CHP Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesinin akabinde artan bayan cinayetlerine dikkat çekerek, “Kasım ayının birinci 23 gününde en az 25 bayanın katledildiği bir ülkede bayanı koruyan kontratlara savaş açıp, hukuksuz bir biçimde ülkemizin imzasını İstanbul Sözleşmesi’nden çekenlerin niyeti bellidir” dedi.
CHP Tekirdağ Milletvekili ve TBMM Bayan Erkek Fırsat Eşitliği Komitesi Üyesi Candan Yüceer, 25 Kasım Bayana Yönelik Şiddetle Gayret Günü niçiniyle yazılı bir açıklama yaptı. Son 13 yılda en az 3 bin 871 bayanın cinsiyete dayalı ayrımcılık kaynaklı şiddet niçiniyle hayatını yitirdiğini söz eden Yüceer, “Türkiye’de her 10 bayandan 4’ü fizikî şiddete maruz kalmış. 10 bayandan en az biri cinsel hücuma uğradığını anlatıyor. Yani ülkemizde bayana yönelik şiddet hiç bir biçimde üstü örtülemeyecek kadar büyük bir sorun” olduğunu belirtti.
SIĞINMA KONUTU GAYESİ DÜŞÜRÜLDÜ
Bayana yönelik artan şiddet her geçen gün artmasına karşın Aile ve Toplumsal Hizmetler Bakanlığı’nın bayan sığınma konutu maksadının düşürüldüğüne dikkat çeken Yüceer, “Günde en az bir bayanın öldürüldüğü bir ülkede, bayan sığınma meskenlerinin toplam kapasitesi yalnızca 3 bin 624. Bakanlığın 2021 için önüne koyduğu gaye 155 lakin şu an 149 sığınma konutu bulunuyor. Üstelik 2022 maksadı de 2021 maksadının altına, 152’ye düşürülmüş durumda” dedi.
Önümüzdeki yılın bütçesinde 42 milyon hanımın yok sayıldığını ve adil bir bütçe hazırlanmadığına dikkat çeken Yüceer, “Devlet kurumları içinde ‘kadın’ ismi geçen tek kurum olan, bayan siyasetlerinin geliştirilmesine ait tek ulusal düzenek olan bayanın Statüsü Genel Müdürlüğü için ayrılan bütçe 22 milyon lira. Bu bütçe neredeyse sarayın 21,6 milyonluk elektrik faturasına eşit. Bu siyasetlerden da anlaşıldığı üzere tehdit altındaki bayanların korunması iktidarın gündeminde değil. Hatta sarayın aydınlatılması 42 milyon bayanın hayatından daha değerli ve öncelikli” dedi.
“CAN SİMİDİMİZ OLAN İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NDEN VAZGEÇMİYORUZ”
İstanbul Sözleşmesi’nin tüzel bir destek olmadan feshedildiğini ve 6284 Sayılı Kanun’un faal bir biçimde uygulanmadığına söyleyen Yüceer, “AKP iktidarı, yandaş medyayı da yanına alarak İstanbul Sözleşmesi’ne ait bir karalama kampanyası başlattı. Akabinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir gece yarısı kararnamesi ile hukuksuzca mukaveleyi fesih sonucu aldı. Bugün İstanbul Mukavelesi aykırıları eli yükselterek, daha yüksek sesle ‘Sırada 6284 var, hatta Uygar Kanun var’ demeye başladı. Her gün bir bayanımız yakınındaki ya da hiç tanımadığı bir erkek tarafınca canice öldürülürken can simidimiz olan İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz. İstanbul Kontratı yaşatacak” tabirlerini kullandı.
Yüceer, “Kasım ayının birinci 23 gününde en az 25 hanımın katledildiği bir ülkede hanımı koruyan mukaveleleri savaş açıp, hukuksuz bir biçimde ülkemizin imzasını İstanbul Sözleşmesi’nden çekenlerin niyeti belirlidir. Onların sıkıntısı bayanı korumak değil, bilakis bayanları sessiz ve dilsiz bırakmaktır” dedi.
