CHP Adana Milletvekili Burhanettin Bulut, TBMM Plan ve Bütçe Kurulu’nda yapılan Sıhhat Bakanlığı Plan ve Bütçe Komitesi’nde piyasadaki ilaç tedariki sıkıntısına dikkat çekti.
Bulut, Sıhhat Bakanı Fahrettin Koca’ya, “Bilmiyorum farkında mısınız ancak tarihe geçiyorsunuz. Türkiye’de savaş yok, kıtlık yok fakat ilaç eksikliği var, ilaç kıtlığı var. Bu bahiste vatandaşlar nasıl un, şeker stokluyorsa ilacı da stoklamaya başladı. En sıradan ağrı kesiciler, grip ilaçları, bilhassa çocuklarda antibiyotikler… Eczanelere gittiklerinde şayet ellerinde bir reçete var ise 5 kalemin 2’sini, 3’ünü bulur hâldeler ve bu sizin Bakanlığınıza nasip oldu” dedi.
‘BÖYLE BİR SAVDA NASIL BULUNURSUNUZ?’
Bu kelamlara karşılık Sıhhat Bakanı Fahrettin Koca, “İnşallah, ilaç firmalarıyla bir yakınlığınız yoktur” dedi.
Koca’yı yanıtlayan ve uzun yıllar Adana Eczacı Odası Başkanlığı da yapmış olan Bulut, “Sayın Bakan, geçen bütçede de bu PCR testine ait size bir laf söylemiş oldum, ‘sizin kendi hastaneniz bunu yayınladığınız genelgeden daha değerliye yapıyor, hastanede daha kıymetli, daha fazlaca fiyat alıyorsunuz’ diye; siz oradan ‘yalancı’ dediniz. Ben o gün anlamamıştım, artık bir daha birebir şeyi yapıyorsunuz. Siz bu biçimde bir tezde nasıl bulunabilirsiniz” diye karşılık verdi.
İlaç dalını uygun bildiğini belirten Bulut konuşmasının devamında,“ Eczaneye gidip ilaç alamadıklarından bahsediyorum, siz de diyorsunuz ki ‘inşallah, ilaç firmalarıyla bir yakınlığınız yoktur.’ Ben oda başkanlığı yaptım; ilaç dalını çok âlâ bilirim, ilaç firmalarının ortasında bulunduğu durumu da bilirim, oradaki suiistimalleri de biliyorum fakat daha başlamadan, daha ne söyleyeceğimi bile bilmeden bu biçimde bir sav epey berbat; yakışmıyor, size yakışmıyor” dedi.
SORUN İLAÇ FİYAT KARARNAMESİ VE KUR
Bulut, konuşmasına şöyle devam etti:
“Kabul edin, etmeyin tarihe geçtiniz. Eczaneleri, ecza depolarını denetliyorsunuz, “17 ecza deposu ve 144 eczanenin stok kayıtlarında uyumsuzluk tespit edildi” diye açıklama yapıyorsunuz. Tüm cezayı kesiyorsunuz. Patates eksikliğinde soğuk hava depocularına ya da marketlere yapılan baskın üzere. Hatası kendi üzerinizden atın da kim suçlanırsa suçlansın. Eczacılar bunu biliyordu. “Eczanenizde bulunmayan ilaçların sorumlusu eczacı değildir” afişi astılar.
Bu sorunun kökü İlaç fiyat kararnamesi değil mi? On iki yıldır revize edilmedi. 4,57 olan ilaç sabit kurunda da sorun var. Yerli ilaç endüstrisi bile etken husus alırken meşakkat çekiyor. C vitamini bile ithal edilemiyor, zira eser bulunmuyor. Ekim ayında 150 tane ilaç eksikliği vardı. Bu ayın başında Türk Eczacıları Birliği 650 kalemin olmadığını tabir etti. Türkiye’de 10 bine yakın ilaç var, bunun bininde sorun var. 180’e yakın sıfır stok fakat başkaları mevcut stokun altında. Ayda 10 bin tane satılan ilaçtan 100 tane, 200 tane var. Buna siz ‘Var’ diyebilirsiniz fakat bu yok manasına geliyor.
‘SORUMLU, HAYSİYET FUKARASI ANTİBİYOTİKLER’
‘Bu işin sorumlusu biz değiliz’ diyorsunuz. Katiyetle, Sıhhat Bakanı olur mu? İktisatta epey sorun yaşatan Cumhurbaşkanı da olmaz. Kim? Bir sefer en başında bu krizin birinci sorumlusu, en alçağı ağrı kesiciler. Ya da aspirin var, bunların en hainleri, vatan haini, buna terörist bile diyebiliriz. Ya da haysiyet fukarası, antibiyotikler. Ulusal birliğimize kasteden pastiller var. Yetimin kursağından geçmeyen gargaralar. En alçağı da milletin hiç bir yarasına merhem olmamış pomatlar. Ülkede beka sorunu bakampisilindir. Hangi hakla bu piyasada yok! Ey bakampisilin, bir an evvel gel, bu sıkıntıları çöz. Sayın Bakan, Çabucak şurada yakın eczanelere gidelim, elimize bir reçete yazalım, en sıradan kalemleri yazalım, bakalım bulabiliyor muyuz?”
