Berk
New member
112'de Çalışmak İçin Hangi Bölüm Okunmalı? Bir Hayalin Peşinden Giden İki İnsan
Herkese merhaba sevgili forumdaşlar,
Bugün sizlerle kalbimi derinden etkileyen bir hikâyeyi paylaşmak istiyorum. Bu hikâye, hayatta doğru yolu bulma ve bu yolda karşımıza çıkan engelleri aşma mücadelesinin bir parçası. Bu yazı, belki de kendi hayatınızdaki bir dönüm noktasını hatırlatacak, ya da bir yol ayrımında olanlar için ilham kaynağı olacak. Hayal ettiğiniz mesleği bulmak, özellikle o mesleği bir tutkuyla yapmak… İşte tam olarak bu duyguya odaklanıyor hikâyemiz. Ama önce, "112'de çalışmak için hangi bölümü okumak gerekir?" sorusuna odaklanarak, hayalimize nasıl adım attığımızı keşfedeceğiz.
İzin verin, size iki gencin, iki farklı yolculuğun iç içe geçtiği bu hikâyeyi anlatayım.
Bir Aniden Değişen Hayat: Ahmet ve Elif’in Yolu
Ahmet, küçük yaşlardan itibaren her zaman mantıklı ve stratejik düşünmeye yatkındı. O, insanlara yardım etmek istese de bunu nasıl yapması gerektiği konusunda netti: çözüm bulmak, yardım etmek ve insanları hayata döndürmek. Lisede, hayatının en zor anında tanıştığı bir olay onu derinden etkilemişti. Bir arkadaşının ailesinin yaşadığı kaza, Ahmet'in kafasında büyük bir dönüşüm yaratmıştı. Bu trajik olay, Ahmet’i bir amaca yönlendirdi: "İnsanları bir an önce kurtarmak, onlara yaşam şansı vermek."
Lise yıllarını bitirip üniversite tercihlerinde kararsız kalmadı. Ahmet için doğru bölüm, mantıklı bir eğitimdi; Sağlık Bilimleri Fakültesi, Acil Yardım ve Afet Yönetimi bölümü. İnsanları hayata döndürmek için gerekli becerilere sahip olmak istiyordu. Her zaman çözüm odaklı düşünen Ahmet, 112'de çalışmak için en uygun bölümü bulmuştu.
Elif ise çok farklı bir bakış açısına sahipti. O, Ahmet’in aksine, duygusal ve empatik yaklaşımıyla insanlara yardım etmek isteyen biriydi. Küçükken, küçük yaşlarda büyük bir travma yaşayan birini gözleriyle görmüştü. O an, bir insanın yardıma ne kadar ihtiyacı olduğunu, birinin elini uzatmanın ne kadar önemli olduğunu fark etti. Elif için yardım etmek, sadece bir çözüm sağlamak değil, aynı zamanda insanlara güven ve sıcaklık sunmaktı.
Elif, Ahmet'in aksine, daha derin bir bağlantı kurmayı, insanların yalnız olmadığını hissettirmeyi istiyordu. “112’de çalışmak” istediğinde, bunun sadece acil bir durumla ilgili değil, aynı zamanda insanların en zor anlarında onlara yardım edebilmek olduğunu biliyordu. Sağlık Bilimleri Fakültesi’ndeki Acil Yardım ve Afet Yönetimi bölümü de onun için doğru bir seçenekti, ancak bir farkla. Elif, insanların sadece fiziksel iyileşmelerine değil, aynı zamanda duygusal iyileşmelerine de katkı sağlamak istiyordu. Kendisini, bir ambulansın arkasındaki sağlık çalışanı değil, bir insanın en zor anında ona umut verecek biri olarak görüyordu.
Hayaller, Yollar ve Gerçekleşen Arzular
Ahmet ve Elif, aslında aynı yolda yürüyen iki farklı insanlardı. Ahmet, her şeyi analitik bir şekilde çözmeye çalışıyor, kriz anlarında hızlıca hareket etmeyi öğreniyordu. Elif ise daha derin duygularla, empatiyle, insanlara dokunmayı hedefliyordu. Üniversite eğitimleri sırasında, hem teori hem de pratikle karşılaştılar. Ahmet, acil durumlarda hızlı ve etkili bir şekilde çözüm üretebilmeyi, Elif ise insanları cesaretlendirip onlara yardım etmenin ne kadar önemli olduğunu öğrendi.
Ahmet, “112’ye hangi bölümle başvururum?” diye soran herkes için, yalnızca teknik bilgiye dayalı, çözüm odaklı bir bakış açısı öneriyordu: "Acil Yardım ve Afet Yönetimi, ya da Sağlık Bilimleri Fakültesi’nde bir bölüm seçmelisiniz. Çünkü orada gereksiz bilgiden ziyade direkt işinize yarayacak teknik eğitimi alırsınız." Onun için mesele, her şeyin verimli ve düzgün bir şekilde işlemeye devam etmesiydi.