ISRARLI TAKİP KANUNU REDDEDİLDİ
Verilen kelamlara, yapılan hareket planlarına karşın ısrarlı takibin başka bir kabahat olarak düzenlenmediğini hatırlatan Yüceer, “Dokuz buçuk yıldır yürürlükte olan 6284 sayılı Kanunda ‘tek taraflı ısrarlı takip’in başka bir kabahat olarak tanımlanması gerektiği söz ediliyor. Cumhurbaşkanı, İnsan Hakları Aksiyon Planı’nda bunu tekrar etti; Adalet Bakanlığı, İnsan Hakları Aksiyon Planı Uygulama Takvimi’ne ısrarlı takibi ekledi. Takvim 30 Nisan 2021’de açıklanmıştı fakat ortadan geçen mühlete karşın, Meclis’e getirilen 5 Yargı Paketi’nde de ısrarlı takip konusu yer almadı. Üstelik mevzuyla ilgili bizim kanun teklifimiz TBMM Genel Kurulu’nda AKP-MHP oylarıyla reddedildi” sözlerini kullandı.
“ADİL EŞİT VE ÖZGÜR TÜRKİYE’YE BAYANLAR HAYAT VERECEK”
Yüceer, açıklamasını, “AKP iktidarı, şiddet mağduru bayanlar yerine, şiddetin faili erkekleri müdafaaya çalışıyor. İktidarın bayan ile erkeğin eşit olmasını ‘fıtrata ters’ olarak bakılırsan anlayışın bayana yönelik şiddeti önlemesi mümkün değil. Tam aksine bayana şiddete taban hazırlar. Bugün yaşadıklarımız bu anlayışın tezahürüdür. Fakat Türkiye’de artık bayanlar susmuyor ve susmayacak. hanımı meskene hapsetmek, toplumsal ömürden, eğitim ve meslek ömründen koparmak isteyen zihniyete teslim olmayacaklar. Er ya da geç bayanların da bu ülkenin eşit ve özgür yurttaşları olduğu kabul edilecek. Bayana yönelik ayrımcılığın, şiddetin son bulduğu, bayan erkek eşitliğinin toplumun her alanında yaşanabildiği adil, eşit ve özgür Türkiye’ye bir daha bayanlar hayat verecek.” kelamlarıyla tamamladı.
CHP Tekirdağ Milletvekili ve TBMM Bayan Erkek Fırsat Eşitliği Komitesi Üyesi Candan Yüceer, 25 Kasım Bayana Yönelik Şiddetle Gayret Günü niçiniyle yazılı bir açıklama yaptı. Son 13 yılda en az 3 bin 871 bayanın cinsiyete dayalı ayrımcılık kaynaklı şiddet niçiniyle hayatını yitirdiğini söz eden Yüceer, “Türkiye’de her 10 bayandan 4’ü fizikî şiddete maruz kalmış. 10 bayandan en az biri cinsel hücuma uğradığını anlatıyor. Yani ülkemizde bayana yönelik şiddet hiç bir biçimde üstü örtülemeyecek kadar büyük bir sorun” olduğunu belirtti.
SIĞINMA KONUTU GAYESİ DÜŞÜRÜLDÜ
Bayana yönelik artan şiddet her geçen gün artmasına karşın Aile ve Toplumsal Hizmetler Bakanlığı’nın bayan sığınma konutu maksadının düşürüldüğüne dikkat çeken Yüceer, “Günde en az bir bayanın öldürüldüğü bir ülkede, bayan sığınma meskenlerinin toplam kapasitesi yalnızca 3 bin 624. Bakanlığın 2021 için önüne koyduğu gaye 155 lakin şu an 149 sığınma konutu bulunuyor. Üstelik 2022 maksadı de 2021 maksadının altına, 152’ye düşürülmüş durumda” dedi.
