalar var.
Yalnızca bir bireye 2 milyon 200 bin liralık burs veriliyor. METRO AŞ.’nin gönderdiği bursları elektronik mühendisi olsa, elektrik mühendisi olsa anlarız lakin Siyaset Bilimiyle ilgili bursu anlayamıyoruz. Öbür bir hanımefendi İBB’ye giriyor, tıpkı gün İBB’den burs kazanıyor. Bahta bak. Bugün işe gir, birebir gün de sana burs çıksın.
Tutturuyorlar İmamoğlu şunu işe aldı bunu işe aldı. Hiç kimse de şunu demiyor, 53 bin öğrenciye burs veriyoruz. Tek bir adedini tanımam. Siz bu biçimde bir bursun ilanını duydunuz mu? 2 milyon lira burs! Saklı kapılar gerisinde burs dağıtılmaz!”
İmamoğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şu biçimde;
“Kaç projenin merkezi yönetim tarafınca engellendiğini anlatmaya kalksam sayfa sayfa sürer. El konulan alanlarımız oldu. Kimi heyetlerde 2 yıldır bekleyen projelerimiz var. 2020 sonbaharında bir karar alınıyor. 300 yeni otobüs alalım diyoruz. 1,5 seneyi aşmış müddette hala onay alamadık. Onay alsaydık oldukçatan finansmanını sağlamıştık. Eksik bir şey kabul edilsin demiyoruz. Geçmişteki uygulamaların birebirini talep ediyoruz. Geçmişte de avam projelere onay verilmişti. Sayın bakana “Sefaköy, İncirli’ye de dahil eder miyiz?” diye yazı yazdık 1 seneyi geçti yanıt vermedi. Ne vakit kamuoyuna duyurduk Twitter’dan evrak eksiği var diye yayınladı. Biz incelenmekten telaş etmiyoruz. Kaygı ettiğimiz, bunların bu ülkede yaşanması ve bu türlü insanlarımızın yaşama sevincini bu biçimde yoruyor olmaları, üzüyor olmaları.
Biz bunları aşacağız. Aşmak için buradayız.”
“YATIYORLAR İSTANBUL, KALKIYORLAR İSTANBUL, AKŞAM İMAMOĞLU, SABAH İSTANBUL”
“İstanbul’un bir gün bile kaybedecek vakti yok. Bizim bu türlü maksat olmamızı ben farklı yorumluyorum. Problem bizi engellemeleri değil. Emel ne biliyor musunuz? Bizi engelleyememeleri.
Onlardan işlerini kaliteli yapmaları dışına bir şey istemiyoruz. Tıkır tıkır işimizi yapıyoruz. bu türlü süreci yürüttüğümüz için çıldırıyorlar. Yatıyorlar İstanbul, kalkıyorlar İstanbul. Akşam İmamoğlu, sabah İstanbul. Bakalım bugün hangi bakan İmamoğlu hakkında konuşacak? Bunların halk nezdinde prestiji yok. Halk gülüyor bu yaptıklarına.
Ben seçildiğimde sevinmiştim. Cumhurbaşkanı İstanbul’a sevdam diyor. Süratlice İstanbul’un problemlerini çözeriz dedim. Üzülüyorum. Memleketimizim cumhurbaşkanından bunları duymak istemem. İstanbul’da televizyonlarda beni anlattılar, kapalı toplantılarda beni anlattılar. Trabzon’da beni anlattılar. Yetmedi, Ukrayna’dan dönüşte beni anlattılar.
Beni epey seviyor, biliyorum. Ben de onu epeyce seviyorum. Bak seçimdilk evvel ne hoş konuştuk, anlaştık. Yirmi dakika yerine bir saat yirmi dakika sohbet ettik. Niçin konuşmuyoruz? İstanbul neymiş? Bir çıldırmışlık var. Bir akıl tutulmuşluğu var. İstanbullu sorumluluğunu yerine getirmeyenlerden hesap sorar. Takviye siyaseti değil köstek siyaseti yürütüyorlar.”
