Umut
New member
Karısını Kıskanmayan Erkeğe Ne Denir? Forumda Dilden Dile Dolaşan Bir Hikâye
Geçen gün kahvede otururken arkadaşlardan biri öyle bir hikâye anlattı ki, hepimiz kahkahaya boğulduk ama bir yandan da derin derin düşündük. Konu dönüp dolaşıp “karısını kıskanmayan erkeğe ne denir?” sorusuna geldi. Bu işin esprisi var, ciddiyeti var, stratejisi var, empatinin ta kendisi var. Forumda da paylaşmaya değer diye düşündüm.
---
Bir Kasaba Hikâyesi
Vaktiyle küçük bir kasabada yaşayan Halil adında bir adam varmış. Halil, sakin mizaçlı, stratejik düşünceleriyle tanınan biriymiş. Karısı Zeynep ise gönlü geniş, empati dolu, herkesle tatlı tatlı muhabbet eden, mahallede “abla” diye sevilen bir kadınmış.
Bir gün kasabada pazar kurulmuş. Zeynep, pazara gidip domates alırken satıcıyla şakalaşmış. Satıcı, “abla, bu domatesler sana bakınca bile utanıyor” deyince, oradan geçenler kahkahaya boğulmuş. Normalde böyle bir durumda erkeklerin gözü fal taşı gibi açılır, yüzleri buruşur ya… Halil hiç oralı olmamış. Gülümseyip yoluna devam etmiş.
Mahallede dedikodu kazanı kaynamış:
“Yahu Halil hiç mi kıskanmaz? Karısını kıskanmayan erkeğe ne denir?”
---
Erkeklerin Stratejik Çözümü: Kıskançlık Yerine Güven
Forumda bu hikâyeyi okuyunca erkek üyeler hemen yazmaya başladı:
“Bakın arkadaşlar, mesele kıskanmak değil, mesele güvenmek. Halil işin stratejisini çözmüş. Kadını kıskanacağına, kadına öyle bir güven inşa etmiş ki, dışarıdaki sözlerin onun evliliğini sarsmasına imkân yok.”
Başka bir erkek üye hemen eklemiş:
“Kıskanmak dediğiniz şey bazen gereksiz enerji kaybıdır. Stratejik düşünürsen, kıskanmadığın için ilişkin daha sağlam kalır. Karısını kıskanmayan erkek aslında akıllıdır.”
Tabii forumun mizah seven tayfası dayanamamış:
“Yani hocam, karısını kıskanmayan erkeğe ‘stratejik zekâ abidesi’ mi diyeceğiz şimdi?”
---
Kadınların Empatik Yorumu: Asıl Kıymet Güvende
Kadın üyeler de hemen kendi cephesinden cevap vermiş:
“Arkadaşlar, kıskançlık bazen sevgiyle karıştırılıyor. Ama Halil’in Zeynep’e gösterdiği şey sevgi değil, güven. Kadın için en büyük mutluluk, eşinin ona inandığını hissetmesidir.”
Bir başkası ise duygusal bir açıdan yaklaşmış:
“Benim eşim bazen kıskanır, bazen de hiç ses etmez. Ama sessiz kaldığında aslında bana, karakterime, seçimlerime güvendiğini anlarım. İşte bu, empatik bir yaklaşımın en güzel örneği.”
Forumun kadın üyeleri için cevap net: Karısını kıskanmayan erkeğe “güvenen adam” denir.
---
Mahallenin Dilinde: Kıskanmayan Erkek Pasif mi, Yoksa Güçlü mü?
Tabii hikâyede kasabalıların lafları da eksik olmaz. Bir gün kahvede biri şöyle demiş:
“Benim karımı pazarcıyla gülerken görsem dünyayı dar ederim!”
Bir diğeri hemen karşı çıkmış:
“İşte o zaman senin ilişkin zayıf olur. Kıskanmak çözüm değil, güven çözüm. Halil’in rahatlığı pasiflik değil, gücün göstergesidir.”
Forumda da tartışma tam buradan alevleniyor. Bir kısım “kıskançlık erkekliğin parçasıdır” derken, diğer kısım “hayır, güvenin ta kendisi erkekliktir” diye yazıyor.
Araya mizahi bir yorum geliyor:
“Bence karısını kıskanmayan erkeğe ‘rahatına düşkün filozof’ denir. Adam evde huzur istiyor, olay budur!”
---
Zeynep’in Bakış Açısı
Bir gün Zeynep, mahalledeki kadınlarla otururken mesele yine açılmış. Kadınlardan biri dayanamamış:
“Senin kocan hiç mi kıskanmıyor seni?”
