Dünyanın en büyük 5 turizm fuarı içinde yer alan ve bu yıl 25’nci sefer düzenlenen Doğu Akdeniz Milletlerarası Turizm ve Seyahat Fuarı (EMITT) Büyükçekmece’deki TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde başladı.
Fuarın açılış konuşmasını İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Lideri yaptı.
“BU İŞİN BELEDİYE LİDERİ YA DA BAKANI DİYE BİR AYRIMCILIĞI OLAMAZ”
İmamoğlu, İstanbul başta olmak üzere tüm Türkiye’de ortak çalışma külçeşidinin gerekli olduğunu altını çizerek şunları söylemiş oldu:
”İstanbul hak ettiği noktaya kesinlikle ulaşacak. Gayemiz kentte yılda 20-25 milyon civarında turist ağırlamak. Her turistten kişi başı 1.500 dolar düzeyinde bir gelirin de sağlanmasının, turizmin İstanbul’da hak ettiği yere gelmesi manasına gelir. Olağan bu doğrultuda, milletlerarası platformlarda da var olmayı kentimizin tanıtımına katkı sunmayı, İBB olarak da bu sürecin içerisinde olmayı önemsiyoruz. İstanbul başta olmak üzere, bütün şehirlerimizle bütün lokal yönetimlerimizle; olağan olarak valilerimizle kurumların temsilcileriyle bir ortada çalışma külçeşidini başarmak zorundayız. Yani bu işin belediye lideri, valisi, bürokratı ya da bakanı diye bir ayrımcılık olamaz. Bu işi bir bütün halinde üstlendiğimizde, ülkemizin tahminen en büyük hazinesi olan bu dalı üste taşıdığımızda, tahminen de bu güç ekonomik şartların üstesinden gelme noktasında da en önemli kaynağımızın turizm olacağını görüyoruz. Bu işin de ortasında olacağımızı ve bu çabayı en üst düzeyde vereceğimizi belirtmek isterim.
2019’da İstanbul 15 milyon turiste mesken sahipliği yapmışken, ne yazık ki 2020’de 5, 2021’de 8,5 milyon ziyaretçiyi İstanbul’da ağırladık. Natürel ki bu zahmetli süreci, daima birlikte, ortak akılla, iş birlikleriyle aşmak için büyük bir uğraş veriyoruz ve daha da bu bahiste çaba vermek zorunda olduğumuzun farkındayız”
”TURİZM BARIŞ İSTER, HUZUR İSTER…”
Turizmin ”barış ve huzur” istediğini kaydeden İmamoğlu, ”Turizm barış ister. Turizm huzur ister. Turizm adalet ister, demokrasi ister, özgürlük ister. 360 derece her ortamı bakılırsabilen bir anlayışı ister ve bu farklılıkları kucaklayabilen bir bakış ister ki lakin bu biçimde dünya çapında dilek ettiğimiz noktaya gelebilelim. Bütün bunlar bu ülkenin beşerinin genetiğinde var. Bu topraklarda bulunan medeniyetin de ortasında bütün bu hisler var. İşte bütün bunları sağlayarak, lakin turizm potansiyelimizi tam olarak istediğimiz düzey ulaştırabiliriz.” biçiminde konuştu.
İSTANBUL TÜRKİYE’NİN ANA LOKOMOTİFİ
İstanbul’un Türkiye için ana bir lokomotif olduğunu kaydeden İmamoğlu, ”İstanbul Turizm Platformu’nu kurmak ve bütün paydaşlarla bir ortada akıl birliği, fikir birliği ortaya koymak ve turizme katkı sunma konusunda, ‘Bizler ne yapabiliriz’ bakış açısıyla bu sürecin çabasında sıkı bir paydaş olmayı önemsedik; önemsemeye devam ediyoruz. Tarihi yarımadayı önemsiyoruz. Tarihi yarımadada 50 projemizi, Nisan ayında inşallah kamuoyuyla paylaşacağız. Türkiye’nin ana lokomotifi İstanbul’dur ve her vakit da bu türlü olacaktır. Bu istikametiyle bilhassa Galataport’un problemlerine, süreçlerine katkı sunmak; tarihi yarımadayla ilgili ulaşım süreçlerini güçlendirmek, Boğaz köyleri, Prens Adaları’nın daha nitelikli bir turizm alanı haline gelmesini sağlamak; Haliç kıyıları, Salacak kıyıları üzere İstanbul’un bütün süreçlerine katkı sunan çalışmaları, entegre bir halde hem kendi içimizde tıpkı vakitte paydaşlarıyla birlikte sürdürmeye devam ediyoruz.” dedi.
