DEVA Partisi Sözcüsü İdris Şahin, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündemi kıymetlendirdi. Şahin’in gündeminde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Avrupa Kurulu’nun Osman Kavala sonucuna verdiği reaksiyon, İsrail Cumhurbaşkanı Yitzak Herzog’un mart ayındaki Türkiye ziyareti ve Yunanistan tarafınca vefata terk edilen sığınmacılar vardı.
“TÜRKİYE, KARARLARA UYMAKLA YÜKÜMLÜ”
Şahin, AK Parti iktidarının 2004 yılındaki anayasa değişikliğiyle T.C Anayasası’nın 90. unsurunun son fıkrasına “Usulüne bakılırsa yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ait milletler ortası mutabakatlarla kanunların birebir bahiste farklı kararlar içermesi niçiniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletler ortası muahede kararları temel alınır hükmü”nü eklediğini hatırlatarak, “Uluslararası kontratların iç hukukun üstünde olduğu bu anayasa ile tescil edilmiş ve senelerca iktidar tarafınca övünülerek kamuoyu ile paylaşılmıştır. Türkiye, Avrupa Kurulu ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına uymakla yükümlüdür” dedi.
“HUKUK DEVLETİ PRENSİBİNE AYKIRI”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Avrupa Konseyi’nin Osman Kavala ve başka kararlarıma ait “Bizim mahkemelerimizi tanımayanı biz de tanımayız” sözüne şu biçimde reaksiyon gösterdi:
“Hukuk devleti unsuruna alışılmamıştır ve asla kabul edilemez. Sayın Erdoğan’ın “Bizim mahkememiz” dediği birinci derece mahkemesi de sonucuna uyulmasını istediğimiz Anayasa Mahkemesi ve AİHM de mevcut anayasamıza nazaran uymakla yükümlü olduğumuz mahkemelerdir.”
“KANTARIN GÜN GELİP SİZLERİ DE TARTACAĞINI UNUTMAYIN”
Şahin’in açıklamaları şu biçimde:
“Sayın Cumhurbaşkanı, bu tabiriyle yalnızca milletlerarası mukaveleleri değil, kendisinin de yemin ederek tabi olduğu anayasayı da inkâr etmektedir. Öznesi kendisi iken yaşadığı hukuk mağduriyetinde tahlil kapısı olarak AİHM’i nazarann Sayın Erdoğan yaman bir çelişki ortasındadır. Vakte ve olaylara bakılırsa sık sık ayarını bozduğunuz kantarın gün gelip sizleri de tartacağını asla unutmayın.
“ASLA MÜSAADE ETMEYECEĞİZ”
Rahip Brunson ve Deniz Yücel probleminde de Türk hukukunun bağımsızlığını ayaklar altına alan iktidar, bugün anayasanın açık kararını uygulamamakla ortaya bir hukuk garabeti koymaktadır. Geçmişte Ortadoğu, Orta Asya ve Balkan ülkelerine demokratik hukuk devleti olarak rol model olan Türkiye’nin, bugün o ülkelerin idarelerine özendiğini üzülerek görüyoruz. Türkiye’nin otoriter bir devlet anlayışıyla ebediyen yönetilmesine asla müsaade etmeyeceğiz. Türkiye, üyesi olduğu Avrupa Konseyi’nden, altında imzası bulunduğu AİHM kararlarından asla taviz vermeyecek.”
“NORMALLEŞME YOLUA GİRMESİNİ OLUMLU KARŞILIYORUZ”
Şahin, İsrail Cumhurbaşkanı Yitzak Herzog’un mart ayında Türkiye’ye yapacağı ziyareti şöyleki kıymetlendirdi:
“Uzun yıllardır iç siyaset gereci yapılarak askıya alınan Türkiye-İsrail münasebetleri bu ziyaretle yeni bir periyoda girecektir. DEVA Partisi olarak, Türkiye’nin İsrail ile, Körfez ülkeleri; Mısır, Ermenistan ve Suriye ile alakalarının geçte olsa olağanlaşma yoluna girmesini olumlu karşılıyoruz. yıllardır Türkiye’nin çıkarlarını ideolojik takıntılara kurban eden iktidarın, Doğu Akdeniz, Suriye, Mısır ve Kafkasya ile de istikrarlı bir dış siyaset sergilemesi gerekmektedir.
DEVA Partisi olarak, krizlerden beslenmeden, akılcı bir sistem ve diplomasi yoluyla meseleleri çözeceğiz. Türk dış siyasetinin sağlıklı ve dengeli bir seyir izlemesi için gerçekçi ve sabırlı davranacağız. Kısa vadeli, iç siyasete yönelik, dar parti yahut kişi propagandası emelli polemikçi telaffuzları bırakıp, aktif, ağırbaşlı ve sorumlu bir üslup benimseyeceğiz. Meselelerin değil, tahlillerin modülü olacağız.”
“İNSANLIĞA KARŞI İŞLENMİŞ BİR SUÇ”
Şahin, Yunanistan tarafınca geri itilen ve soğuktan donarak ölen sığınmacılar hakkında ise şunları söylemiş oldu:
“Her insan onurlu bir hayatı hak eder. Yunanistan’ın sığınmacıları donarak vefata terk etmesi en yavaşça tabiriyle insanlığa karşı işlenmiş bir kabahattir. DEVA Partisi olarak milletlerarası toplumu Yunanistan’ı kınamaya davet ediyor, bu şekil vahşetlerin tekrar yaşanmamasını diliyoruz.”
