“Fahiş fiyatlar mağdur bölümlerin yükünü ağırlaştırıyor. Bu da Batı’da yabancı aykırılığını artırıyor. Yurt haricindeki vatandaşlarımızı etkileyen bu tehditler karşısında kendi evvelarimize nazaran siyaset üretiyoruz” dedi.
MAĞDUR KISIMLARIN YÜKÜ ARTTIKÇA İSLAM DÜŞMANLIĞI YÜKSELİYOR
Global enflasyonun insanlığın en önemli sorunu olduğunu kaydeden Erdoğan “Temel besinde yaşanan fahiş artışlar mağdurların yükünü ağırlaştırıyor. Bu da Batı’da İslam düşmanlığını artırıyor. Yurt haricindeki vatandaşlarımızı etkileyen bu tehditler karşısında kendi çıkarlarımızla siyasetler üretiyoruz” dedi. Cumhurbaşkanı “Sıkıntıların farkındayız. İktisatta bozulan global dengelerin maliyetini en az biçimde yansıtıyoruz” diye konuştu.
ERDOĞAN’DAN HAYAT PAHALILIĞI ÇIKIŞI: ÖNLEMLERİ ALIYORUZ
Vatandaşımızın yaşadığı düşüncelerin farkındayız
Global enflasyonun insanlığın karşı karşıya kaldığı en önemli sorun olduğunu belirten Erdoğan, Türkiye’deki enflasyon yüzde 50’ye dayanırken Batı’ya işaret etti. Yurt haricinde yaşayan vatandaşlara dönük siyaset ürettiklerini söylemiş oldu. Cumhurbaşkanı ayrıyeten “Vatandaşımızın her birinin yaşadığı badirelerin ve zorlukların farkındayız” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, güç ve besinde yaşanan global meselelere işaret ederken tartışma yaratan tabirler kullanmıştı.
9 Ekim’de “Amerika’nın, İngiltere’nin halini görüyorsunuz değil mi? Benzi yok akaryakıt. Tıpkı biçimde Almanya’da, Fransa’da kuyruklar. Yiyeceklerini bulamıyorlar. Elhamdülillah ülkemizde bu biçimde bir şey yok” diyen Erdoğan, 28 Ekim’de de “İngiltere’de raflar boş, Avrupa’da boş, ABD’de raflar boş. Bizde bolluk, rahmet yoluna devam ediyor. Ama nankörlere ne anlatırsan anlat, anlamazlar, gözleri var görmez, kulakları var duymaz, lisanı var hakkı söylemez” görüşünü savunmuştu. Türkiye İstatistik Kurumu datalarına göre enflasyon ekimde yüzde 2.39 artarken, yıllık bazda yüzde 19.89 olarak gerçekleşti. Fakat kelam konusu datalar vatandaşın çarşı-pazarda hissettiği gerçek enflasyonun iki katından daha az olarak hesaplandı.
TÜİK’in makyajlı dataları karşısında bilim insanlarından oluşan Enflasyon Araştırma Kümesi (ENAG) 12 aylık enflasyonu yüzde 49.87 olarak deklare etti. Erdoğan ise Türkiye’den enflasyonun kat kat düşük gerçekleştiği Batı ülkelerine yönelik çıkışlarını sürdürdü.
Türkiye 2023 Zirvesi’ne görüntü bildiri gönderen Erdoğan, global iktisadın geçen sene yaşadığı daralma daha sonrasında yine eski ritmine kavuşmaya başladığını, üretim ve ihracatın arttığını söylemiş oldu. Aşılamada ve tedavi hallerinde kazanılacak mevziye bağlı olarak bundan daha sonraki sürecin epeyce süratli gelişeceğine inandıklarını belirten Erdoğan, şu biçimde devam etti:
“Ancak insanlık salgının sıhhat boyutuna dair sıkıntıları çözdükçe bu sefer salgın kaynaklı farklı problemlerle yüz yüze geliyor. Global enflasyon, tıpkı geçen yılki ekonomik sakinlik üzere bugün insanlığın karşı karşıya bulunduğu en önemli problemdir. Tedarik zincirlerinde meydana gelen kırılma sebebiyle boş kalan raflar da bir daha bu periyoda damga vuran gerçeklerden biridir. Temel besin ve emtia fiyatlarında yaşanan fahiş artışlar, salgının en çok mağdur ettiği toplum bölümlerinin yükünü daha da ağırlaştırıyor. Bu durum, bilhassa Batı ülkelerinde ırkçılığın, İslam düşmanlığının ve yabancı tersliğinin da artmasına yol açıyor. İktisadımızı, insanımızı ve yurt haricindeki vatandaşlarımızı da etkileyen bu tehditler karşısında Türkiye olarak kendi evvelarimiz, kendi çıkarlarımız ve gayelerimiz çerçevesinde siyasetler üretiyor ve yürütüyoruz.”