Elif ise, “112’de çalışmak için hangi bölüm okunmalı?” sorusuna daha farklı bir yaklaşım sergiliyordu. “Evet, teknik bilgi önemli ama insana dokunabilmek de önemli. İnsanların yanında olabilmek, sadece onlara acil tıbbi yardım sağlamak değil, aynı zamanda onlara güven verebilmek de çok önemli. Bunu ancak insanları anlayarak ve onların korkularını hissederek yapabilirsiniz. Empati, yardım sürecinin önemli bir parçasıdır." Elif, bu yüzden psikoloji ve psikososyal destek üzerine de dersler aldı. Çünkü bir insanın hayatını kurtarmak, bazen sadece fiziksel iyileşmeyi değil, aynı zamanda onun psikolojik iyileşmesini de içerir.
Birlikte Ama Farklı: Sonuçta Herkesin Yolu Kendi İçinde Değerli
İşte Ahmet ve Elif'in yolculuğu, 112’de çalışmak için hangi bölümün daha uygun olduğunu düşündükleri bir yolculuk haline geldi. Ahmet, her zaman teknik, çözüm odaklı düşünürken, Elif, insanların duygusal yönlerine dokunmayı savundu. Ancak her iki bakış açısı da doğruydu. Birinin olmadığı, diğerinin eksik kalacağı bir dünyada yaşıyoruz. Acil yardım bir meslek değil, insanları hayata döndürme, onlara yeniden umut verme sanatıdır.
Ahmet ve Elif, iki farklı bakış açısını temsil ediyorlardı ama sonunda birbirlerini anlayıp birlikte daha güçlü bir sistem oluşturmayı başardılar. Çünkü tek bir bakış açısıyla değil, hem analitik hem empatik bir yaklaşımla hayatta kalabiliriz. Onlar gibi, belki de sizlerin de bu konuda farklı düşünceleriniz vardır.
Sevgili forumdaşlar, siz 112’de çalışmayı hayal eden biri olarak hangi bölümün size daha uygun olduğunu düşünüyorsunuz? Herkesin bu yolda farklı bir bakış açısı olabilir, sizinkini duymak isterim. Ahmet gibi teknik ve çözüm odaklı mı, yoksa Elif gibi empatik ve ilişkisel yaklaşımlar mı daha ağır basıyor? Yorumlarınızı bekliyorum, birlikte tartışalım!
Herkese merhaba sevgili forumdaşlar,
Bugün sizlerle kalbimi derinden etkileyen bir hikâyeyi paylaşmak istiyorum. Bu hikâye, hayatta doğru yolu bulma ve bu yolda karşımıza çıkan engelleri aşma mücadelesinin bir parçası. Bu yazı, belki de kendi hayatınızdaki bir dönüm noktasını hatırlatacak, ya da bir yol ayrımında olanlar için ilham kaynağı olacak. Hayal ettiğiniz mesleği bulmak, özellikle o mesleği bir tutkuyla yapmak… İşte tam olarak bu duyguya odaklanıyor hikâyemiz. Ama önce, "112'de çalışmak için hangi bölümü okumak gerekir?" sorusuna odaklanarak, hayalimize nasıl adım attığımızı keşfedeceğiz.
İzin verin, size iki gencin, iki farklı yolculuğun iç içe geçtiği bu hikâyeyi anlatayım.
Bir Aniden Değişen Hayat: Ahmet ve Elif’in Yolu
Ahmet, küçük yaşlardan itibaren her zaman mantıklı ve stratejik düşünmeye yatkındı. O, insanlara yardım etmek istese de bunu nasıl yapması gerektiği konusunda netti: çözüm bulmak, yardım etmek ve insanları hayata döndürmek. Lisede, hayatının en zor anında tanıştığı bir olay onu derinden etkilemişti. Bir arkadaşının ailesinin yaşadığı kaza, Ahmet'in kafasında büyük bir dönüşüm yaratmıştı. Bu trajik olay, Ahmet’i bir amaca yönlendirdi: "İnsanları bir an önce kurtarmak, onlara yaşam şansı vermek."
Lise yıllarını bitirip üniversite tercihlerinde kararsız kalmadı. Ahmet için doğru bölüm, mantıklı bir eğitimdi; Sağlık Bilimleri Fakültesi, Acil Yardım ve Afet Yönetimi bölümü. İnsanları hayata döndürmek için gerekli becerilere sahip olmak istiyordu. Her zaman çözüm odaklı düşünen Ahmet, 112'de çalışmak için en uygun bölümü bulmuştu.
