Herkesten sil kaç gün ?

YuvarlakMasa

Global Mod
Global Mod
Herkesten Sil: Kaç Gün?

Forumdaşlar, sizlerle paylaşmak istediğim bir hikâye var. Bu hikâye, aslında birçoğumuzun içinden geçtiği, farklı karakterlerin farklı bakış açılarıyla ele aldığı bir durumu anlatıyor. Kimileri için kolayca geçilebilecek bir dönüm noktası, kimileri içinse yıllarca sürebilecek bir içsel çatışma. Bu hikâyeyi paylaşıyorum, çünkü bu durumu yaşıyor ya da yaşamış olanlar arasında bir bağ kurabileceğimizi düşünüyorum. İşte o hikâye:

Hikâyenin Başlangıcı: İlişkilerin Sonu ve Başlangıcı

Ayça, 32 yaşında bir kadındı. Kendisi için önemli bir dönüm noktasına gelmişti. Sonunda biten ilişkisinin ardından, hem fiziksel hem de ruhsal olarak bir boşluk içindeydi. Her şeyin bitişiyle, yalnız kalmıştı. Telefonundaki o kişi silinmişti, ama ondan kurtulmak için ne kadar zaman gerektiğini, ne kadar daha beklemesi gerektiğini bilmiyordu. Bu soru, Ayça'nın kafasında sürekli dönüp duruyordu: “Herkesten sil, kaç gün?”

Ayça, erkeklerin çözüm odaklı yaklaşımını gözlemlemişti. İlişkilerde bir şey bittiğinde, erkekler genellikle hemen adım atar, bir şekilde içsel boşluklarını hızlıca doldururlardı. Duygusal anlamda kopmanın, bir ilişkiyi bitirmenin psikolojik olarak onları nasıl etkilediğini çok az gözlemlemişti. Ama kadınlar... Kadınlar için her şey farklıydı. Onlar, ilişkilerde yaşanan duygusal kırılmaları daha derin, daha empatik bir şekilde içselleştirirlerdi. Ayça, bu yüzden yalnızdı. Çünkü biten ilişkinin ardından içindeki sessizliği, kimseye açamıyordu.

Oğuz’un Stratejik Yaklaşımı

Oğuz ise, Ayça’nın eski sevgilisinin en yakın arkadaşıydı. Oğuz, her zaman çözüm odaklıydı, stratejileri ve planları vardı. Her şeyin bir yolu, bir çözümü olduğunu düşünüyordu. Ayça’nın da hayatına devam etmesi gerektiğini, vakit kaybetmemesi gerektiğini söylüyordu. Oğuz, Ayça’yı, duygusal yönlerini bir kenara koyup bir an önce hayatını düzene sokması için cesaretlendiriyordu. Ama Ayça, Oğuz’un yaklaşımını anlamıyordu. Onun için her şeyin bu kadar basit olması, duygularını geçiştirmek gibiydi.

Oğuz’a göre, Ayça'nın telefonundan eski sevgilisinin numarasını silmesi, ona artık hayatında yer olmadığını göstermesi gerekirdi. "İleriye bak, geçmişi bırak" diyordu, ama Ayça, geçmişin ruhunda bıraktığı izlerin öyle kolayca silinemeyeceğini biliyordu. Oğuz’un yaklaşımı, duygusal anlamda bir boşluk yaratıyor, bu da Ayça’yı daha da içine kapanmaya zorluyordu.

Ayça’nın İçsel Çatışması: Empatik Bir Kadın Olarak Kapanış

Ayça, her sabah uyandığında, eski sevgilisinin numarasını silip silmeme konusunda tereddüt ediyordu. Bir yandan hayatına devam etmesi gerektiğini, adım atmak ve ilerlemek zorunda olduğunu biliyordu. Ama bir yandan da, ilişkiyi, birlikte yaşadıkları anları düşünüyordu. O günleri silip atmak, onu silmek anlamına geliyordu. Oysa her anı, bir ömre bedeldi. Bu içsel çatışma, onu giderek daha fazla tükendiriyor ve kararsızlığa itiyordu.

Kadınların, özellikle de Ayça gibi empatik insanların, duygusal olarak ilişkilerde yaşadıkları kopmaları atlatmak için daha fazla zaman ve içsel huzura ihtiyaçları vardı. Oğuz’un çözüm odaklı yaklaşımı onu anlık bir rahatlama sağlasa da, duygusal boşluğunu dolduracak bir şey bulamıyordu. Ayça, eski sevgilisiyle geçirdiği zamanın değerini biliyordu ve onu bir anda silmek, her şeyin anlamını kaybetmesi demekti.

Bir Adım Daha: Ayça’nın Sonunda Aldığı Karar

Bir akşam, Ayça, Oğuz’un önerilerini bir kenara bırakıp kendi iç sesini dinlemeye karar verdi. Telefonunu eline aldı, eski sevgilisinin numarasına baktı. Bir süre o sayfada takılı kaldı. İçinde büyük bir boşluk hissetti, ama bu boşluk bir son değil, bir başlangıçtı. Ve o an, Ayça ne kadar zaman geçerse geçsin, bu ilişkiyi silip atmak için henüz hazır hissetmiyordu. Her şeyin zamanla daha netleşeceğini biliyordu. Oğuz’a göre bu süreçte geçirdiği zaman, “gereksiz” bir kayıp olabilir ama Ayça için zaman, iyileşme sürecinin en önemli parçasıydı.

Forumdaşlara Soru: Herkesten Silmek İçin Ne Kadar Zamana İhtiyacınız Var?

Herkesten silmek... Kaç gün? Bu soruyu sormak, bazen içsel bir yolculuğa çıkmak gibidir. Çünkü her biri farklı bir cevaba sahip. Bu hikâyede Ayça ve Oğuz’un birbirlerinden farklı bakış açıları vardı. Ama belki de hepimizin içinde hem Ayça’nın hem de Oğuz’un bir parçası var. Forumdaşlar, siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? İleriye bakmak için geçmişi silmek kolay mı? Yoksa her şeye zamanla mı karar veriyorsunuz? Bir ilişkiyi bitirip yolunuza devam etmek için ne kadar zamana ihtiyacınız var? Düşüncelerinizi benimle ve diğer forumdaşlarla paylaşmanızı çok isterim.