YETERLİ Parti İstanbul Milletvekili Yavuz Ağıralioğlu, Edirne’deki – Kapıkule Hudut Kapısı’ndaki temaslarının akabinde bir açıklama yaptı. Hükümetin Çin’in Doğu Türkistan’daki zulmüne sessiz kaldığını tez eden Ağıralioğlu, ”Doğu Türkistan, Türk’ün namus davasıdır. Doğu Türkistan’a sırtını dönerek dünyada yürünecek bir milimlik uzaklık yoktur. Doğu Türkistan’a sırtını dönmüş Türk devletinin, Doğu Türkistan’a sırtını dönmüş Türk hükümetinin siyasi iradesi ismine söyleyeceği hiç bir şeyi ciddiye almayacağız.” dedi.
Ağıralioğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şöyleki:
“DUT YEMİŞ BÜLBÜLE DÖNÜYOR”
“Mevzu Doğu Türkistan olunca herkes dut yemiş bülbüle dönüyor. Doğu Türkistan’da 35 milyon Türk’ün ırzı, iffeti çiğneniyor; canları Çin’in tasallutu altında. Her gün toplama kamplarında karşı karşıya kaldıkları, maruz kaldıkları insanlık dışı muamelelerden illallah etti. Yer gök titrer hale geldi lakin bizim hükümette ses yok. Afganistan’a, Suriye’ye karşı sorumluluk duyduğunu söyleyerek muhalefeti de bu manada şeytanlaştıran irade, Doğu Türkistan konu bahis olunca, Çin konu bahis olunca lal oluyor.
Doğu Türkistan, Türk’ün namus davasıdır. Doğu Türkistan’a sırtını dönerek dünyada yürünecek bir milimlik uzaklık yoktur. Doğu Türkistan’a sırtını dönmüş Türk devletinin, Doğu Türkistan’a sırtını dönmüş Türk hükümetinin siyasi iradesi ismine söyleyeceği hiç bir şeyi ciddiye almayacağız.
“AVRUPA ÜLKELERİ SOYKIRIMI TANIDI. TÜRK DEVLETİNDE SES YOK”
Kamplar var diyoruz, avazımız çıktığı kadar bağırıyoruz; duyulmuyor. Toplama kamplarındaki insanların çocukları feryat figan her tarafta seslerini duyurmaya çalışıyorlar, takviye bulamıyorlar. Avrupa’nın sayılı ülkeleri Çin’in soykırımını tanıdı, Çin’in orada uyguladığı işin soykırım olduğunu kabul etti. Türk devletinde ses yok. Bugün Afganistan mevzubahis edilirken kullanılan argümanların hiçbirisi Doğu Türkistan için kullanılmıyorsa, Suriye için kullanılan argümanların hiçbirisi Doğu Türkistan için kullanılmıyorsa bu hükümetin samimiyet testidir. Yani hükümetin söylemiş olduklerinin samimiyet testi, birebir hassasiyetleri Doğu Türkistan için taşıyabilmeleridir. O hassasiyeti hiç bakılırsamedik.
“YUTULMA TEHLİKESİ İLE KARŞI KARŞIYA”
Doğu Türkistan, gözümüzün önünde 1,5 milyar Çin’in tasallutu altında yutulma tehlikesi ile karşı karşıyadır. Sessiz kalmayacağız, razı olmayacağız, asla alışmayacağız ve insanların buna alışmasına asla müsaade etmeyeceğiz. Doğu Türkistan Türk’tür. Toprağın altındakiler de Türk’tür. Toprağın üstünde yaşayanlar da Türk’tür. Tarihin bilinen periyotları içerisinde orası Türk toprağıdır. Orası vaadedilmiş, kurtarılmış toprak değildir, Çin için. Orası Türklerin yurdudur. Türk toprağıdır. Biz de orayı kendi toprağımızı bekler hassasiyetle bekliyoruz. Kendi vatanımızı, kendi insanlarımızı nasıl bekliyorsak; kendi ırzımızı, kendi canımızı nasıl koruma ediyorsak oranın da ırzını, canını, kendi ırzımız, canımız sayıyoruz, herkes bilsin.”
Ağıralioğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şöyleki:
“DUT YEMİŞ BÜLBÜLE DÖNÜYOR”
“Mevzu Doğu Türkistan olunca herkes dut yemiş bülbüle dönüyor. Doğu Türkistan’da 35 milyon Türk’ün ırzı, iffeti çiğneniyor; canları Çin’in tasallutu altında. Her gün toplama kamplarında karşı karşıya kaldıkları, maruz kaldıkları insanlık dışı muamelelerden illallah etti. Yer gök titrer hale geldi lakin bizim hükümette ses yok. Afganistan’a, Suriye’ye karşı sorumluluk duyduğunu söyleyerek muhalefeti de bu manada şeytanlaştıran irade, Doğu Türkistan konu bahis olunca, Çin konu bahis olunca lal oluyor.
Doğu Türkistan, Türk’ün namus davasıdır. Doğu Türkistan’a sırtını dönerek dünyada yürünecek bir milimlik uzaklık yoktur. Doğu Türkistan’a sırtını dönmüş Türk devletinin, Doğu Türkistan’a sırtını dönmüş Türk hükümetinin siyasi iradesi ismine söyleyeceği hiç bir şeyi ciddiye almayacağız.
“AVRUPA ÜLKELERİ SOYKIRIMI TANIDI. TÜRK DEVLETİNDE SES YOK”
Kamplar var diyoruz, avazımız çıktığı kadar bağırıyoruz; duyulmuyor. Toplama kamplarındaki insanların çocukları feryat figan her tarafta seslerini duyurmaya çalışıyorlar, takviye bulamıyorlar. Avrupa’nın sayılı ülkeleri Çin’in soykırımını tanıdı, Çin’in orada uyguladığı işin soykırım olduğunu kabul etti. Türk devletinde ses yok. Bugün Afganistan mevzubahis edilirken kullanılan argümanların hiçbirisi Doğu Türkistan için kullanılmıyorsa, Suriye için kullanılan argümanların hiçbirisi Doğu Türkistan için kullanılmıyorsa bu hükümetin samimiyet testidir. Yani hükümetin söylemiş olduklerinin samimiyet testi, birebir hassasiyetleri Doğu Türkistan için taşıyabilmeleridir. O hassasiyeti hiç bakılırsamedik.
“YUTULMA TEHLİKESİ İLE KARŞI KARŞIYA”
Doğu Türkistan, gözümüzün önünde 1,5 milyar Çin’in tasallutu altında yutulma tehlikesi ile karşı karşıyadır. Sessiz kalmayacağız, razı olmayacağız, asla alışmayacağız ve insanların buna alışmasına asla müsaade etmeyeceğiz. Doğu Türkistan Türk’tür. Toprağın altındakiler de Türk’tür. Toprağın üstünde yaşayanlar da Türk’tür. Tarihin bilinen periyotları içerisinde orası Türk toprağıdır. Orası vaadedilmiş, kurtarılmış toprak değildir, Çin için. Orası Türklerin yurdudur. Türk toprağıdır. Biz de orayı kendi toprağımızı bekler hassasiyetle bekliyoruz. Kendi vatanımızı, kendi insanlarımızı nasıl bekliyorsak; kendi ırzımızı, kendi canımızı nasıl koruma ediyorsak oranın da ırzını, canını, kendi ırzımız, canımız sayıyoruz, herkes bilsin.”