Önümüzdeki yılın bütçesinde 42 milyon hanımın yok sayıldığını ve adil bir bütçe hazırlanmadığına dikkat çeken Yüceer, “Devlet kurumları içinde ‘kadın’ ismi geçen tek kurum olan, bayan siyasetlerinin geliştirilmesine ait tek ulusal düzenek olan bayanın Statüsü Genel Müdürlüğü için ayrılan bütçe 22 milyon lira. Bu bütçe neredeyse sarayın 21,6 milyonluk elektrik faturasına eşit. Bu siyasetlerden da anlaşıldığı üzere tehdit altındaki bayanların korunması iktidarın gündeminde değil. Hatta sarayın aydınlatılması 42 milyon bayanın hayatından daha değerli ve öncelikli” dedi.
“CAN SİMİDİMİZ OLAN İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NDEN VAZGEÇMİYORUZ”
İstanbul Sözleşmesi’nin tüzel bir destek olmadan feshedildiğini ve 6284 Sayılı Kanun’un faal bir biçimde uygulanmadığına söyleyen Yüceer, “AKP iktidarı, yandaş medyayı da yanına alarak İstanbul Sözleşmesi’ne ait bir karalama kampanyası başlattı. Akabinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir gece yarısı kararnamesi ile hukuksuzca mukaveleyi fesih sonucu aldı. Bugün İstanbul Mukavelesi aykırıları eli yükselterek, daha yüksek sesle ‘Sırada 6284 var, hatta Uygar Kanun var’ demeye başladı. Her gün bir bayanımız yakınındaki ya da hiç tanımadığı bir erkek tarafınca canice öldürülürken can simidimiz olan İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz. İstanbul Kontratı yaşatacak” tabirlerini kullandı.
Yüceer, “Kasım ayının birinci 23 gününde en az 25 hanımın katledildiği bir ülkede hanımı koruyan mukaveleleri savaş açıp, hukuksuz bir biçimde ülkemizin imzasını İstanbul Sözleşmesi’nden çekenlerin niyeti belirlidir. Onların sıkıntısı bayanı korumak değil, bilakis bayanları sessiz ve dilsiz bırakmaktır” dedi.
ISRARLI TAKİP KANUNU REDDEDİLDİ
Verilen kelamlara, yapılan hareket planlarına karşın ısrarlı takibin başka bir kabahat olarak düzenlenmediğini hatırlatan Yüceer, “Dokuz buçuk yıldır yürürlükte olan 6284 sayılı Kanunda ‘tek taraflı ısrarlı takip’in başka bir kabahat olarak tanımlanması gerektiği söz ediliyor. Cumhurbaşkanı, İnsan Hakları Aksiyon Planı’nda bunu tekrar etti; Adalet Bakanlığı, İnsan Hakları Aksiyon Planı Uygulama Takvimi’ne ısrarlı takibi ekledi. Takvim 30 Nisan 2021’de açıklanmıştı fakat ortadan geçen mühlete karşın, Meclis’e getirilen 5 Yargı Paketi’nde de ısrarlı takip konusu yer almadı. Üstelik mevzuyla ilgili bizim kanun teklifimiz TBMM Genel Kurulu’nda AKP-MHP oylarıyla reddedildi” sözlerini kullandı.
“ADİL EŞİT VE ÖZGÜR TÜRKİYE’YE BAYANLAR HAYAT VERECEK”
Yüceer, açıklamasını, “AKP iktidarı, şiddet mağduru bayanlar yerine, şiddetin faili erkekleri müdafaaya çalışıyor. İktidarın bayan ile erkeğin eşit olmasını ‘fıtrata ters’ olarak bakılırsan anlayışın bayana yönelik şiddeti önlemesi mümkün değil. Tam aksine bayana şiddete taban hazırlar. Bugün yaşadıklarımız bu anlayışın tezahürüdür. Fakat Türkiye’de artık bayanlar susmuyor ve susmayacak. hanımı meskene hapsetmek, toplumsal ömürden, eğitim ve meslek ömründen koparmak isteyen zihniyete teslim olmayacaklar. Er ya da geç bayanların da bu ülkenin eşit ve özgür yurttaşları olduğu kabul edilecek. Bayana yönelik ayrımcılığın, şiddetin son bulduğu, bayan erkek eşitliğinin toplumun her alanında yaşanabildiği adil, eşit ve özgür Türkiye’ye bir daha bayanlar hayat verecek.” kelamlarıyla tamamladı.