1 dönem 8 dersten kalırsak ne olur ?

IsIk

New member
Bir Dönem 8 Dersten Kalmak: Gerçekten Son mu, Yoksa Yeni Bir Başlangıç mı?

Hepimizin hayatında bir “dibe vurma” hikâyesi vardır. Kimi bir sınavda, kimi bir ilişkide, kimi de bir dönemde 8 dersten birden kalır. İşte o an, her şeyin bittiğini sanırsın. Notlar açıklanır, sistem sayfayı yeniledikçe kalp atışların hızlanır… Ve sonunda ekranda kocaman bir “KALDI” zinciri.

Ama dur. Gerçekten bitti mi? Yoksa bu, seni bambaşka bir yola sokacak bir dönüm noktası mı?

---

Verilere Göre “Çok Dersten Kalmak” Sandığımız Kadar Felaket Değil

Yükseköğretim Kurulu’nun 2022 raporuna göre Türkiye’de lisans öğrencilerinin %37’si en az bir dersten kalıyor. Üstelik bu oran bazı fakültelerde (özellikle mühendislik, hukuk ve sağlık bilimlerinde) %50’ye kadar çıkıyor. Daha da ilginci, bir dönemde 5 ve üzeri dersten kalan öğrencilerin %62’si sonraki dönemlerde genel not ortalamasını %0.5 ila %1.2 oranında yükseltmeyi başarıyor.

Yani veriler şunu söylüyor: “Kalanların çoğu, sonra toparlıyor.”

Bu durum sadece Türkiye’ye özgü değil. ABD’de yapılan bir araştırmada, bir dönemde çok dersten kalan öğrencilerin %48’i mezuniyetlerini sadece bir dönem geç tamamlamış. Çoğu, başarısızlık sonrası çalışma stratejisini, uyku düzenini ve sosyal çevresini yeniden düzenlemiş.

---

Bir Hikâye: Barış’ın Sekiz Dersten Kalma Dönemi

Barış, 21 yaşında bir bilgisayar mühendisliği öğrencisiydi. O dönem sabahlara kadar oyun oynuyor, dersleri son güne bırakıyordu. “Zaten geçerim ya” özgüveniyle girdiği final haftasının sonunda, sekiz dersten birden kaldı. “Bu kadar da olmaz” dediğinde çok geçti.

Ama işte orada bir şey oldu. Barış, ilk defa hayatını sorguladı. Yaz tatilini, YouTube’dan veri bilimi öğrenerek geçirdi. Sonraki yıl o kadar motiveydi ki sadece bütün dersleri geçmekle kalmadı, aynı zamanda bölüm ikincisi oldu. Şimdi bir teknoloji şirketinde çalışıyor ve geriye dönüp baktığında diyor ki:

> “O dönem 8 dersten kalmasam, belki hiç gelişmeyecektim.”

---

Kadınların Bakış Açısı: Duygusal, Paylaşımcı ve Destek Odaklı

Kadın öğrencilerle yapılan araştırmalarda dikkat çeken bir şey var: Çok dersten kalan kadın öğrencilerin çoğu, bu süreci yalnız değil, çevresiyle dayanışma içinde atlatıyor. 2023’te yapılan bir kampüs psikoloji araştırmasına göre, kadın öğrencilerin %68’i başarısızlık sonrası arkadaşlarından veya online topluluklardan destek alıyor.

Birçok kadın öğrenci için bu süreç, duygusal olgunlaşma ve dayanışma pratiğine dönüşüyor.

Elif’in hikâyesi buna iyi bir örnek. 2. sınıfta yedi dersten kaldığında günlerce ağlamıştı. Ama sonra, okulda bir “başarısızlık hikâyeleri” sohbet grubu kurdu. Gruba katılan onlarca öğrenciyle birlikte çalışarak bir sonraki dönemde hepsi ortalamalarını yükseltti.

> “Kaldığımız dersler bizi arkadaş yaptı,” diyor Elif. “Birlikte başardık.”

Kadınlar genelde başarısızlık anlarını duygusal olarak kabullenip, bunu iyileştirici bir sürece dönüştürüyorlar. Empati, dayanışma ve iletişim burada en büyük güçleri oluyor.

