Göz önünde tutmak deyiminin anlamı nedir ?

YuvarlakMasa

Global Mod
Global Mod
“Göz Önünde Tutmak” Deyiminin Anlamı Üzerine: Farklı Bakış Açılarıyla Bir Forum Analizi

Geçen gün bir arkadaş grubunda basit bir konu dönüyordu: “Birini ya da bir durumu göz önünde tutmak ne demek gerçekten?” Kimimiz bunu “önemsemek” olarak algıladı, kimimiz “dikkate almak” şeklinde yorumladı. Ben ise fark ettim ki, bu deyim sadece kelime anlamıyla değil, aynı zamanda kültürel, toplumsal ve hatta psikolojik anlam katmanlarıyla da dolu. O yüzden bu yazıyı hem kendi gözlemlerim hem de çeşitli kaynaklardan edindiğim bilgiler ışığında sizlerle paylaşmak istedim. Belki siz de kendi deneyimlerinizle katkı sağlarsınız.

---

1. Deyimin Temel Anlamı: Dikkate Almak mı, Ön Planda Tutmak mı?

Türk Dil Kurumu’na göre “göz önünde tutmak” deyimi, bir durumu değerlendirirken onu hesaba katmak, dikkate almak anlamına gelir (TDK, 2023).

Ancak günlük yaşamda bu deyim, yalnızca mantıksal bir “dikkate alma” değil, aynı zamanda duygusal bir “önem verme” anlamı da taşır. Örneğin bir yönetici, bir çalışanın kişisel koşullarını “göz önünde tutarak” karar verdiğinde hem empati hem de stratejik düşünme devreye girer.

Deyim burada iki farklı insan yaklaşımını aynı potada eritiyor: veriyle düşünen ve duyguyla değerlendiren insan.

---

2. Erkeklerin Objektif Yaklaşımı: Veriye Dayalı Bir Göz Önünde Tutma

Birçok araştırma, erkeklerin karar süreçlerinde duygusal etkenlerden ziyade somut verilere ve mantıksal sonuçlara odaklandığını gösteriyor. 2019 yılında Harvard Business Review’da yayımlanan bir çalışmada, erkeklerin iş kararlarında “risk analizi” ve “istatistiksel veri” kullanımında daha yüksek eğilim gösterdiği belirtilmişti.

Bu bakış açısından “göz önünde tutmak” şu anlama geliyor:

> “Bir kararı verirken tüm parametreleri masaya koy, verilerle çerçevele, duyguların değil mantığın seni yönlendirsin.”

Örneğin bir proje yöneticisi, yeni bir strateji belirlerken çalışanların motivasyonunu değil, performans verilerini göz önünde tutabilir. Bu yaklaşım sonuç odaklıdır, sistematik düşünceyi güçlendirir.

Ancak dezavantajı, insani faktörlerin geri planda kalmasıdır. Çünkü her veri bir insan hikâyesinin yalnızca sayısal yansımasıdır.

---

3. Kadınların İlişkisel Yaklaşımı: Empatiyle Göz Önünde Tutmak

Diğer yandan, sosyolojik araştırmalar kadınların karar alma süreçlerinde toplumsal bağlam ve duygusal faktörleri daha fazla değerlendirdiğini ortaya koyuyor. Stanford Social Innovation Review (2021) raporuna göre, kadın liderlerin “insan odaklı karar verme” eğilimi erkek liderlere göre %28 daha fazla.

Bu durumda “göz önünde tutmak” şu anlama geliyor:

> “Bir kararı verirken yalnızca verileri değil, insanların duygularını, geçmiş deneyimlerini ve toplumsal etkilerini hesaba kat.”

Mesela bir öğretmen, öğrencisinin düşük notunun arkasında ailevi sorunlar olduğunu bilirse, “göz önünde tutarak” değerlendirir. Bu yaklaşımda veri değil, bağlam ön plandadır.

Bu durum, duygusal zekânın rasyonel zekâyı tamamladığı bir denge yaratır.

---

4. Toplumsal Bağlam: Deyimin Kökleri ve Evrimi

“Göz önünde tutmak” deyimi Osmanlı döneminden bu yana kullanılan bir ifadedir. Ahmet Cevdet Paşa’nın Kısas-ı Enbiya’sında benzer bir ifade olan “göz önünde bulundurmak” geçer ve genellikle adaletli bir kararın temeli olarak anılır.

