En Çok Köy Hangi Ildedir ?

Ilayda

New member
En Çok Köy Hangi İldedir? Köylerin Sessiz Çığlığı ve Bizim Hikâyemiz

Sevgili forumdaşlar,

Bugün size belki de en basit görünen ama arkasında koca bir tarih, bir kültür ve geleceğe dair derin mesajlar barındıran bir soruyla geldim: “En çok köy hangi ildedir?” Cevap kulağa düz bir istatistik gibi gelebilir, ama aslında mesele bundan çok daha büyük. Çünkü köy demek sadece nüfus sayısı ya da idari birim değil; hafıza, dayanışma, üretim, göç ve değişimin tam kalbidir.

---

Rakamların Söylediği: En Çok Köy Hangi İlde?

Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, köy sayısında Sivas başı çekiyor. Yaklaşık 1.200’ün üzerinde köyüyle Sivas, Türkiye’nin en fazla köye sahip ili. Onu Kastamonu, Erzurum ve Samsun gibi iller takip ediyor. Bu sayı sadece “köy varlığı” değil, aynı zamanda bir coğrafyanın ne kadar dağınık yerleştiğini, tarım ve hayvancılıkla ne denli iç içe olduğunu gösteriyor.

Ama işte burada bir paradoks başlıyor: En çok köyü olan il, aynı zamanda en çok göç veren illerden de biri. Yani köyler var ama köylüler azalıyor. Bu da “köy” kavramını kâğıt üzerinde bırakıyor.

---

Tarihsel Kökler: Neden Bu Kadar Çok Köy Var?

Sivas gibi illerde köy sayısının yüksek olmasının birkaç nedeni var:

- Coğrafya: Geniş topraklar, dağlık alanlar ve ulaşım zorlukları köylerin birbirinden uzak ve küçük birimler hâlinde kurulmasına yol açtı.

- Geçim Kaynakları: Tarım ve hayvancılık, özellikle küçük ölçekli üretimi destekleyen yapısıyla köylerin yayılmasına sebep oldu.

- Tarihsel İdari Yapı: Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçişte idari olarak köylerin sayısı korundu, hatta bazı bölgelerde yeni köyler tescil edildi.

Yani bugün elimizde “en çok köy” unvanı varsa, bu bir tesadüf değil; yüzyılların birikimi.

---

Günümüzde Köyler: Yaşayan mı, Boşalan mı?

İşin acı tarafı, en çok köyü olan iller aynı zamanda “en boşalan köy” gerçeğini de yaşıyor. Büyük şehirlere göç, tarımın cazibesini yitirmesi, eğitim ve sağlık olanaklarının yetersizliği köyleri sessizliğe sürüklüyor.

Bir forumdaşın hikâyesini hatırlıyorum:

> “Köyümüzün nüfusu 2000’de 500 kişiydi. Bugün yazın bile 50 kişiyi bulmuyoruz. Ama hâlâ köy diye geçiyor.”

Bu tablo bize şunu söylüyor: Köy sayısı fazlalığı, köy yaşamının canlılığı anlamına gelmiyor. Bazen bu sadece boş evlerin, terk edilmiş tarlaların sayısını artırıyor.

---

Stratejik Bakış: Erkeklerin Çözüm Odaklı Yaklaşımı

Erkek forumdaşlarımızın bakışı genelde şöyle: “Kardeşim köyler boşalıyor, çözüm net: altyapı yatırımı, teşvikler, tarıma destek.” Haklılar da. Çünkü eğer köyler üretim merkezine dönüşmezse, hem tarım ithalatına mahkûm oluruz hem de köy kültürü tamamen yok olur.

Bu stratejik bakış açısı bize şunu hatırlatıyor: Köylerin yeniden cazip hâle gelmesi için somut adımlar gerekiyor. Yol, internet, sağlık ocağı, okul… Bunlar olmadan kimse geri dönmez.

---

Empatik Bakış: Kadınların Topluluk Odaklı Yaklaşımı

Kadın forumdaşlarımız ise daha farklı sorular soruyor: “Köyler boşalıyor, peki yaşlılarımız yalnız kalıyor mu? Komşuluk ilişkileri nasıl etkileniyor? Çocuklar köy kültüründen kopunca kim türküleri söyleyecek, kim imeceyi hatırlayacak?”

İşte bu duygusal ve topluluk merkezli bakış açısı, köy meselesine ruh katıyor. Çünkü köy sadece ekonomik birim değil; aynı zamanda ortak yaşam, kültür ve hatıra demek.

---

Beklenmedik Alanlarla İlişki: Köyler ve Dijital Dünya

Bugün köylerin geleceğini sadece traktör ve tarım destekleriyle konuşmak eksik olur. Köylerin dijitalleşmesi, yani internet erişimi, e-ticaret ve uzaktan eğitim fırsatları, köylerin kaderini değiştirebilir.

Düşünün, Sivas’ın bir köyündeki kadın ürettiği peyniri Instagram’dan satabiliyor. Ya da gençler YouTube üzerinden köyün hikâyesini dünyaya anlatıyor. Bu, köylerin sadece “boşalan yer” değil, “yeniden doğan mekân” olabileceğini gösteriyor.

---

Gelecek Perspektifi: Köyler Yeniden Dolabilir mi?

Peki, en çok köyü olan Sivas ve benzeri iller gelecekte köylerini nasıl canlandırabilir?

- Tarımsal Yenilikler: Organik tarım, yerel ürün markalaşması.

- Kırsal Turizm: Doğal güzellikler ve kültürel miras turizme açılabilir.

- Göçün Tersine Dönmesi: Pandemi döneminde gördük, insanlar şehirden köye dönmeye başladı. Eğer bu eğilim desteklenirse, köyler yeniden dolabilir.

Yani geleceğin Türkiye’sinde “en çok köyü olan il” ifadesi sadece bir istatistik değil, aynı zamanda bir potansiyel olabilir.

---

Forumdaşlara Sorular: Siz Ne Düşünüyorsunuz?

Şimdi sözü size bırakıyorum sevgili forumdaşlar:

- Sizce en çok köyü olan ilin bu özelliği bir avantaj mı, yoksa bir yük mü?

- Köylerin boşalmasını durdurmak için hangi adımlar atılmalı?

- Erkeklerin stratejik ve kadınların empatik bakış açılarını birleştirirsek, köylerin geleceğini nasıl inşa edebiliriz?

- Ve en önemlisi: Sizin köyünüzde hâlâ soba başında toplanan, imeceyle çalışan insanlar var mı? Yoksa sadece anılar mı kaldı?

Haydi tartışmayı büyütelim. Çünkü köyleri konuşmak, aslında hepimizin geçmişini, bugününü ve yarınını konuşmaktır.