CHP’li Turan Aydoğan, 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü’nde, Türkiye’deki mültecilerin durumuna dikkat çekti. Aydoğan, iktidarın bu insanlık meselesine da kayıtsız kalmayı tercih ettiğini belirterek “Meclis bu mevzuda derhal harekete geçmeli” dedi.
“İKTİDAR BU İNSANLIK MESELESİNE DA KAYITSIZ KALMAYI TERCİH EDİYOR”
Aydoğan’ın yazılı açıklaması şöyleki:
“UNHCR (Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği), BM Mülteci Örgütü’nün 30 Nisan 2021 itibariyle Türkiye’nin, milletlerarası müdafaa muhtaçlığı ortasında olan 4 milyon şahsa konut sahipliği yaptığını söylüyor. Rapora göre süreksiz muhafaza altında yaklaşık 3,6 milyon Suriyeli, öteki uyruklardan 320 bine yakın memleketler arası muhafaza müracaat ve statü sahibi bulunuyor. Suriyelilerin yüzde 98’inden çoksı 81 vilayette mesken sahibi toplumla bir ortada yaşamakta, yüzde 1,6’sı ise GİGM (Göç Yönetimi Genel Müdürlüğü) idaresindeki 7 Süreksiz Barınma Merkezi’nde kalmaktadır. Bin 530 kurallı mülteci ve süreksiz müdafaa statü sahibi kişi, 2021’de yedi yerleştirme ülkesine yerleştirilmek üzere ülkeden ayrılmıştır. Bu şahısların yüzde 78’ini Suriyeliler oluşturmaktadır.”
Türkiye’de biroldukça alanda hak ihlali ile karşılaşan mültecilerin durumuna karşı sessiz kalan iktidarı eleştiren Aydoğan, şu biçimde devam etti:
“Resmi olarak ‘mülteci’ statüsü alamamış beşerler bugün ülkemizde ömür gayreti veriyor.Bu husus üzerinde Meclis’in çalışmalar yürütmesi ve sıkıntıların tahlili için yasal düzenlemeler sundum. İlgili bakanlıklara, bilhassa pandemi sürecinde sıhhat hakkı kapsamında mülteci, sığınmacı, göçmenler hakkında gerekliliklerin yerine getirilip getirilmediğini sordum. Lakin ne yazık ki iktidar bu insanlık meselesine da kayıtsız kalmayı tercih ediyor. Bugün ülkemizde yaşanan bu hak ihlalleri biroldukca alanda problemleri birlikteinde getiriyor. Dokumacılık atölyelerinde, inşaatlarda, küçük sanayi tesislerinde toplumsal haklarından yoksun biçimde düşük fiyatlara çalıştırılan mülteciler, okul çağında olup çalıştırılan Suriyeli çocuk personeller, erken yaşta evlilikler, ikinci yahut üçüncü eş olarak satılan kız çocukları üzere biroldukça insanlık kabahati daima işlenmeye devam ediyor. Bu problemlerin incelenmesi ve tahlile erişmesi konusunda verdiğimiz araştırma önergeleri var. Meclis bu mevzuda harekete geçmeli.
İnsan kalabilmenin yolu, birlikte yaşayabilme kültürü için çabalamakla ve bunu sağlamakla mümkün olabilir. Yanı başımızda yaşanan hak ihlallerine kayıtsız kalmak bizim insanlığımızı sorgulatır bir davranış olur.”
“İKTİDAR BU İNSANLIK MESELESİNE DA KAYITSIZ KALMAYI TERCİH EDİYOR”
Aydoğan’ın yazılı açıklaması şöyleki:
“UNHCR (Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği), BM Mülteci Örgütü’nün 30 Nisan 2021 itibariyle Türkiye’nin, milletlerarası müdafaa muhtaçlığı ortasında olan 4 milyon şahsa konut sahipliği yaptığını söylüyor. Rapora göre süreksiz muhafaza altında yaklaşık 3,6 milyon Suriyeli, öteki uyruklardan 320 bine yakın memleketler arası muhafaza müracaat ve statü sahibi bulunuyor. Suriyelilerin yüzde 98’inden çoksı 81 vilayette mesken sahibi toplumla bir ortada yaşamakta, yüzde 1,6’sı ise GİGM (Göç Yönetimi Genel Müdürlüğü) idaresindeki 7 Süreksiz Barınma Merkezi’nde kalmaktadır. Bin 530 kurallı mülteci ve süreksiz müdafaa statü sahibi kişi, 2021’de yedi yerleştirme ülkesine yerleştirilmek üzere ülkeden ayrılmıştır. Bu şahısların yüzde 78’ini Suriyeliler oluşturmaktadır.”
Türkiye’de biroldukça alanda hak ihlali ile karşılaşan mültecilerin durumuna karşı sessiz kalan iktidarı eleştiren Aydoğan, şu biçimde devam etti:
“Resmi olarak ‘mülteci’ statüsü alamamış beşerler bugün ülkemizde ömür gayreti veriyor.Bu husus üzerinde Meclis’in çalışmalar yürütmesi ve sıkıntıların tahlili için yasal düzenlemeler sundum. İlgili bakanlıklara, bilhassa pandemi sürecinde sıhhat hakkı kapsamında mülteci, sığınmacı, göçmenler hakkında gerekliliklerin yerine getirilip getirilmediğini sordum. Lakin ne yazık ki iktidar bu insanlık meselesine da kayıtsız kalmayı tercih ediyor. Bugün ülkemizde yaşanan bu hak ihlalleri biroldukca alanda problemleri birlikteinde getiriyor. Dokumacılık atölyelerinde, inşaatlarda, küçük sanayi tesislerinde toplumsal haklarından yoksun biçimde düşük fiyatlara çalıştırılan mülteciler, okul çağında olup çalıştırılan Suriyeli çocuk personeller, erken yaşta evlilikler, ikinci yahut üçüncü eş olarak satılan kız çocukları üzere biroldukça insanlık kabahati daima işlenmeye devam ediyor. Bu problemlerin incelenmesi ve tahlile erişmesi konusunda verdiğimiz araştırma önergeleri var. Meclis bu mevzuda harekete geçmeli.
İnsan kalabilmenin yolu, birlikte yaşayabilme kültürü için çabalamakla ve bunu sağlamakla mümkün olabilir. Yanı başımızda yaşanan hak ihlallerine kayıtsız kalmak bizim insanlığımızı sorgulatır bir davranış olur.”