Elif ise çok farklı bir bakış açısına sahipti. O, Ahmet’in aksine, duygusal ve empatik yaklaşımıyla insanlara yardım etmek isteyen biriydi. Küçükken, küçük yaşlarda büyük bir travma yaşayan birini gözleriyle görmüştü. O an, bir insanın yardıma ne kadar ihtiyacı olduğunu, birinin elini uzatmanın ne kadar önemli olduğunu fark etti. Elif için yardım etmek, sadece bir çözüm sağlamak değil, aynı zamanda insanlara güven ve sıcaklık sunmaktı.
Elif, Ahmet'in aksine, daha derin bir bağlantı kurmayı, insanların yalnız olmadığını hissettirmeyi istiyordu. “112’de çalışmak” istediğinde, bunun sadece acil bir durumla ilgili değil, aynı zamanda insanların en zor anlarında onlara yardım edebilmek olduğunu biliyordu. Sağlık Bilimleri Fakültesi’ndeki Acil Yardım ve Afet Yönetimi bölümü de onun için doğru bir seçenekti, ancak bir farkla. Elif, insanların sadece fiziksel iyileşmelerine değil, aynı zamanda duygusal iyileşmelerine de katkı sağlamak istiyordu. Kendisini, bir ambulansın arkasındaki sağlık çalışanı değil, bir insanın en zor anında ona umut verecek biri olarak görüyordu.
Hayaller, Yollar ve Gerçekleşen Arzular
Ahmet ve Elif, aslında aynı yolda yürüyen iki farklı insanlardı. Ahmet, her şeyi analitik bir şekilde çözmeye çalışıyor, kriz anlarında hızlıca hareket etmeyi öğreniyordu. Elif ise daha derin duygularla, empatiyle, insanlara dokunmayı hedefliyordu. Üniversite eğitimleri sırasında, hem teori hem de pratikle karşılaştılar. Ahmet, acil durumlarda hızlı ve etkili bir şekilde çözüm üretebilmeyi, Elif ise insanları cesaretlendirip onlara yardım etmenin ne kadar önemli olduğunu öğrendi.
Ahmet, “112’ye hangi bölümle başvururum?” diye soran herkes için, yalnızca teknik bilgiye dayalı, çözüm odaklı bir bakış açısı öneriyordu: "Acil Yardım ve Afet Yönetimi, ya da Sağlık Bilimleri Fakültesi’nde bir bölüm seçmelisiniz. Çünkü orada gereksiz bilgiden ziyade direkt işinize yarayacak teknik eğitimi alırsınız." Onun için mesele, her şeyin verimli ve düzgün bir şekilde işlemeye devam etmesiydi.
Elif ise, “112’de çalışmak için hangi bölüm okunmalı?” sorusuna daha farklı bir yaklaşım sergiliyordu. “Evet, teknik bilgi önemli ama insana dokunabilmek de önemli. İnsanların yanında olabilmek, sadece onlara acil tıbbi yardım sağlamak değil, aynı zamanda onlara güven verebilmek de çok önemli. Bunu ancak insanları anlayarak ve onların korkularını hissederek yapabilirsiniz. Empati, yardım sürecinin önemli bir parçasıdır." Elif, bu yüzden psikoloji ve psikososyal destek üzerine de dersler aldı. Çünkü bir insanın hayatını kurtarmak, bazen sadece fiziksel iyileşmeyi değil, aynı zamanda onun psikolojik iyileşmesini de içerir.
Birlikte Ama Farklı: Sonuçta Herkesin Yolu Kendi İçinde Değerli
İşte Ahmet ve Elif'in yolculuğu, 112’de çalışmak için hangi bölümün daha uygun olduğunu düşündükleri bir yolculuk haline geldi. Ahmet, her zaman teknik, çözüm odaklı düşünürken, Elif, insanların duygusal yönlerine dokunmayı savundu. Ancak her iki bakış açısı da doğruydu. Birinin olmadığı, diğerinin eksik kalacağı bir dünyada yaşıyoruz. Acil yardım bir meslek değil, insanları hayata döndürme, onlara yeniden umut verme sanatıdır.
Ahmet ve Elif, iki farklı bakış açısını temsil ediyorlardı ama sonunda birbirlerini anlayıp birlikte daha güçlü bir sistem oluşturmayı başardılar. Çünkü tek bir bakış açısıyla değil, hem analitik hem empatik bir yaklaşımla hayatta kalabiliriz. Onlar gibi, belki de sizlerin de bu konuda farklı düşünceleriniz vardır.
Sevgili forumdaşlar, siz 112’de çalışmayı hayal eden biri olarak hangi bölümün size daha uygun olduğunu düşünüyorsunuz? Herkesin bu yolda farklı bir bakış açısı olabilir, sizinkini duymak isterim. Ahmet gibi teknik ve çözüm odaklı mı, yoksa Elif gibi empatik ve ilişkisel yaklaşımlar mı daha ağır basıyor? Yorumlarınızı bekliyorum, birlikte tartışalım!