Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleşen ‘Suyun Gücü Milletle Buluşuyor Toplu Açılış Töreni’nde yaptığı açıklamalarda “İllerimizin 2040, 2050 ve hatta 2071 senelerına kadar içme suyu gereksinimini planlamış durumdayız” dedi ve Meclis’te bir ‘Su Kanunu’ hazırlandığını belirtti.
Erdoğan, Dünya genelinde 2025 yılına kadar su kıtlığı yüzünden 700 milyon insanın göç etmek zorunda kalacağının söz edildiğini ve su kaynaklarının azalmasının, Türkiye üzere su gerilimi çeken bir ülke için fazlaca önemli riskler içerdiğini belirterek Türkiye’nin gereken adımları şimdiden atmasının kaide olduğunu aktardı.
‘ECDADIMIZ İSRAFA MANİ OLACAK ADIMLAR ATMIŞTIR’
“Toplam yatırım meblağı 1 milyar 470 milyon lira olan tüm tesislerin iyi olmasını diliyorum. Bu yatırımların ülkemize ve milletimize kazandırılmasında emeği geçen herkesi canı gönülden tebrik ediyorum” diyen Erdoğan, “Su, denizler, göller, dağlar, yaylalar, üzerinde yaşadığımız toprak, Rabbimizin yarattığı her şey bizlere verilmiş emanettir. İnsan şüphesiz bu nimetleri kullanacak, ömrünü idame ettirirken faydalanacaktır. Peygamberimiz akarsuyun kenarında bile abdest alınsa, suyun ihtiyatlı kullanılmasını emretmiştir” dedi.
“Ecdadımız da bir taraftan suyu sebiller, kanallar, kemerler, çeşmelerle tüm canlılar için erişilebilir kılarken, israfına mani olacak bir epey adım atmıştır” diyen Erdoğan kelamlarına şu biçimde devam etti:
‘SULARIMIZ HER GEÇEN GÜN KİRLENİYOR’
“Biz de bugün ülkemizin su kaynaklarını en faal ve verimli biçimde kullanmanın uğraşındayız. Bundan daha sonraki süreçte daha epeyce açık kanalet değil, kapalı sistemle suyu kullanmanın çabası içerisinde olacağız ve yatırımlarımızı da buna yönelik yapacağız. Toplumsal ve ekonomik gelişmeye bağlı olarak kişi başına içme ve kullanma suyu muhtaçlığı günden güne artıyor. Dahası su kaynaklarına ziraat, sanayi ve evsel atıkların karışmasıyla bir arada sularımız her geçen gün kirleniyor.
‘GEREKEN ADIMLARIN ŞİMDİDEN ATILMASI ŞART’
Dünya genelinde 2025 yılına kadar su kıtlığı yüzünden 700 milyon insanın göç etmek zorunda kalacağı söz ediliyor. Su kaynaklarının azalması, bizim üzere su gerilimi çeken bir ülke için hayli önemli riskler içermektedir. Türkiye’nin gereken adımları şimdiden atması kuraldır. Suyumuzu korumakla vatanımızı korumak içinde mahiyet itibariyle hiç bir farkı görmüyoruz.
‘MEVCUT ŞEBEDEKİ SU KAYIPLARININ AZALMASI GEREK’
Hükümet olarak son 19 yılda bir epeyce kıymetli projeyi hayata geçirdik. Kentlerimiz içme suyu düşüncesi yaşamasın diye 81 vilayet için içme suyu hareket planı hazırladık. Bu aksiyon planıyla vilayetlerimizin 2040, 2050 ve hatta 2071 senelerına kadar içme suyu gereksinimini planlamış durumdayız. Ülkemizde içme suyu temini konusundaki en büyük sorulardan biri kayıp kaçak oranlarının yüksekliğidir. Belediyelerimizin su kayıp kaçak oranının şu anki yüzde 38’ler düzeyinden yüzde 25’e düşürülmesi için çalışmaları devam ediyor. Öncelikle mevcut şebekedeki su kayıplarının azalması gerek.
‘SON 3 YILDA 41 MİLYAR LİRANIN ÜZERİNDE YATIRIM YAPTIK’
Su yatırımlarına yük veriyoruz. Toplam 277 milyar liralık yatırımla 600 adet barajı, 423 adet göleti. 590 adet hidroelektrik santralini, 1457 adet sulama tesisini, 262 adet içme suyu tesisini hizmete alarak bu alanda adeta destan yazdık. Son 3 yılda su alanında 41 milyar liranın üzerinde yatırım yaptık.
‘KIBRIS’A İÇME SUYU GÖTÜRDÜK’
Toplam bin tesisi bir daha bu vakitte tamamladık. Son 19 yılda 262 adet tesis ile 45 milyon bireye ek içme suyu sağladık. Su depolama kapasitemizi 177.2 milyar metreküpe yükselttik. Denizin ortasından askıda borularla Kıbrıs’a içme suyu götürdük. HES projelerinde kamu özel kesim işbirliği yardımıyla devletin sırtından 60 milyar dolar meblağında bir yatırım yükünü kaldırdık. 44 milyar kilovatsaat elektrik üretim kapasitesini 108 milyar kilovat saate çıkardık. 26 adet yeraltı barajı inşa ettik. 2023 yılına kadar tamamlanan yer altı barajı sayısını 150’ye yükselteceğiz. Sanayi bölümünde suyun verimli kullanması için gerekli önlemleri alıyoruz. Maksatlara daha süratli ulaşmak ve su idaresindeki çatışmalarını önlemek gayesiyle mecliste bir su kanunu hazırlıyoruz.”