“TÜRKİYE, KARARLARA UYMAKLA YÜKÜMLÜ”
Şahin, AK Parti iktidarının 2004 yılındaki anayasa değişikliğiyle T.C Anayasası’nın 90. unsurunun son fıkrasına “Usulüne bakılırsa yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ait milletler ortası mutabakatlarla kanunların birebir bahiste farklı kararlar içermesi niçiniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletler ortası muahede kararları temel alınır hükmü”nü eklediğini hatırlatarak, “Uluslararası kontratların iç hukukun üstünde olduğu bu anayasa ile tescil edilmiş ve senelerca iktidar tarafınca övünülerek kamuoyu ile paylaşılmıştır. Türkiye, Avrupa Kurulu ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına uymakla yükümlüdür” dedi.
“HUKUK DEVLETİ PRENSİBİNE AYKIRI”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Avrupa Konseyi’nin Osman Kavala ve başka kararlarıma ait “Bizim mahkemelerimizi tanımayanı biz de tanımayız” sözüne şu biçimde reaksiyon gösterdi:
“Hukuk devleti unsuruna alışılmamıştır ve asla kabul edilemez. Sayın Erdoğan’ın “Bizim mahkememiz” dediği birinci derece mahkemesi de sonucuna uyulmasını istediğimiz Anayasa Mahkemesi ve AİHM de mevcut anayasamıza nazaran uymakla yükümlü olduğumuz mahkemelerdir.”
“KANTARIN GÜN GELİP SİZLERİ DE TARTACAĞINI UNUTMAYIN”
Şahin’in açıklamaları şu biçimde:
“Sayın Cumhurbaşkanı, bu tabiriyle yalnızca milletlerarası mukaveleleri değil, kendisinin de yemin ederek tabi olduğu anayasayı da inkâr etmektedir. Öznesi kendisi iken yaşadığı hukuk mağduriyetinde tahlil kapısı olarak AİHM’i nazarann Sayın Erdoğan yaman bir çelişki ortasındadır. Vakte ve olaylara bakılırsa sık sık ayarını bozduğunuz kantarın gün gelip sizleri de tartacağını asla unutmayın.
“ASLA MÜSAADE ETMEYECEĞİZ”
Rahip Brunson ve Deniz Yücel probleminde de Türk hukukunun bağımsızlığını ayaklar altına alan iktidar, bugün anayasanın açık kararını uygulamamakla ortaya bir hukuk garabeti koymaktadır. Geçmişte Ortadoğu, Orta Asya ve Balkan ülkelerine demokratik hukuk devleti olarak rol model olan Türkiye’nin, bugün o ülkelerin idarelerine özendiğini üzülerek görüyoruz. Türkiye’nin otoriter bir devlet anlayışıyla ebediyen yönetilmesine asla müsaade etmeyeceğiz. Türkiye, üyesi olduğu Avrupa Konseyi’nden, altında imzası bulunduğu AİHM kararlarından asla taviz vermeyecek.”
“NORMALLEŞME YOLUA GİRMESİNİ OLUMLU KARŞILIYORUZ”
Şahin, İsrail Cumhurbaşkanı Yitzak Herzog’un mart ayında Türkiye’ye yapacağı ziyareti şöyleki kıymetlendirdi:
“Uzun yıllardır iç siyaset gereci yapılarak askıya alınan Türkiye-İsrail münasebetleri bu ziyaretle yeni bir periyoda girecektir. DEVA Partisi olarak, Türkiye’nin İsrail ile, Körfez ülkeleri; Mısır, Ermenistan ve Suriye ile alakalarının geçte olsa olağanlaşma yoluna girmesini olumlu karşılıyoruz. yıllardır Türkiye’nin çıkarlarını ideolojik takıntılara kurban eden iktidarın, Doğu Akdeniz, Suriye, Mısır ve Kafkasya ile de istikrarlı bir dış siyaset sergilemesi gerekmektedir.
DEVA Partisi olarak, krizlerden beslenmeden, akılcı bir sistem ve diplomasi yoluyla meseleleri çözeceğiz. Türk dış siyasetinin sağlıklı ve dengeli bir seyir izlemesi için gerçekçi ve sabırlı davranacağız. Kısa vadeli, iç siyasete yönelik, dar parti yahut kişi propagandası emelli polemikçi telaffuzları bırakıp, aktif, ağırbaşlı ve sorumlu bir üslup benimseyeceğiz. Meselelerin değil, tahlillerin modülü olacağız.”
“İNSANLIĞA KARŞI İŞLENMİŞ BİR SUÇ”
Şahin, Yunanistan tarafınca geri itilen ve soğuktan donarak ölen sığınmacılar hakkında ise şunları söylemiş oldu:
“Her insan onurlu bir hayatı hak eder. Yunanistan’ın sığınmacıları donarak vefata terk etmesi en yavaşça tabiriyle insanlığa karşı işlenmiş bir kabahattir. DEVA Partisi olarak milletlerarası toplumu Yunanistan’ı kınamaya davet ediyor, bu şekil vahşetlerin tekrar yaşanmamasını diliyoruz.”