CHP Gençlik Siyasetlerinden Sorumlu Genel Lider Yardımcısı Gökçe Gökçen; gençlerin eğitim, istihdam ve liyakat meselelerini, yaptığı yazılı açıklama ile kıymetlendirdi.
Gökçen, “Kamuda kayırmacılık ve liyakatsizlik, bugün çakarlı ve lüks araçlarıyla TikTok’ta hava atan bakan yakınlarının ve parasızlıktan okulu bırakmak zorunda kaldığını toplumsal medyada anlatmaya çalışan gençlerin içindeki uçurumda somutlaşıyor” dedi.
“GENÇLER YETERLİ BİR İŞ SAHİBİ OLABİLECEKLERİNE İNANMIYOR”
Gökçen, Türkiye’deki gençlerin bir yandan eğitim almaya çalışırken başka yandan çalışmak zorunda kaldığını belirterek; “Gençler, bugün âlâ bir eğitim kararında düzgün bir iş sahibi olabileceklerine inanmıyor” dedi.
“Geçmişte Cumhuriyet projesiyle okuyan fakir çocukların hem kendilerine birebir vakitte topluma faydalı olduklarını gözlemledik” diyen Gökçen, “Ancak bugün eğitim sisteminin ve toplumsal siyasetlerin 180 derece değişmesiyle bu durum tam bilakis döndü. CHP İstanbul Gençlik Kolları’nın son araştırmasına göre gençlerin sırf yüzde 20,8’i eğitimin iş bulmada avantaj sağladığını düşünüyor” değerlendirmesini yaptı.
“GENÇLER ‘TORPİLE’ İNANIYOR”
Gökçe Gökçen, kamuda iş bulabilmek için yeteneğin değerli olduğunu düşünen gençlerin oranının sadece yüzde 21.5 olduğunu, gençlerin yüzde 78.5’nin “yüksek mertebede bir tanıdık olunca” iş bulunabileceğine inandığını aktardı.
Gökçen’in açıklaması şu biçimde:
“Tüm bunlara karşılık, sorunun bu kadar süratle büyümesinin bir sorumlusu var. Gençlere istihdam sağlayabilecek, eğitim sistemini bilimsel ve milletlerarası standartlara kavuşturabilecek, medyayı ele geçirmek isteyen şirketlere değil, öğrencilere dayanak olabilecek bütçe ve yetki siyasette var; bu ülkeyi yönetenlerde var.
Bugün gençlerin insanca yaşayabilecekleri ve yaşamayı tercih edebilecekleri bir sistemi kurabilmek mümkün. Üniversitelerde bilimsel, idari ve mali özerkliği sağlayabiliriz. Eğitim sistemini eğitimin paydaşlarıyla gözden geçirebiliriz. Kaynaklarımızı halk için, gençler için kullanabiliriz. Vizyonlu ve düşük bütçeli projelerle bile, fakat yeterli bir planlamayla istihdamı artırabiliriz.
Güçlü bir ülkeyiz, fakat bu zenginliğimizi ve potansiyelimizi nereye kullanacağımız bir siyasi tercih problemi. Bu tercihten kaçınanlar, gençliğimizi çalanlar ve ‘Bu ülkenin gençliğinin sevinci nerede’ diye sordurarak eski görüntüleri izletenler, bir ulusal maçta bile beraberliğimizi özletenler kimler biliyoruz.
Kaybolan senelerımızın sorumlusu, tüm yetkileri elinde toplamak için her şeyi yapan ve bu biçimdece sorumluluktan kaçabileceği yanılgısını taşıyan Recep Tayyip Erdoğan’dır.”
Gökçen, “Kamuda kayırmacılık ve liyakatsizlik, bugün çakarlı ve lüks araçlarıyla TikTok’ta hava atan bakan yakınlarının ve parasızlıktan okulu bırakmak zorunda kaldığını toplumsal medyada anlatmaya çalışan gençlerin içindeki uçurumda somutlaşıyor” dedi.
“GENÇLER YETERLİ BİR İŞ SAHİBİ OLABİLECEKLERİNE İNANMIYOR”
Gökçen, Türkiye’deki gençlerin bir yandan eğitim almaya çalışırken başka yandan çalışmak zorunda kaldığını belirterek; “Gençler, bugün âlâ bir eğitim kararında düzgün bir iş sahibi olabileceklerine inanmıyor” dedi.
“Geçmişte Cumhuriyet projesiyle okuyan fakir çocukların hem kendilerine birebir vakitte topluma faydalı olduklarını gözlemledik” diyen Gökçen, “Ancak bugün eğitim sisteminin ve toplumsal siyasetlerin 180 derece değişmesiyle bu durum tam bilakis döndü. CHP İstanbul Gençlik Kolları’nın son araştırmasına göre gençlerin sırf yüzde 20,8’i eğitimin iş bulmada avantaj sağladığını düşünüyor” değerlendirmesini yaptı.
“GENÇLER ‘TORPİLE’ İNANIYOR”
Gökçe Gökçen, kamuda iş bulabilmek için yeteneğin değerli olduğunu düşünen gençlerin oranının sadece yüzde 21.5 olduğunu, gençlerin yüzde 78.5’nin “yüksek mertebede bir tanıdık olunca” iş bulunabileceğine inandığını aktardı.
Gökçen’in açıklaması şu biçimde:
“Tüm bunlara karşılık, sorunun bu kadar süratle büyümesinin bir sorumlusu var. Gençlere istihdam sağlayabilecek, eğitim sistemini bilimsel ve milletlerarası standartlara kavuşturabilecek, medyayı ele geçirmek isteyen şirketlere değil, öğrencilere dayanak olabilecek bütçe ve yetki siyasette var; bu ülkeyi yönetenlerde var.
Bugün gençlerin insanca yaşayabilecekleri ve yaşamayı tercih edebilecekleri bir sistemi kurabilmek mümkün. Üniversitelerde bilimsel, idari ve mali özerkliği sağlayabiliriz. Eğitim sistemini eğitimin paydaşlarıyla gözden geçirebiliriz. Kaynaklarımızı halk için, gençler için kullanabiliriz. Vizyonlu ve düşük bütçeli projelerle bile, fakat yeterli bir planlamayla istihdamı artırabiliriz.
Güçlü bir ülkeyiz, fakat bu zenginliğimizi ve potansiyelimizi nereye kullanacağımız bir siyasi tercih problemi. Bu tercihten kaçınanlar, gençliğimizi çalanlar ve ‘Bu ülkenin gençliğinin sevinci nerede’ diye sordurarak eski görüntüleri izletenler, bir ulusal maçta bile beraberliğimizi özletenler kimler biliyoruz.
Kaybolan senelerımızın sorumlusu, tüm yetkileri elinde toplamak için her şeyi yapan ve bu biçimdece sorumluluktan kaçabileceği yanılgısını taşıyan Recep Tayyip Erdoğan’dır.”