“BEN ONUN ÇOK DAHA ÜSTÜNDE OY ALACAĞIMIZI GÖRÜYORUM”
“Bugün seçim olsa tıpkı farkla kazanmak beni üzer. Beni test etmek isteyen AKP’li siyasetçiler var ise gersinler. aslına bakarsanız İstanbul’da sadece benimle bir arada gezerler. Yalnız gezemezler. İstanbul’da engellemeler üzerine değil kaliteli iş üretme üzerine konuşalım, bunu yarıştıralım. Ben onun epeyce daha üstünde oy alacağımızı görüyorum. Bugün İstanbul’da genç nüfusun bize nasıl sarıldığını ben yaşıyorum.
IŞİD Türkiye sorumlusu Kasım Güler 8 ay evvel yakalanmıştı. Güler, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ile size yönelik suikast düzenlendiğini söylemiş oldu. Size bu hususta bilgi verildi mi? Muhafaza tedbirleriniz artırıldı mı?
Bu epeyce önemli bir bahis. Bu çeşit bahislerin ne yazık ki üstünden teğet geçiliyor. Tıpkı MOBESE problemi üzere. Bu mevzuyu en âlâ tahlil edecek insanların başında geliyorsunuz. Bu işe önemli bakmak lazım. Güler sözünde biroldukca ayrıntı veriyor. ‘Bu ortada suikast konusu medyaya fikir aksiyonu gerçekleştirmedik’ diyor.
Bu mevzuyu ben medyadan öğrendim. Aralık 2020’de bu bahisle ilgili gazetelerde haber çıktı. Sayın İçişleri Bakanı açıklama yaptı. ‘İmamoğlu’na karşı suikast teşebbüsü kelam konusu değildir. Bunların medyayla paylaşılmasını tercih etmiyoruz’ diyor. İçişleri Bakanı daima yanılırsa her insanın oturup düşünmesi lazım.
Seçim iptal oldu. 700 şahıstan bahsedildi terör ihtisaklı. Bir kişi sorgulanmaz mı? Bir savcı iddianame yazmaz mı? Ne kadar kolay unutuyoruz bunları. Meclis’te 557 terörist diye saydı. 86 bin çalışanım var benim. Sen benim 86 benim çalışanımı nasıl zan altında bırakırsın. Bu nasıl bakan ya. Olmaz o denli bir şey.”
“MOBESE İŞİ UNUTULMAYACAK”
“Kar, karla gayret buradaki manipülatif tarifler, iki bakanın İstanbul’a gelişi. Karla uğraş alanlarının sorumluluk alanlarımızın haricinde olması… Hepsi unutuldu fakat bu MOBESE işi unutulmayacak. Bu özel yaşama tecavüzdür. Biz kabahat duyurusunda bulunduk. Beni devletin hiç bir nazaranvlisi arayıp bilgi vermedi.
İçişleri Bakan Yardımcısı bugün karşılık verdi. Bu işin başında anlaşılıyor ki Bakanlık var. İçişleri Bakanı ismine konuşan bana hakaret eden o kişiselyetin karşılığından anladım ki bu işin başında olan bakan ve bakanlık.”
AK PARTİ PERİYODU VERİLEN BURSLAR
“İBB’nin kamu olarak teftiş edilmesi, denetlenmesi gerekiyor. bakılırsave geldiğimizde gördük ki İBB tahminen de en çok ihmal edilen kurumların başında gelmiş. Bilhassa denetleme ve teftişte.
Biz bakılırsave geldiğimizde biroldukca evrakla ilgili kabahat duyurusunda bulunduk. Bu mevzuyla ilgili İBB’de değil beraberinde iştiraklerde de bu teftişleri yaptık. Onlarca belge İçişleri Bakanlığı tarafınca el konuldu. Bursla ilgili yanlış uygulamalar, berbat uygulamalar var.
Yalnızca bir bireye 2 milyon 200 bin liralık burs veriliyor. METRO AŞ.’nin gönderdiği bursları elektronik mühendisi olsa, elektrik mühendisi olsa anlarız lakin Siyaset Bilimiyle ilgili bursu anlayamıyoruz. Öbür bir hanımefendi İBB’ye giriyor, tıpkı gün İBB’den burs kazanıyor. Bahta bak. Bugün işe gir, birebir gün de sana burs çıksın.
Tutturuyorlar İmamoğlu şunu işe aldı bunu işe aldı. Hiç kimse de şunu demiyor, 53 bin öğrenciye burs veriyoruz. Tek bir adedini tanımam. Siz bu biçimde bir bursun ilanını duydunuz mu? 2 milyon lira burs! Saklı kapılar gerisinde burs dağıtılmaz!”