Fuarın açılış konuşmasını İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Lideri yaptı.
“BU İŞİN BELEDİYE LİDERİ YA DA BAKANI DİYE BİR AYRIMCILIĞI OLAMAZ”
İmamoğlu, İstanbul başta olmak üzere tüm Türkiye’de ortak çalışma külçeşidinin gerekli olduğunu altını çizerek şunları söylemiş oldu:
”İstanbul hak ettiği noktaya kesinlikle ulaşacak. Gayemiz kentte yılda 20-25 milyon civarında turist ağırlamak. Her turistten kişi başı 1.500 dolar düzeyinde bir gelirin de sağlanmasının, turizmin İstanbul’da hak ettiği yere gelmesi manasına gelir. Olağan bu doğrultuda, milletlerarası platformlarda da var olmayı kentimizin tanıtımına katkı sunmayı, İBB olarak da bu sürecin içerisinde olmayı önemsiyoruz. İstanbul başta olmak üzere, bütün şehirlerimizle bütün lokal yönetimlerimizle; olağan olarak valilerimizle kurumların temsilcileriyle bir ortada çalışma külçeşidini başarmak zorundayız. Yani bu işin belediye lideri, valisi, bürokratı ya da bakanı diye bir ayrımcılık olamaz. Bu işi bir bütün halinde üstlendiğimizde, ülkemizin tahminen en büyük hazinesi olan bu dalı üste taşıdığımızda, tahminen de bu güç ekonomik şartların üstesinden gelme noktasında da en önemli kaynağımızın turizm olacağını görüyoruz. Bu işin de ortasında olacağımızı ve bu çabayı en üst düzeyde vereceğimizi belirtmek isterim.
2019’da İstanbul 15 milyon turiste mesken sahipliği yapmışken, ne yazık ki 2020’de 5, 2021’de 8,5 milyon ziyaretçiyi İstanbul’da ağırladık. Natürel ki bu zahmetli süreci, daima birlikte, ortak akılla, iş birlikleriyle aşmak için büyük bir uğraş veriyoruz ve daha da bu bahiste çaba vermek zorunda olduğumuzun farkındayız”
”TURİZM BARIŞ İSTER, HUZUR İSTER…”
Turizmin ”barış ve huzur” istediğini kaydeden İmamoğlu, ”Turizm barış ister. Turizm huzur ister. Turizm adalet ister, demokrasi ister, özgürlük ister. 360 derece her ortamı bakılırsabilen bir anlayışı ister ve bu farklılıkları kucaklayabilen bir bakış ister ki lakin bu biçimde dünya çapında dilek ettiğimiz noktaya gelebilelim. Bütün bunlar bu ülkenin beşerinin genetiğinde var. Bu topraklarda bulunan medeniyetin de ortasında bütün bu hisler var. İşte bütün bunları sağlayarak, lakin turizm potansiyelimizi tam olarak istediğimiz düzey ulaştırabiliriz.” biçiminde konuştu.
İSTANBUL TÜRKİYE’NİN ANA LOKOMOTİFİ
İstanbul’un Türkiye için ana bir lokomotif olduğunu kaydeden İmamoğlu, ”İstanbul Turizm Platformu’nu kurmak ve bütün paydaşlarla bir ortada akıl birliği, fikir birliği ortaya koymak ve turizme katkı sunma konusunda, ‘Bizler ne yapabiliriz’ bakış açısıyla bu sürecin çabasında sıkı bir paydaş olmayı önemsedik; önemsemeye devam ediyoruz. Tarihi yarımadayı önemsiyoruz. Tarihi yarımadada 50 projemizi, Nisan ayında inşallah kamuoyuyla paylaşacağız. Türkiye’nin ana lokomotifi İstanbul’dur ve her vakit da bu türlü olacaktır. Bu istikametiyle bilhassa Galataport’un problemlerine, süreçlerine katkı sunmak; tarihi yarımadayla ilgili ulaşım süreçlerini güçlendirmek, Boğaz köyleri, Prens Adaları’nın daha nitelikli bir turizm alanı haline gelmesini sağlamak; Haliç kıyıları, Salacak kıyıları üzere İstanbul’un bütün süreçlerine katkı sunan çalışmaları, entegre bir halde hem kendi içimizde tıpkı vakitte paydaşlarıyla birlikte sürdürmeye devam ediyoruz.” dedi.