Erdoğan, geçen yıl salgın ötürüsıyla biroldukça gelişmiş ülkenin aldığı sert önlemlerle iktisatta kontak kapattığını lakin kendilerinin bu biçimde bir yola başvurmadıklarına savunarak, bir taraftan salgın önlemlerine riayet ederken öteki taraftan da stratejik bölümler başta olmak üzere üretim süreçlerini devam ettirdiklerini belirtti. Üreten, istihdam eden, ihracat yapan, yatırım yapan insanları güç devirlerinde yalnız bırakmadıklarını ileri süren Erdoğan “Verdiğimiz dayanak ve teşviklerle yeni fabrikaların kurulmasını sağladık. bu biçimdece ülkemiz 2020’de yüzde 1,8 büyürken, bu yılın birinci iki çeyreğinde yüzde 7,2 ve yüzde 21,7 büyüme oranlarıyla yükseliş trendini sürdürdü. İhracatta tarihimizde birinci sefer 212 milyar dolar düzeyini aşarak değerli bir rekora imza attık. Memleketler arası kuruluşlar yüzde 9 iddiasında bulunsalar da biz yıl sonu prestijiyle çift haneli büyüme sayılarına ulaşacağımızı düşünüyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
“Büyük gayelere odaklanırken burnumuzun tabanındaki meselelere da asla gözümüzü kapatmıyoruz” sözünü kullanan Erdoğan, şunları kaydetti: “Vatandaşımızın her birinin yaşadığı dertlerin ve zorlukların farkındayız. Salgın niçiniyle global ölçekte bozulan ekonomik dengelerin yol açtığı maliyetleri içeriye en az biçimde yansıtmak için gereken önlemleri alıyoruz. Tarım mamüllerinde çok yüksek alım fiyatları belirleyerek çiftçimizi ve üreticimizi müdafaaya çalıştık. Kamudaki emekçi ve memurların fiyatlarında yaptığımız artışlarla da çıtayı bir çok yüksek tuttuk. Elektrik ve doğal gaz fiyatlarındaki maliyet satış oranlarında devlet olarak önemli düzeyde sübvansiyon yapıyoruz. Toplumsal yardım sistemimizi faal biçimde işleterek geliri olmayan ve fazlaca düşük gelirli vatandaşlarımıza dayanak oluyoruz. Kerim devlet anlayışımızın tezahürü olan bu siyasetlere önümüzdeki periyotta de devam edeceğiz. Her krizin bununla birlikte yeni fırsatlara kapı araladığı gerçeğine uygun biçimde felaket tellallarına prim vermeden, gözlerimizi gayelerimizden bir an olsun ayırmadan Türkiye’yi üretim, ihracat, yatırım ve istihdam temelleri üzerinde yükseltmeyi sürdüreceğiz.”
MAĞDUR KISIMLARIN YÜKÜ ARTTIKÇA İSLAM DÜŞMANLIĞI YÜKSELİYOR
Global enflasyonun insanlığın en önemli sorunu olduğunu kaydeden Erdoğan “Temel besinde yaşanan fahiş artışlar mağdurların yükünü ağırlaştırıyor. Bu da Batı’da İslam düşmanlığını artırıyor. Yurt haricindeki vatandaşlarımızı etkileyen bu tehditler karşısında kendi çıkarlarımızla siyasetler üretiyoruz” dedi. Cumhurbaşkanı “Sıkıntıların farkındayız. İktisatta bozulan global dengelerin maliyetini en az biçimde yansıtıyoruz” diye konuştu.
ERDOĞAN’DAN HAYAT PAHALILIĞI ÇIKIŞI: ÖNLEMLERİ ALIYORUZ
Vatandaşımızın yaşadığı düşüncelerin farkındayız
Global enflasyonun insanlığın karşı karşıya kaldığı en önemli sorun olduğunu belirten Erdoğan, Türkiye’deki enflasyon yüzde 50’ye dayanırken Batı’ya işaret etti. Yurt haricinde yaşayan vatandaşlara dönük siyaset ürettiklerini söylemiş oldu. Cumhurbaşkanı ayrıyeten “Vatandaşımızın her birinin yaşadığı badirelerin ve zorlukların farkındayız” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, güç ve besinde yaşanan global meselelere işaret ederken tartışma yaratan tabirler kullanmıştı.
9 Ekim’de “Amerika’nın, İngiltere’nin halini görüyorsunuz değil mi? Benzi yok akaryakıt. Tıpkı biçimde Almanya’da, Fransa’da kuyruklar. Yiyeceklerini bulamıyorlar. Elhamdülillah ülkemizde bu biçimde bir şey yok” diyen Erdoğan, 28 Ekim’de de “İngiltere’de raflar boş, Avrupa’da boş, ABD’de raflar boş. Bizde bolluk, rahmet yoluna devam ediyor. Ama nankörlere ne anlatırsan anlat, anlamazlar, gözleri var görmez, kulakları var duymaz, lisanı var hakkı söylemez” görüşünü savunmuştu. Türkiye İstatistik Kurumu datalarına göre enflasyon ekimde yüzde 2.39 artarken, yıllık bazda yüzde 19.89 olarak gerçekleşti. Fakat kelam konusu datalar vatandaşın çarşı-pazarda hissettiği gerçek enflasyonun iki katından daha az olarak hesaplandı.