Erdoğan, Dünya genelinde 2025 yılına kadar su kıtlığı yüzünden 700 milyon insanın göç etmek zorunda kalacağının söz edildiğini ve su kaynaklarının azalmasının, Türkiye üzere su gerilimi çeken bir ülke için fazlaca önemli riskler içerdiğini belirterek Türkiye’nin gereken adımları şimdiden atmasının kaide olduğunu aktardı.
‘ECDADIMIZ İSRAFA MANİ OLACAK ADIMLAR ATMIŞTIR’
“Toplam yatırım meblağı 1 milyar 470 milyon lira olan tüm tesislerin iyi olmasını diliyorum. Bu yatırımların ülkemize ve milletimize kazandırılmasında emeği geçen herkesi canı gönülden tebrik ediyorum” diyen Erdoğan, “Su, denizler, göller, dağlar, yaylalar, üzerinde yaşadığımız toprak, Rabbimizin yarattığı her şey bizlere verilmiş emanettir. İnsan şüphesiz bu nimetleri kullanacak, ömrünü idame ettirirken faydalanacaktır. Peygamberimiz akarsuyun kenarında bile abdest alınsa, suyun ihtiyatlı kullanılmasını emretmiştir” dedi.
“Ecdadımız da bir taraftan suyu sebiller, kanallar, kemerler, çeşmelerle tüm canlılar için erişilebilir kılarken, israfına mani olacak bir epey adım atmıştır” diyen Erdoğan kelamlarına şu biçimde devam etti:
‘SULARIMIZ HER GEÇEN GÜN KİRLENİYOR’
“Biz de bugün ülkemizin su kaynaklarını en faal ve verimli biçimde kullanmanın uğraşındayız. Bundan daha sonraki süreçte daha epeyce açık kanalet değil, kapalı sistemle suyu kullanmanın çabası içerisinde olacağız ve yatırımlarımızı da buna yönelik yapacağız. Toplumsal ve ekonomik gelişmeye bağlı olarak kişi başına içme ve kullanma suyu muhtaçlığı günden güne artıyor. Dahası su kaynaklarına ziraat, sanayi ve evsel atıkların karışmasıyla bir arada sularımız her geçen gün kirleniyor.
‘GEREKEN ADIMLARIN ŞİMDİDEN ATILMASI ŞART’
Dünya genelinde 2025 yılına kadar su kıtlığı yüzünden 700 milyon insanın göç etmek zorunda kalacağı söz ediliyor. Su kaynaklarının azalması, bizim üzere su gerilimi çeken bir ülke için hayli önemli riskler içermektedir. Türkiye’nin gereken adımları şimdiden atması kuraldır. Suyumuzu korumakla vatanımızı korumak içinde mahiyet itibariyle hiç bir farkı görmüyoruz.
‘MEVCUT ŞEBEDEKİ SU KAYIPLARININ AZALMASI GEREK’
Hükümet olarak son 19 yılda bir epeyce kıymetli projeyi hayata geçirdik. Kentlerimiz içme suyu düşüncesi yaşamasın diye 81 vilayet için içme suyu hareket planı hazırladık. Bu aksiyon planıyla vilayetlerimizin 2040, 2050 ve hatta 2071 senelerına kadar içme suyu gereksinimini planlamış durumdayız. Ülkemizde içme suyu temini konusundaki en büyük sorulardan biri kayıp kaçak oranlarının yüksekliğidir. Belediyelerimizin su kayıp kaçak oranının şu anki yüzde 38’ler düzeyinden yüzde 25’e düşürülmesi için çalışmaları devam ediyor. Öncelikle mevcut şebekedeki su kayıplarının azalması gerek.
‘SON 3 YILDA 41 MİLYAR LİRANIN ÜZERİNDE YATIRIM YAPTIK’
Su yatırımlarına yük veriyoruz. Toplam 277 milyar liralık yatırımla 600 adet barajı, 423 adet göleti. 590 adet hidroelektrik santralini, 1457 adet sulama tesisini, 262 adet içme suyu tesisini hizmete alarak bu alanda adeta destan yazdık. Son 3 yılda su alanında 41 milyar liranın üzerinde yatırım yaptık.
‘KIBRIS’A İÇME SUYU GÖTÜRDÜK’
Toplam bin tesisi bir daha bu vakitte tamamladık. Son 19 yılda 262 adet tesis ile 45 milyon bireye ek içme suyu sağladık. Su depolama kapasitemizi 177.2 milyar metreküpe yükselttik. Denizin ortasından askıda borularla Kıbrıs’a içme suyu götürdük. HES projelerinde kamu özel kesim işbirliği yardımıyla devletin sırtından 60 milyar dolar meblağında bir yatırım yükünü kaldırdık. 44 milyar kilovatsaat elektrik üretim kapasitesini 108 milyar kilovat saate çıkardık. 26 adet yeraltı barajı inşa ettik. 2023 yılına kadar tamamlanan yer altı barajı sayısını 150’ye yükselteceğiz. Sanayi bölümünde suyun verimli kullanması için gerekli önlemleri alıyoruz. Maksatlara daha süratli ulaşmak ve su idaresindeki çatışmalarını önlemek gayesiyle mecliste bir su kanunu hazırlıyoruz.”