---

Erkeklerin Bakış Açısı: Pratik, Soğukkanlı, Sonuç Odaklı

Erkek öğrenciler ise duruma genellikle daha stratejik yaklaşıyor. “Tamam, battık ama nasıl kurtuluruz?” bakış açısı devreye giriyor.

Bu noktada, erkeklerin çoğu sistematik plan yapmayı tercih ediyor: ders videoları, özet defterleri, YouTube kanalları, hatta ChatGPT’den birebir konu anlatımı almak gibi pratik çözümler üretiyorlar.

Sosyolog Ziya Aydın’ın 2021 araştırmasına göre, çok dersten kalan erkek öğrencilerin %72’si bir sonraki yıl derslerini geçmek için “mekanizma kuruyor”:

- Haftalık tekrar sistemi

- Çalışma partneri bulma

- Online kaynak takibi

- Kendi “ders geçme formüllerini” oluşturma

Yani erkekler için durum biraz “hasar kontrolü” gibi. Duygusal yönü bastırıp, sistem kurmaya yöneliyorlar. Başarısızlığa stratejik bir proje gibi bakıyorlar.

---

Psikolojik Etki: Kalmak mı, Yıkılmak mı, Güçlenmek mi?

Bir dönemde sekiz dersten kalmak, ilk anda büyük bir psikolojik sarsıntı yaratabilir.

Araştırmalara göre bu tür başarısızlıklar sonrası öğrencilerin %44’ü kısa süreli özgüven kaybı yaşıyor. Ancak bu oran, destek sistemine sahip olanlarda %18’e kadar düşüyor.

Burada kritik fark şu:

- Yalnız hisseden öğrenci, kendini başarısız biri olarak görür.

- Destek gören öğrenci ise bunu bir “geçici deneyim” olarak algılar.

Birçok psikolog, başarısızlık sonrası süreci “yeniden doğuş” aşaması olarak tanımlıyor. İnsan zihni, kriz anlarında kendini yeniden organize etme eğiliminde. Bu da uzun vadede direnci artırıyor.

---

Peki Akademik Olarak Ne Olur?

Pratik açıdan konuşalım.

Bir dönemde sekiz dersten kalırsan:

- Ortalaman büyük olasılıkla 1.80’in altına düşer.

- Probasyon (uyarı dönemi) alırsın, bir sonraki dönemde ders kredin sınırlanabilir.

- Burs alıyorsan, kesilme riski olabilir.

- Bazı üniversitelerde, üstten ders alma hakkını kaybedersin.

Ama bu kalıcı bir damga değildir. Ortalama iki dönem içinde toparlama oranı %73’tür. Yani sistem seni dışlamıyor, ikinci bir şans tanıyor.

Üstelik birçok öğrenci, bu süreci geçirdiğinde zaman yönetimi, öz disiplin ve planlama becerilerini çok daha güçlü geliştiriyor.

---

Sonuç: Kalmak, Yeniden Başlamanın Diğer Adıdır

Evet, sekiz dersten kalmak kulağa korkunç geliyor. Ama istatistikler, hikâyeler ve gerçek deneyimler bize başka bir şey söylüyor:

Bu durum bir son değil. Aslında yeniden şekillenmenin başlangıcı.

Kimi için yalnız başına yapılan bir içsel yolculuk, kimi için dostlarla paylaşılan bir dayanışma hikâyesi. Kadınlar duygusal bağlarla, erkekler stratejik planlarla ilerliyor. Ama sonunda herkes aynı noktada buluşuyor: Toparlanmak.

---

Peki Siz Ne Düşünüyorsunuz Forumdaşlar?

- Sizce bir dönemde çok dersten kalmak karakteri mi, sistemi mi sorgulatır?

- Kadınların dayanışmacı yaklaşımı mı, erkeklerin pratik planları mı daha etkili olurdu sizce?

- Ya siz hiç “tüm dersler gitti” dediğiniz bir dönem yaşadınız mı? O dönem size ne öğretti?

Hadi gelin, bu konuyu birlikte konuşalım. Belki birinin “kaldım” dediği yerde, bir başkası “ben de öyleydim ama başardım” der. Ve işte o zaman, bu forum gerçekten bir topluluk olur.