TÜİK’in makyajlı dataları karşısında bilim insanlarından oluşan Enflasyon Araştırma Kümesi (ENAG) 12 aylık enflasyonu yüzde 49.87 olarak deklare etti. Erdoğan ise Türkiye’den enflasyonun kat kat düşük gerçekleştiği Batı ülkelerine yönelik çıkışlarını sürdürdü.
Türkiye 2023 Zirvesi’ne görüntü bildiri gönderen Erdoğan, global iktisadın geçen sene yaşadığı daralma daha sonrasında yine eski ritmine kavuşmaya başladığını, üretim ve ihracatın arttığını söylemiş oldu. Aşılamada ve tedavi hallerinde kazanılacak mevziye bağlı olarak bundan daha sonraki sürecin epeyce süratli gelişeceğine inandıklarını belirten Erdoğan, şu biçimde devam etti:
“Ancak insanlık salgının sıhhat boyutuna dair sıkıntıları çözdükçe bu sefer salgın kaynaklı farklı problemlerle yüz yüze geliyor. Global enflasyon, tıpkı geçen yılki ekonomik sakinlik üzere bugün insanlığın karşı karşıya bulunduğu en önemli problemdir. Tedarik zincirlerinde meydana gelen kırılma sebebiyle boş kalan raflar da bir daha bu periyoda damga vuran gerçeklerden biridir. Temel besin ve emtia fiyatlarında yaşanan fahiş artışlar, salgının en çok mağdur ettiği toplum bölümlerinin yükünü daha da ağırlaştırıyor. Bu durum, bilhassa Batı ülkelerinde ırkçılığın, İslam düşmanlığının ve yabancı tersliğinin da artmasına yol açıyor. İktisadımızı, insanımızı ve yurt haricindeki vatandaşlarımızı da etkileyen bu tehditler karşısında Türkiye olarak kendi evvelarimiz, kendi çıkarlarımız ve gayelerimiz çerçevesinde siyasetler üretiyor ve yürütüyoruz.”
Erdoğan, geçen yıl salgın ötürüsıyla biroldukça gelişmiş ülkenin aldığı sert önlemlerle iktisatta kontak kapattığını lakin kendilerinin bu biçimde bir yola başvurmadıklarına savunarak, bir taraftan salgın önlemlerine riayet ederken öteki taraftan da stratejik bölümler başta olmak üzere üretim süreçlerini devam ettirdiklerini belirtti. Üreten, istihdam eden, ihracat yapan, yatırım yapan insanları güç devirlerinde yalnız bırakmadıklarını ileri süren Erdoğan “Verdiğimiz dayanak ve teşviklerle yeni fabrikaların kurulmasını sağladık. bu biçimdece ülkemiz 2020’de yüzde 1,8 büyürken, bu yılın birinci iki çeyreğinde yüzde 7,2 ve yüzde 21,7 büyüme oranlarıyla yükseliş trendini sürdürdü. İhracatta tarihimizde birinci sefer 212 milyar dolar düzeyini aşarak değerli bir rekora imza attık. Memleketler arası kuruluşlar yüzde 9 iddiasında bulunsalar da biz yıl sonu prestijiyle çift haneli büyüme sayılarına ulaşacağımızı düşünüyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
“Büyük gayelere odaklanırken burnumuzun tabanındaki meselelere da asla gözümüzü kapatmıyoruz” sözünü kullanan Erdoğan, şunları kaydetti: “Vatandaşımızın her birinin yaşadığı dertlerin ve zorlukların farkındayız. Salgın niçiniyle global ölçekte bozulan ekonomik dengelerin yol açtığı maliyetleri içeriye en az biçimde yansıtmak için gereken önlemleri alıyoruz. Tarım mamüllerinde çok yüksek alım fiyatları belirleyerek çiftçimizi ve üreticimizi müdafaaya çalıştık. Kamudaki emekçi ve memurların fiyatlarında yaptığımız artışlarla da çıtayı bir çok yüksek tuttuk. Elektrik ve doğal gaz fiyatlarındaki maliyet satış oranlarında devlet olarak önemli düzeyde sübvansiyon yapıyoruz. Toplumsal yardım sistemimizi faal biçimde işleterek geliri olmayan ve fazlaca düşük gelirli vatandaşlarımıza dayanak oluyoruz. Kerim devlet anlayışımızın tezahürü olan bu siyasetlere önümüzdeki periyotta de devam edeceğiz. Her krizin bununla birlikte yeni fırsatlara kapı araladığı gerçeğine uygun biçimde felaket tellallarına prim vermeden, gözlerimizi gayelerimizden bir an olsun ayırmadan Türkiye’yi üretim, ihracat, yatırım ve istihdam temelleri üzerinde yükseltmeyi sürdüreceğiz.”