Bulut, Sıhhat Bakanı Fahrettin Koca’ya, “Bilmiyorum farkında mısınız ancak tarihe geçiyorsunuz. Türkiye’de savaş yok, kıtlık yok fakat ilaç eksikliği var, ilaç kıtlığı var. Bu bahiste vatandaşlar nasıl un, şeker stokluyorsa ilacı da stoklamaya başladı. En sıradan ağrı kesiciler, grip ilaçları, bilhassa çocuklarda antibiyotikler… Eczanelere gittiklerinde şayet ellerinde bir reçete var ise 5 kalemin 2’sini, 3’ünü bulur hâldeler ve bu sizin Bakanlığınıza nasip oldu” dedi.
‘BÖYLE BİR SAVDA NASIL BULUNURSUNUZ?’
Bu kelamlara karşılık Sıhhat Bakanı Fahrettin Koca, “İnşallah, ilaç firmalarıyla bir yakınlığınız yoktur” dedi.
Koca’yı yanıtlayan ve uzun yıllar Adana Eczacı Odası Başkanlığı da yapmış olan Bulut, “Sayın Bakan, geçen bütçede de bu PCR testine ait size bir laf söylemiş oldum, ‘sizin kendi hastaneniz bunu yayınladığınız genelgeden daha değerliye yapıyor, hastanede daha kıymetli, daha fazlaca fiyat alıyorsunuz’ diye; siz oradan ‘yalancı’ dediniz. Ben o gün anlamamıştım, artık bir daha birebir şeyi yapıyorsunuz. Siz bu biçimde bir tezde nasıl bulunabilirsiniz” diye karşılık verdi.
İlaç dalını uygun bildiğini belirten Bulut konuşmasının devamında,“ Eczaneye gidip ilaç alamadıklarından bahsediyorum, siz de diyorsunuz ki ‘inşallah, ilaç firmalarıyla bir yakınlığınız yoktur.’ Ben oda başkanlığı yaptım; ilaç dalını çok âlâ bilirim, ilaç firmalarının ortasında bulunduğu durumu da bilirim, oradaki suiistimalleri de biliyorum fakat daha başlamadan, daha ne söyleyeceğimi bile bilmeden bu biçimde bir sav epey berbat; yakışmıyor, size yakışmıyor” dedi.
SORUN İLAÇ FİYAT KARARNAMESİ VE KUR
Bulut, konuşmasına şöyle devam etti:
“Kabul edin, etmeyin tarihe geçtiniz. Eczaneleri, ecza depolarını denetliyorsunuz, “17 ecza deposu ve 144 eczanenin stok kayıtlarında uyumsuzluk tespit edildi” diye açıklama yapıyorsunuz. Tüm cezayı kesiyorsunuz. Patates eksikliğinde soğuk hava depocularına ya da marketlere yapılan baskın üzere. Hatası kendi üzerinizden atın da kim suçlanırsa suçlansın. Eczacılar bunu biliyordu. “Eczanenizde bulunmayan ilaçların sorumlusu eczacı değildir” afişi astılar.
Bu sorunun kökü İlaç fiyat kararnamesi değil mi? On iki yıldır revize edilmedi. 4,57 olan ilaç sabit kurunda da sorun var. Yerli ilaç endüstrisi bile etken husus alırken meşakkat çekiyor. C vitamini bile ithal edilemiyor, zira eser bulunmuyor. Ekim ayında 150 tane ilaç eksikliği vardı. Bu ayın başında Türk Eczacıları Birliği 650 kalemin olmadığını tabir etti. Türkiye’de 10 bine yakın ilaç var, bunun bininde sorun var. 180’e yakın sıfır stok fakat başkaları mevcut stokun altında. Ayda 10 bin tane satılan ilaçtan 100 tane, 200 tane var. Buna siz ‘Var’ diyebilirsiniz fakat bu yok manasına geliyor.
‘SORUMLU, HAYSİYET FUKARASI ANTİBİYOTİKLER’
‘Bu işin sorumlusu biz değiliz’ diyorsunuz. Katiyetle, Sıhhat Bakanı olur mu? İktisatta epey sorun yaşatan Cumhurbaşkanı da olmaz. Kim? Bir sefer en başında bu krizin birinci sorumlusu, en alçağı ağrı kesiciler. Ya da aspirin var, bunların en hainleri, vatan haini, buna terörist bile diyebiliriz. Ya da haysiyet fukarası, antibiyotikler. Ulusal birliğimize kasteden pastiller var. Yetimin kursağından geçmeyen gargaralar. En alçağı da milletin hiç bir yarasına merhem olmamış pomatlar. Ülkede beka sorunu bakampisilindir. Hangi hakla bu piyasada yok! Ey bakampisilin, bir an evvel gel, bu sıkıntıları çöz. Sayın Bakan, Çabucak şurada yakın eczanelere gidelim, elimize bir reçete yazalım, en sıradan kalemleri yazalım, bakalım bulabiliyor muyuz?”