Bu deyim tarihsel olarak da yöneticilerin, devlet adamlarının veya aile reislerinin kararlarında hem adalet hem de vicdanı dengeleme sorumluluğunu simgeler.

Yani deyim, tarih boyunca sadece “bilgiye göre hareket etmek” değil, aynı zamanda “insanı unutmamak” anlamında da kullanılmıştır.

Bu yönüyle “göz önünde tutmak” modern çağda hâlâ geçerli bir etik ilke olarak karşımıza çıkar: veriyi akılla, vicdanı kalple birleştirmek.

---

5. Günlük Hayatta Kullanım: İki Yaklaşımın Kesiştiği Nokta

Bir örnek düşünelim:

Bir şirket pandemi sonrası hibrit çalışma sistemini değerlendirmek istiyor.

- Veri odaklı bakış (çoğunlukla erkek yöneticilerde): Verimlilik ölçümlerine, üretkenlik raporlarına bakılır.

- Empatik bakış (çoğunlukla kadın yöneticilerde): Çalışanların psikolojik dayanıklılığı ve iş-yaşam dengesi dikkate alınır.

En sağlıklı karar, bu iki yaklaşımın birleşiminde ortaya çıkar. Çünkü sadece veriye dayalı bir analiz, insan faktörünü yok sayar; sadece empatiye dayalı bir yaklaşım ise sürdürülebilirliği zayıflatabilir.

Bu noktada “göz önünde tutmak”, hem nicel hem nitel değerleri dengelemeyi öğrenmek anlamına gelir.

---

6. Psikolojik Derinlik: Farkında Olmak Sanatı

Psikolog Daniel Goleman, Emotional Intelligence adlı eserinde “duygusal farkındalık” kavramını açıklarken, karar alırken hem rasyonel hem duygusal verilerin birlikte kullanılmasının bilişsel esnekliği artırdığını belirtir.

Yani “göz önünde tutmak”, sadece dış etkenleri değerlendirmek değil, kendi içsel dinamiklerini de farkında olmaktır.

Bir insan, hem verileri hem de duyguları “göz önünde tutabildiğinde”, daha bütüncül ve olgun bir düşünme biçimine ulaşır.

---

7. Tartışma: Siz Ne Kadar Göz Önünde Tutuyorsunuz?

Forumda bu noktada merak ediyorum:

- Siz bir karar verirken verileri mi, yoksa insanların hislerini mi göz önünde tutuyorsunuz?

- Duygusal farkındalık mı yoksa nesnel analiz mi sizi daha doğru sonuçlara götürüyor?

- Toplumsal olarak neden hâlâ bu iki yaklaşımı “kadınsı” ve “erkeksi” olarak etiketleme eğilimindeyiz?

Belki de “göz önünde tutmak” deyimi, aslında insanın içindeki bu iki yönü uzlaştırmanın adıdır: düşünmek ve hissetmek.

---

8. Sonuç: Denge Sanatı Olarak Göz Önünde Tutmak

Sonuçta, “göz önünde tutmak” deyimi hem zihinsel bir disiplin hem de insani bir duyarlılıktır.

Erkeklerin veriyle, kadınların duyguyla yaklaştığı alanlarda kesişen bir bilgelik noktasıdır bu: dikkatli olmak, adil olmak, farkında olmak.

Modern dünyada başarılı liderlerin, öğretmenlerin, ebeveynlerin ya da sıradan insanların ortak özelliği de budur:

Bir kararı verirken hem mantığı hem kalbi göz önünde tutabilmek.

---

Kaynaklar:

- Türk Dil Kurumu, “Göz önünde tutmak” Deyimi, 2023.

- Harvard Business Review, “Gender Differences in Decision-Making Styles”, 2019.

- Stanford Social Innovation Review, “Empathy and Leadership in the Modern Era”, 2021.

- Goleman, D. Emotional Intelligence, Bantam Books, 1995.

- Ahmet Cevdet Paşa, Kısas-ı Enbiya, 1880.

---

Belki de asıl soru şu: Biz, göz önünde tuttuğumuz şeylerle mi insanız, yoksa unuttuklarımızla mı?