Zeynep gülümseyerek cevap vermiş:
“Halil beni kıskanmıyor çünkü bana güveniyor. Onun gözünde ben sadece karısı değilim, hayat arkadaşıyım. Kıskanıp beni kısıtlamak yerine, beni özgür bırakıyor. Bu benim değerimi daha da artırıyor.”
Forumdaki kadınlar bu cevabı okuyunca mest oluyor. Çünkü empatiyle kurulan cümle, herkesin kalbine dokunuyor.
---
Forumda Mizah Dalgası
Tabii forumda işler bir süre sonra iyice espriye vuruluyor. Biri yazıyor:
“Karısını kıskanmayan erkeğe ne denir biliyor musunuz? ‘Garanti belgesi’ olan adam. Çünkü o ilişki garanti altına alınmış demektir.”
Başka biri hemen arkasından:
“Benim komşu hiç kıskanmaz. Biz ona ‘Zen Master Halil’ diyoruz. Ne fırtına sallıyor adamı, ne dedikodu. Tam meditasyoncu gibi.”
Ve işte forum tam bir kahkaha tufanına dönüşüyor.
---
Sonuç: Güven, Empati ve Stratejinin Ortak Noktası
Halil’in hikâyesi bize şunu gösteriyor: Karısını kıskanmayan erkeğe ne denir sorusunun tek bir cevabı yok. Erkekler için bu stratejik bir mesele: kıskanmayarak enerjiyi doğru yönetmek. Kadınlar içinse empatiyle dolu bir bakış açısı: güvenin ilişkiyi büyütmesi.
Aslında ortak nokta şu: Kıskançlık yerine güveni koyan erkek, evliliğin kalitesini artırıyor. O yüzden “karısını kıskanmayan erkeğe” denilecek en doğru şey belki de şudur:
“Güvenin Efendisi.”
---
Peki Sizce?
Şimdi söz sizde forum ahalisi. Sizce karısını kıskanmayan erkeğe ne denir? Stratejik mi, empatik mi, yoksa sadece “rahatına düşkün” mü? Hikâyelerinizi, esprilerinizi ve kendi deneyimlerinizi paylaşın.
Belki de aramızda “Zen Master Halil”ler vardır, kim bilir? Ama unutmayın, kıskançlığın gölgesinde değil, güvenin ışığında büyüyen bir ilişki her zaman daha güzeldir.
Geçen gün kahvede otururken arkadaşlardan biri öyle bir hikâye anlattı ki, hepimiz kahkahaya boğulduk ama bir yandan da derin derin düşündük. Konu dönüp dolaşıp “karısını kıskanmayan erkeğe ne denir?” sorusuna geldi. Bu işin esprisi var, ciddiyeti var, stratejisi var, empatinin ta kendisi var. Forumda da paylaşmaya değer diye düşündüm.
---
Bir Kasaba Hikâyesi
Vaktiyle küçük bir kasabada yaşayan Halil adında bir adam varmış. Halil, sakin mizaçlı, stratejik düşünceleriyle tanınan biriymiş. Karısı Zeynep ise gönlü geniş, empati dolu, herkesle tatlı tatlı muhabbet eden, mahallede “abla” diye sevilen bir kadınmış.
Bir gün kasabada pazar kurulmuş. Zeynep, pazara gidip domates alırken satıcıyla şakalaşmış. Satıcı, “abla, bu domatesler sana bakınca bile utanıyor” deyince, oradan geçenler kahkahaya boğulmuş. Normalde böyle bir durumda erkeklerin gözü fal taşı gibi açılır, yüzleri buruşur ya… Halil hiç oralı olmamış. Gülümseyip yoluna devam etmiş.
Mahallede dedikodu kazanı kaynamış:
“Yahu Halil hiç mi kıskanmaz? Karısını kıskanmayan erkeğe ne denir?”
---
Erkeklerin Stratejik Çözümü: Kıskançlık Yerine Güven
Forumda bu hikâyeyi okuyunca erkek üyeler hemen yazmaya başladı:
“Bakın arkadaşlar, mesele kıskanmak değil, mesele güvenmek. Halil işin stratejisini çözmüş. Kadını kıskanacağına, kadına öyle bir güven inşa etmiş ki, dışarıdaki sözlerin onun evliliğini sarsmasına imkân yok.”
Başka bir erkek üye hemen eklemiş:
“Kıskanmak dediğiniz şey bazen gereksiz enerji kaybıdır. Stratejik düşünürsen, kıskanmadığın için ilişkin daha sağlam kalır. Karısını kıskanmayan erkek aslında akıllıdır.”
