Neler edinilmiş mal sayılır ?

Umut

New member
Neler Edinilmiş Mal Sayılır? Toplumsal Cinsiyet, Irk ve Sınıf Perspektifinden Bir Analiz

Evlilikte mal paylaşımına dair sorular çoğu zaman hukuki bir mesele gibi görünse de, aslında sosyal yapılar, toplumsal normlar ve eşitsizlikler ile doğrudan ilişkilidir. Bu yazıda, edinilmiş mal kavramını sadece hukuki açıdan değil, toplumsal cinsiyet, ırk ve sınıf gibi faktörlerle de ele alacağım. Çünkü, evlilikte edinilen malların paylaşımı, sadece eşlerin maddi katkıları ile şekillenmez. Toplumların, bireyleri hangi koşullar altında çalışmaya ve üretmeye teşvik ettiği, kimin emeklerinin değerli kabul edildiği ve kimlerin bu paylaşımda daha fazla zorluk yaşadığı gibi faktörler de önemli rol oynar.

Edinilmiş Mal: Hukuki Temeller ve Sosyal Yansıması

Türkiye’de edinilmiş mallara katılma rejimi, evlilik süresince elde edilen malların eşler arasında eşit olarak paylaştırılmasını öngörür. Ancak, bu basit hukuki düzenleme, gerçekte çok daha karmaşık bir yapıya sahiptir. Çünkü mal edinimi, yalnızca bir eşin maddi katkısı ile değil, aynı zamanda zaman, emek ve sosyal şartlar ile şekillenir. Evlilikte bir eşin kazancı, yalnızca çalışma hayatındaki başarılarla sınırlı değildir. Eşler arasındaki katkı, ev içindeki bakım, çocuk yetiştirme ve diğer sosyal sorumluluklar da dahil edilerek değerlendirilmelidir.

Ancak burada dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta, bazı eşlerin bu katkılarının yeterince takdir edilmemesidir. Kadınların ev içindeki rolü, çoğu zaman göz ardı edilir ve hukuki süreçlerde bu katkıların maddi karşılıkları yeterince yer bulmaz. Çalışan erkeklerin maaşları ve sosyal güvenlik hakları, genellikle edinilmiş mal olarak kabul edilse de, evdeki kadınların ev içi işler ve çocuk bakımına yaptıkları katkılar, çoğu zaman maddi bir karşılık bulmaz. Bu, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin yansımasıdır.

Kadınların Sosyal Yapıların Etkisiyle Karşılaştığı Engeller

Kadınlar, tarihsel olarak, ev işlerinin ve çocuk bakımının sorumluluğunu üstlenmişlerdir. Birçok toplumda, kadınların bu tür işlere atfettiği değer, genellikle maddi olarak ölçülemez. Oysa ev içindeki bu katkılar, bir ailenin ekonomik ve sosyal yapısının sürdürülebilirliğini sağlamak için kritik bir öneme sahiptir. Örneğin, Türkiye’deki kırsal kesimde kadınlar, tarımda erkeklerle birlikte çalışsalar bile, bu katkıları çoğu zaman “eşin görevi” olarak görülür ve “edinilmiş mal” olarak kabul edilmez.

Bir kadının, evlilik süresince ev içindeki bakım ve düzen sağlama sorumluluğu, genellikle onun ekonomik katkılarından sayılmaz. Kadınların maddi bağımsızlıkları sınırlı olabilir, çünkü toplumsal normlar ve ekonomik zorluklar, kadınları genellikle ev işlerine ve çocuk bakımına yönlendirir. Bu durum, kadınların iş gücüne katılım oranının erkeklere kıyasla düşük olduğu toplumlarda daha da belirgindir. Kadınlar, iş gücüne katılmak için daha fazla engelle karşılaşırken, aynı zamanda toplumsal ve ailevi baskılar nedeniyle kazandıkları gelirlerin de genellikle “kendilerine ait” olmadığını hissedebilirler. Bu bağlamda, hukuki düzenlemelerde kadının ev içindeki katkılarının daha fazla tanınması gerektiği düşünülmektedir.

Erkeklerin Çözüm Odaklı Yaklaşımı ve Sosyal İyileştirme

Erkeklerin, mal paylaşımında genellikle daha pratik ve çözüm odaklı bir yaklaşım sergilediğini söylemek mümkündür. Çünkü erkekler, toplumda genellikle ekonomik bağımsızlıkları ve iş gücündeki rollerinden dolayı daha fazla avantajlıdırlar. Ancak, erkeklerin de bu durumu çözmek için toplumsal normların etkisini sorgulamaları ve eşit bir paylaşım için daha aktif adımlar atmaları önemlidir.

Evliliklerde, erkeklerin "edinilmiş mal" kavramına yaklaşımları genellikle gelirlerin ve maddi katkıların eşit paylaşılması gerektiği yönündedir. Ancak, erkekler de zaman zaman kadınların ev içindeki katkılarını göz ardı edebilir. Bu durum, toplumsal yapıların ve kalıplaşmış cinsiyet rollerinin bir yansımasıdır. Erkeklerin, kadınların evdeki katkılarını, iş gücüne katılma durumlarından bağımsız olarak takdir etmeleri ve evlilik birliği içerisinde eşit bir paylaşım sağlamak adına adımlar atmaları gerekmektedir.

Irk ve Sınıf Faktörlerinin Edinilmiş Mallara Etkisi

Toplumsal cinsiyetin yanı sıra, ırk ve sınıf gibi faktörler de mal edinme süreçlerini etkileyebilir. Özellikle ırkçı ve sınıf temelli eşitsizliklerin olduğu toplumlarda, belirli grupların ekonomik fırsatlara erişimi sınırlıdır. Bu, kadınların ve etnik azınlıklara mensup bireylerin mal edinme süreçlerinde karşılaştıkları engelleri derinleştirir.

Araştırmalar, özellikle düşük gelirli ve etnik azınlıklara mensup kadınların, iş gücüne katılımda yaşadıkları zorlukların ve iş gücü piyasasında karşılaştıkları ayrımcılığın, onların maddi katkılarını daha da sınırladığını göstermektedir. Bu durum, sadece maddi anlamda değil, aynı zamanda kişisel özgürlük ve bağımsızlık üzerinde de etkiler yaratır.

Tartışma Soruları

Evlilikte edinilen malların paylaşımına dair hukuki düzenlemeler, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini ne kadar çözebilir? Toplumlar, kadınların ev içindeki rollerini daha fazla takdir etmeye başladıkça, edinilmiş mallara katılma rejiminde adalet sağlanabilir mi? Kadınların, özellikle etnik ve sınıfsal olarak dezavantajlı durumda olanların, eşit haklara sahip olabilmesi için hangi toplumsal değişikliklere ihtiyaç var? Erkekler, bu eşitsizlikleri nasıl çözebilir?

Sonuç olarak, edinilmiş mal kavramı, sadece hukuki bir düzenleme olmaktan çıkarak, toplumsal yapılar ve normlarla şekillenen bir olguya dönüşmektedir. Toplumsal cinsiyet, ırk ve sınıf gibi faktörler, mal paylaşımını ve emek değerini doğrudan etkileyen unsurlar arasında yer alır. Bu nedenle, gerçek anlamda eşit bir paylaşım için sadece hukuki değişiklikler yeterli olmayacaktır; toplumsal yapılar ve kalıplaşmış normlar da dönüşmelidir.