İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, katıldığı bir televizyon programında organize kabahat örgütü önderi Sedat Peker’den 10 bin dolar alan siyasetçi olduğunu açıklamıştı. Bu açıklama gündeme bomba üzere düşerken yankıları da sürmeye devam etti. Soylu ise bu siyasetçinin kim olduğunu açıklamadı ve muhalefetten reaksiyonlar yükseldi.
Meclis Lideri Mustafa Şentop ile Soylu içinde geçtiğimiz günlerde sürpriz bir görüşme yaşandı. Sözcü müellifi Deniz Zeyrek, Soylu’nun evvelki günlerde kendisinden kelam konusu ismi isteyen Meclis Lideri Mustafa Şentop ile yaptığı 1,5 saatlik görüşmeyi kıymetlendirdi.
“Soylu’nun savcılara rastgele bir bilgi vermediğini öğrendim” diyen Zeyrek, “Peki Soylu savcılara isim vermemişse savcılar o ismi nereden öğrendi ve Şentop niye ‘O isim savcıda’ dedi?” sorusunu gündeme getirdi.
‘SOYLU TELEVİZYONDA AÇIKLADIKTAN daha sonra ÖTEKİ SEÇENEK KALMADI’
“Araştırırken bu sorunun karşılığını öğrendim: İsmi savcıya veren Bakan Soylu değil, kolluk kuvvetleri. Polis Peker ve örgütüyle ilgili birkaç soruşturma yürütüyordu. Bu soruşturmalardan birinde, ellerine bir elektronik ileti geçti. İletide Peker’in AK Parti’den bir isme para ödediği yazıyordu. Polis olsanız ne yapardınız? Natürel ki onlar da amirlerine, müdürlerine bildirdiler. Müdürler ise Bakan Soylu’ya. Bu noktada karar vermek gerekiyordu? O kanıt soruşturma evrakları ortasında yer alacak mıydı? Yer alırsa bu AK Parti’ye ziyan verir miydi? AK Parti’ye ziyan verirse bunun faturası kime kesilirdi? Soylu televizyonda olayı deklare ettiktan daha sonra öteki seçenek kalmadı. O kanıt, soruşturma evrakına girdi. Bakan Soylu da polis de kucağındaki sıcak patatesi yargının kucağına bıraktı” diye yazan Zeyrek devamında da şunları kaydetti:
‘HUKUKUN GEREĞİ YAPILIRSA O İSİM RESMİ OLARAK TEŞHİR OLUR’
“Artık sıcak patates Soylu ve polisin değil, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ve savcıların kucağında. Hukukun gereği yapılırsa o isim resmi olarak teşhir olur. Bu da olay yokmuş üzere hareket eden AK Parti’ye büyük ziyan verir. O zararın faturası da Gül’e ve yargıya kesilir. Milletin hissesine da hata örgütünden parayı alanın değil, alanı teşhir edenin sorun yaşayacağı bir tertip düşer. O denli olmasın diye, izlemeye, araştırmaya ve yazmaya devam!”
Meclis Lideri Mustafa Şentop ile Soylu içinde geçtiğimiz günlerde sürpriz bir görüşme yaşandı. Sözcü müellifi Deniz Zeyrek, Soylu’nun evvelki günlerde kendisinden kelam konusu ismi isteyen Meclis Lideri Mustafa Şentop ile yaptığı 1,5 saatlik görüşmeyi kıymetlendirdi.
“Soylu’nun savcılara rastgele bir bilgi vermediğini öğrendim” diyen Zeyrek, “Peki Soylu savcılara isim vermemişse savcılar o ismi nereden öğrendi ve Şentop niye ‘O isim savcıda’ dedi?” sorusunu gündeme getirdi.
‘SOYLU TELEVİZYONDA AÇIKLADIKTAN daha sonra ÖTEKİ SEÇENEK KALMADI’
“Araştırırken bu sorunun karşılığını öğrendim: İsmi savcıya veren Bakan Soylu değil, kolluk kuvvetleri. Polis Peker ve örgütüyle ilgili birkaç soruşturma yürütüyordu. Bu soruşturmalardan birinde, ellerine bir elektronik ileti geçti. İletide Peker’in AK Parti’den bir isme para ödediği yazıyordu. Polis olsanız ne yapardınız? Natürel ki onlar da amirlerine, müdürlerine bildirdiler. Müdürler ise Bakan Soylu’ya. Bu noktada karar vermek gerekiyordu? O kanıt soruşturma evrakları ortasında yer alacak mıydı? Yer alırsa bu AK Parti’ye ziyan verir miydi? AK Parti’ye ziyan verirse bunun faturası kime kesilirdi? Soylu televizyonda olayı deklare ettiktan daha sonra öteki seçenek kalmadı. O kanıt, soruşturma evrakına girdi. Bakan Soylu da polis de kucağındaki sıcak patatesi yargının kucağına bıraktı” diye yazan Zeyrek devamında da şunları kaydetti:
‘HUKUKUN GEREĞİ YAPILIRSA O İSİM RESMİ OLARAK TEŞHİR OLUR’
“Artık sıcak patates Soylu ve polisin değil, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ve savcıların kucağında. Hukukun gereği yapılırsa o isim resmi olarak teşhir olur. Bu da olay yokmuş üzere hareket eden AK Parti’ye büyük ziyan verir. O zararın faturası da Gül’e ve yargıya kesilir. Milletin hissesine da hata örgütünden parayı alanın değil, alanı teşhir edenin sorun yaşayacağı bir tertip düşer. O denli olmasın diye, izlemeye, araştırmaya ve yazmaya devam!”