Tabii forumun mizah seven tayfası dayanamamış:
“Yani hocam, karısını kıskanmayan erkeğe ‘stratejik zekâ abidesi’ mi diyeceğiz şimdi?”
---
Kadınların Empatik Yorumu: Asıl Kıymet Güvende
Kadın üyeler de hemen kendi cephesinden cevap vermiş:
“Arkadaşlar, kıskançlık bazen sevgiyle karıştırılıyor. Ama Halil’in Zeynep’e gösterdiği şey sevgi değil, güven. Kadın için en büyük mutluluk, eşinin ona inandığını hissetmesidir.”
Bir başkası ise duygusal bir açıdan yaklaşmış:
“Benim eşim bazen kıskanır, bazen de hiç ses etmez. Ama sessiz kaldığında aslında bana, karakterime, seçimlerime güvendiğini anlarım. İşte bu, empatik bir yaklaşımın en güzel örneği.”
Forumun kadın üyeleri için cevap net: Karısını kıskanmayan erkeğe “güvenen adam” denir.
---
Mahallenin Dilinde: Kıskanmayan Erkek Pasif mi, Yoksa Güçlü mü?
Tabii hikâyede kasabalıların lafları da eksik olmaz. Bir gün kahvede biri şöyle demiş:
“Benim karımı pazarcıyla gülerken görsem dünyayı dar ederim!”
Bir diğeri hemen karşı çıkmış:
“İşte o zaman senin ilişkin zayıf olur. Kıskanmak çözüm değil, güven çözüm. Halil’in rahatlığı pasiflik değil, gücün göstergesidir.”
Forumda da tartışma tam buradan alevleniyor. Bir kısım “kıskançlık erkekliğin parçasıdır” derken, diğer kısım “hayır, güvenin ta kendisi erkekliktir” diye yazıyor.
Araya mizahi bir yorum geliyor:
“Bence karısını kıskanmayan erkeğe ‘rahatına düşkün filozof’ denir. Adam evde huzur istiyor, olay budur!”
---
Zeynep’in Bakış Açısı
Bir gün Zeynep, mahalledeki kadınlarla otururken mesele yine açılmış. Kadınlardan biri dayanamamış:
“Senin kocan hiç mi kıskanmıyor seni?”
Zeynep gülümseyerek cevap vermiş:
“Halil beni kıskanmıyor çünkü bana güveniyor. Onun gözünde ben sadece karısı değilim, hayat arkadaşıyım. Kıskanıp beni kısıtlamak yerine, beni özgür bırakıyor. Bu benim değerimi daha da artırıyor.”
Forumdaki kadınlar bu cevabı okuyunca mest oluyor. Çünkü empatiyle kurulan cümle, herkesin kalbine dokunuyor.
---
Forumda Mizah Dalgası
Tabii forumda işler bir süre sonra iyice espriye vuruluyor. Biri yazıyor:
“Karısını kıskanmayan erkeğe ne denir biliyor musunuz? ‘Garanti belgesi’ olan adam. Çünkü o ilişki garanti altına alınmış demektir.”
Başka biri hemen arkasından:
“Benim komşu hiç kıskanmaz. Biz ona ‘Zen Master Halil’ diyoruz. Ne fırtına sallıyor adamı, ne dedikodu. Tam meditasyoncu gibi.”
Ve işte forum tam bir kahkaha tufanına dönüşüyor.
---
Sonuç: Güven, Empati ve Stratejinin Ortak Noktası
Halil’in hikâyesi bize şunu gösteriyor: Karısını kıskanmayan erkeğe ne denir sorusunun tek bir cevabı yok. Erkekler için bu stratejik bir mesele: kıskanmayarak enerjiyi doğru yönetmek. Kadınlar içinse empatiyle dolu bir bakış açısı: güvenin ilişkiyi büyütmesi.
Aslında ortak nokta şu: Kıskançlık yerine güveni koyan erkek, evliliğin kalitesini artırıyor. O yüzden “karısını kıskanmayan erkeğe” denilecek en doğru şey belki de şudur:
“Güvenin Efendisi.”
---
Peki Sizce?
Şimdi söz sizde forum ahalisi. Sizce karısını kıskanmayan erkeğe ne denir? Stratejik mi, empatik mi, yoksa sadece “rahatına düşkün” mü? Hikâyelerinizi, esprilerinizi ve kendi deneyimlerinizi paylaşın.
Belki de aramızda “Zen Master Halil”ler vardır, kim bilir? Ama unutmayın, kıskançlığın gölgesinde değil, güvenin ışığında büyüyen bir ilişki her zaman daha güzeldir.